Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) halkı ekonomik sorunlarla baş etmeye çalışırken, hükümetin kamu ve özelde maaş artışı yoluyla süreci yönetmeye çalışması tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Küresel ekonomideki sorunlara ek olarak Türk Lirası’nın değer kaybı ile halkın alım gücü günbegün erirken, uzmanlar, yapılan ücret artışlarının tek başına yeterli olmayacağı, yapısal ve köklü kararlar alınması gerektiğini vurguluyor.
Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) COO’su (Operasyon Direktörü) Ekonomist Doç. Dr. Hüda Hüdaverdi de izlenen yolun yeterli olmadığını, asıl meselenin piyasanın ucuzlatılması olduğunu vurguluyor. Özellikle asgari ücrete zam yapılırken, sektörler arası farkın gözetilmesi gerektiğine işaret eden Hüdaverdi, yılda bir kez fiyat belirleme şansı olan eğitim gibi lokomotif sektörlerin ve işverenlerin hibe ve ucuz kredi gibi yollarla desteklenmesini öneriyor.
MYK Haber’den Ramazan Adnan’ın konuya ilişkin sorularını yanıtlayan Hüda Hüdaverdi, gidişatı yorumladı, önerilerini sıraladı.
“YETERLİ VE ETKİN TEDBİRLERİ ALMIYORUZ”
“İçinde bulunduğumuz süreci kontrol etmek ciddi anlamda zor bir süreç. Zor bir zaman dilimi. Neden, çünkü bu sadece Türkiye ve Kıbrıs meselesi değil, bu şu anda 163 ülkenin bu yıl içerisinde yaşayacağı enflasyonla ilgilidir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak şu anda yeterli ve etkin tedbirleri almıyoruz. Peki biz ne yapıyoruz? Kamuda büyük bir çalışan grubumuzun satın alma gücünü kaybetmemesiyle uğraşan bir yapımız var. Kamuda maaşları ve özel sektörde asgari ücreti arttırarak önüne geçebileceğimiz bir süreç değildir bu. Sadece alım gücünü, o da belirli bir kitlenin alım gücünü korumaktan öteye gidemez bu durum.”
“PİYASAYI UCUZLATMALIYIZ”
“Ne yapmamız gerekir? Bizim esasımız ucuzlatmaktır. Benim, senin elindeki mevut gelirle, daha kaliteli bir yaşamı sürebilmenin projelerini ortaya koymam lazım. Bu da nedir? Mesela şu anda bizim yıllardır üzerinde konuştuğumuz Türkiye ile bir Ekonomik İş Birliği Anlaşması, Gümrük Birliği Anlaşması var. Biz bunu niye yapamıyoruz? İthalatın yüzde sekseni Türkiye’den geliyor ve bu Türk Lirası ile üretiliyor ama biz gümrükten dolar üzerinden alıyoruz. Türkiye’ye buradan gidecek olan ürün de Türkiye ekonomisini asla rahatsız etmez. Biz ne göndersek Mersin’de satılır. Doğru anlatmamız lazım. Bizim Kıbrıs’ta üreteceğimiz koskoca bir Türkiye ekonomisi içerisinde hiçtir ama bizim için çok önemlidir. Dolarla gümrük ödemede ithalatçı bir sonraki adımda ürünü kaça satın alacağını, kaça satacağını ve ne kadar vergi ödeyeceğini bilemediği için varsayım üzerine kar marjı ekliyor üzerine; yüzde otuz, yüzde 50. Çünkü göremiyor, çünkü bilemiyor. Halbuki biz bu gümrük olayını sıfırlasak, Türkiye’den bize yansıyacak olan tek şey taşımacılık ücreti kalır. O zaman çok daha rahat denetleme ve fiyatları kontrol altında tutabilme şansını yakalayacağız. Bu zaten ciddi bir ucuzlatma getirecektir ülkeye.”
“ÜCRET ARTIŞINDA EĞİTİM GİBİ SEKTÖRLERDE GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMALI”
“Asgari ücrete yapılan bir artış söz konusu. Bu artış bizim gibi eğitim kurumlarında korkunç bir bütçe artışına neden oluyor. Eğitim çok farklı bir sektör. Bu artış karşısında su satıcısı 2 TL’yi 4 TL’ye çıkaracak örneğin ancak biz üniversitedeki fiyatlarımızı değiştirmek için eylülü beklemek zorundayız. Yazın ikinci kez maaş artışı olacak. Su satıcısı ikinci kez artışa gidecek ancak biz yine eylülü bekleyeceğiz. Çünkü bizim öğrenciye 1 yıllık taahhüdümüz var. Bunu değiştirebilecek durumumuz yok. Eğitim kurumlarının öğrenci dışında bir geliri yok. Dolayısıyla yöntem bu sektörlere zarar verme dışında bir işe yaramıyor. Devletin dışında en büyük istihdamı sağlayan kesim üniversitelerdir. Harçlar otomatikman asgari ücrete bağlı olarak artacak. Okul servisleri örneğin; seyrüseferleri iki katına çıkacak, sigortası artacak. Türkiye’de bu yapılmıyor mu, yapılıyor ama ciddi bir de destek var. İş verenin ucuz kredi kullanma şansı var. Kıbrıs’ta bizim öyle bir şansımız yok. Kıbrıs’taki bankaların kapasitesi de devlet desteği de belli. Bizim Türkiye’deki üniversitelerle nasıl rekabet edeceğimizi biri bize anlatsın.”
“ÜNİVERSİTELERİN DOĞRUDAN 321 SEKTÖRE DİREKT KATKISI VAR”
“Turizm sektörü hiçbir zaman üniversiteler kadar katma değer sağlayamaz. Bakın çok basit bir şey söylüyorum. Belki de öğrenci üniversiteye gelmeden önce en az 10 kaleme destek veriyor. Öğrenci gelebilmek için kayıt parasını yatırıyor, devlet parasını alıyor. O öğrenci bilet satın alıyor devlet, uçak, acente hakkını alıyor. Uçak alanına geliyor uçak alanında ödemesi gereken harçlarının taksitini ödüyor. Bu bir paket programı değil ki, şahıs turizmde bir kere para ödüyor. Basınına, akaryakıtına, çamaşırına, suyuna, yiyeceğine, giyeceğine, sağlığına; 321 direkt katkı sağlayan bir yapısı var öğrenci kurumunun. Öğrencilerin anneleri ve babalarının geldiğini de düşündüğünüzde, ekonomik dağılım anlamında çok önemli ve ciddi bir rol oynuyor üniversiteler. Yarattığımız istihdam apayrı. Binlerce kişi evine ekmek götürebiliyorsa bu üniversiteler sayesinde. Üniversitelerin ayakta durabilmesi rekabet edebilmesi için biz nelerle uğraşıyoruz. Biz uluslararası arenada kendimizi nasıl anlatacağımızı düşünüyoruz. Ülkedeki üniversitelerin verdiği, ülkeye öğrenci ve parayı çekebilme savaşıdır. Bütün üniversitelerin yaşaması, büyümesi ve güçlenmesi için devlet politikasına ihtiyaç var.”
“TEŞVİK SİSTEMİ DÜZENLENMELİ”
“Örneğin turizm sektörü teşvik alıyor. Uçağın en büyük teşviki yakıt mıdır? Öğrenci de ucuz biletten yararlansın, iş adamları da yararlansın. Bu teşvikin sadece turizme yapılması adil değil. Ekonomide bence her şeyden önemlisi vergiden harcamalara kadar adil olabilmektir. Eşit değil adil. Hangi sektörün gelirleri düştüyse, hangi sektör gelecek vadediyorsa bizim o sektöre yönelik teşvik sistemimizi değiştirmemiz lazım.”
“GELİRİM TL AMA HARCAMAM STERLİN, BÖYLE BİR ŞEY OLAMAZ”
“Türk Lirası’nın kullanmak dışında bir seçeneğimiz yok ve doğal olarak gelir ve giderleri TL endeksine bağlamak gerekiyor. Gelirim TL ama harcamam sterlin. Böyle bir şey olamaz. Gelirim gibi harcamalarım da TL olmalı. Gelirim sterlin ise harcamalarım da sterlin olsun. Ev, araba, arsa satın almak istediğin zaman sterlin üzerinden ödüyorsun. Bu kabul edebilecek bir sistem değil. Bunların denetlenmesi ve TL’ye endekslenmesi çok zor bir şey değil. Gelirim hangi para birimiyse harcamalarım da o para biriminde olmalı. Devlet önce buna karar vermeli. Kaynak bulmaya çalışıyorum; Türkiye’nin bana dolar, euro verecek hali yok pek neden? Ben ise nerdeyse her şeyi döviz endekslemişim.”
“OKUL UCUZ, HAYAT PAHALI”
“Düşünün üniversiteler rekabet ediyor ama benim ekonomim Türkiye ile rekabet edemediği için ben öğrenci kaybediyorum. Halbuki üniversitelerin fiyatlarına baktığınızda en cazip fiyatları göreceksiniz ama ekonomi rekabet edemediği için veli; pahalı elektrik, pahalı kira bütün bunların hepsini hesapladığında, yılın sonunda ödediği paraya baktığında çocuğunu neden buraya göndersin, alternatiflerine bakıyor. Dolayısıyla bu küçük ama hızlı düzenlenebilecek bir yapıyı, daha pratik bir şekilde aylar, yıllar beklemeden daha hızlı adımlarla çözersek ve ülkeyi ucuzlatmanın yollarını ararsak, çok daha başarılı olacağımızı düşünüyorum.”
“TÜRKİYE’DEN SEKTÖRLER İÇİN DOĞRUDAN HİBE DESTEĞİ SAĞLANMALI”
“Öncelikle Türkiye hibe veriyor, bizim de hızlıca bu hibe programlarını devreye sokmamız lazım. Bütçe oluşturulurken, Türkiye’den doğru yere ulaşacak hibe talep edeceksin, denetleyeceksin, hibeyi siyasileştirmeden ulaştıracaksın. Bugün Avrupa bunu yapıyor, herkes para basıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkiye ekonomisinde bir hiçtir.”
“UCUZ KREDİ İMKANI OLUŞTURULMALI”
“İkincisi ucuz krediye ulaşabilmek gerekiyor. Türkiye’deki yapıyı aynı şekilde Kıbrıs’ta da kurmak gerekiyor. Kıbrıs Merkez Bankası aracılığıyla bankalar üzerinden fiyatları artırmadan uygun krediye ulaştırmamız lazım sektörleri.”
“İŞ İNSANLARINA EĞİTİM VERİLMELİ”
“Ayrıca, iş adamlarına finansal bilgi aktarılması, eğitimler verilmesi gerekiyor. Biz bu konuda eğitim programı hazırlıyoruz. Herkes de bir kaygı ekonomisi yaşanıyor. Eğitimlerle tüm sektörlerde o kaygıyı gidermeye ve kendilerini güvende hissettirmeye çalışılmalı.”
“VİZYON SAHİBİ SİYASİLERLE BU İŞ DÜZELİR”
“Vizyon sahibi (Demokrat Parti Genel Sekreteri, Girne Milletvekili, GAÜ Kurucusu) Sayın Serhat Akpınar gibi siyasiler arttıkça bizim iyiye gideceğimize benim inancım sonsuz. 50 kişilik parlamentoda vizyon sahibi insan sayısı 26’ya ulaştığında tamamdır. Ancak bizim siyasi sistemiz de buna elverişli değil. Halkın siyasetten beklentisi ‘Ben ne olacağım?’ meselesidir ‘Biz ne olacağız?’ı konuşan yok. Halkın beklentisi; ‘Benim çocuğum ne olacak, benim kredim ne olacaktır.’ Ülke, sektör, bölge menfaatlerini konuşmaya başladığımız gün doğru adımlar atılmaya başlanacak.
GAÜ’NÜN EĞİTİM VE ÖĞRENCİ POLİTİKASI
“Türkiye, KKTC için önemli bir öğrenci kaynağı. Ayrıca üniversite olarak, bir önceki yıldan biz uluslararası anlaşmalarımızı yapıyoruz.
Yurt dışından öğrencinin aday nasıl getirilebileceğini planlıyoruz. Ancak öğrencinin bu toplumun huzurunu bozmaması için de yapılabilecekleri her gün tartışıyoruz. Bir sonraki yıl da uluslararası öğrenciye ulaşıp, uluslararası rekabet için uygun programlar açıyoruz.
Mesele şu anda sağlık sektörü çok ciddi bir büyüme yaşıyor. Sağlığın tüm birimleri ciddi bir ivme kazanacak belki önümüzdeki 10 yılda. Sağlıkta ciddi bir adımlar atılması gerekiyor, o yöndeki programlarımızı hızla tanıtmak gerekiyor. Geleceğe yönelik, yeni programlar açıyoruz, pratik hızlı eğitimler, sertifika programları…
Bazı meslekler yavaş yavaş hayatımızdan çıkarken, bazı meslekler ise çok daha önemli gelecek. Öğrenciler de para kazanabileceği, iş bulabileceği sektörlere yönelecek. Biz de hem öğrencilerin nerelere yönelebileceğini göz önünde tutuyoruz, hem ülke ve Türkiye’nin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak programlar açıyoruz. Çok daha farklı ülkelerle de uyumlu programlar açıyoruz. Belki de şuan yüksek lisans, doktora seviyesinde KKTC’deki üniversitelerin önündeyiz. Artık bugüne bakmanın getirisi yok bizim önümüzdeki 5 yılı 10 yılı planlamamız lazım.”
HÜDA HÜDAVERDİ KİMDİR?
Ekonomist Doç. Dr. Hüda Hüdaverdi, GAÜ Senatosu’nun almış olduğu karar ile Ağustos 2022 tarihinde GAÜ COO (Operasyon Direktörü) görevine getirildi ve 7 yıl sonra yeniden GAÜ bünyesine katıldı.
GAÜ bünyesinde ilk çalışmaya başladığı yıllarda akademik kadroda görev alan Hüdaverdi, sonraki yıllarda; GAÜ Sürekli Eğitim Merkezi Direktörlüğü ve GAÜ Genel Sekreterliği, Rektör Yardımcılığı ve Yöneticiler Kurulu Üyeliği görevlerini üstlenmişti.
Akademisyenliğin yanı sıra bir dönem siyasette de aktif görevler bulunan Hüda Hüdaverdi, ayrıca Başbakanlık, Ekonomi Koordinasyon Kurulu üyeliği, Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür ve Spor Bakanlığı Müsteşarlığı ve Serbest Liman ve Bölge Müdürlüğü Yönetim Kurulu Başkanlığı gibi idari görevleri de yürüttü.