TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Başbakan Ersan Saner, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ortak basın toplantısı düzenledi.Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay burada yaptığı konuşmada, KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ortak bağların güçlendirildiğini, görüşmede ekonomik siyasi gelişmeleri kapsamlı şekilde değerlendirdiklerini, hali hazırda süren projeleri ele aldıklarını ve 2021 ekonomik iş birliği protokolünü kapsamlı değerlendirdiklerini söyledi.
“KENDİ KENDİNE YETEN KKTC…”
Kendi kendine yeten, turizmle, eğitimle ekonomisine katma değer yaratan, karar alma mekanizmaları en iyi şekilde çalışan, ilerleyen bir KKTC istediklerini ve bu konuda TC olarak üzerlerine düşen ne varsa yapacaklarını vurgulayan Oktay, KKTC’de Meclis açıldığında bu yöndeki adımların süratle atılması gerektiğini bir kez daha vurguladıklarını kaydetti.
Türkiye olarak gerekli desteği vermeye devam edeceklerini, ulaştırmadan enerjiye turizmden eğitime bu desteklerin sürdüğünü ifade eden Oktay, Covid döneminde 543 bin doz aşının ulaştırıldığını, ulaştırma ve altyapı yatırımları, Anadolu suyunun tarımsal sulama ayağı çalışmalarının sürdüğünü, 500 yataklı hastane ve gençliğe spora yaptıkları yatırımlar olduğunu anlattı.
“CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİ VE MECLİS PROJESİ ÜZERİNDE YOĞUN ÇALIŞIYORUZ”
KKTC e- devlet kapısını hazır hale getirdiklerini, veri merkezi projesiyle Kıbrıs Türk halkının dijital dünyadan en iyi şekilde yararlanması için çalışmaları sürdürdüklerini ifade eden Oktay KKTC Cumhurbaşkanlığı külliyesi ve meclis projesi üzerinde de yoğun şekilde çalıştıklarını söyledi.
Lefkoşa çevre yolu, köy yolları projesinin ilerlediğini, çeşitli altyapı çalışmalarının sürdüğünü anlatan Oktay, KKTC halkının refah seviyesinin yükselmesi için üzerlerine düşen ne varsa yaptıklarını, TC-KKTC iş birliği ve kardeşliğinin güçlendirilmesi, daha güçlü bir KKTC için destek vermeye devam edeceklerini kaydetti.
“KIBRIS TÜRK HALKI ADANIN ORTAK SAHİBİ”
Kıbrıs meselesine ilişkin son gelişmeleri de değerlendirdiklerini ifade eden Oktay, Kıbrıs Türk halkının adanın ortak sahibi olduğunu, sonu belli olmayan müzakerelerle geçirecek zamanı olmadığını ifade ederek, “Ülkemizin deniz yetki alanını sadece karasularıyla sınırlandırmaya çalışan anlayış, ancak ve ancak bir cehalet ya da ihanetin yansıması olabilir” dedi.