Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Eski Başhekimi Dr. Bülent Dizdarlı, depremlere karşı hastanelerin ve 112 Hızır servisinin deprem gibi olası bir afete karşı ne kadar hazırlıklı olduğunu sorguladı.
Sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Dizdarlı, “Felaketi yaşayınca deprem kuşağı üzerinde yaşadığımızı ve bu doğal afetle aslında çok iç içe olduğumuzu hatırladık” diyerek konuyu sağlık yönüyle değerlendirdi.
“Ciddi bir deprem olurda enkaz-lar altında kalan vatandaşlarımız olursa iş önce “Arama kurtarma ekiplerine” sonra da “Hastanelere” düşecektir. Arama kurtarma ekipleri içinde sağlıkçılar olmalıdır. Arama ve çıkarma işlemini devraldıktan sonra ekibin bir parçası olan “sağlıkçılar” enkazdan çıkarılan vatandaşımızı kontrol edip, sağsa ilk müdahalesini yapmalıdır. Damar ve solunum yolunun açık tutularak, ambulansa oradan da hastaneye en sağlıklı şekilde naklini sağlamalıdır. Peki bizim böyle bir ekibimiz var mıdır? Aslında 112 hızır servis elemanları bu konuda eğitilmiştirler. Ancak 24 saat özveriyle çalışan bu gurubun ciddi ve yaygın bir felakette yeterli kalacak sayıda olmadığını da biliyorum. Arama ve kurtarma ekipleri işlerini bir tamam yaptılar, yaralıları hastaneye taşıdılar diyelim. Acaba hastaneyi yerinde bulacaklar mı?” diye soran Dizdarlı, daha önce ikisi çok ciddi tam dört kez Nalbantoğlu Hastanesi’nin sel baskınına uğradığını hatırlattı.
Dizdarlı, binanın 3-6 arasında değişen depremlere de mağdur kaldığını hafızalara getirerek şunları kaydetti, “Lefkoşa Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi, ikisi çok ciddi tam dört kez sel baskınına, çok sayıda da şiddeti 3-6 arasında değişen depreme mağdur kalmıştır. İçinde yapılan çokça tadilata rağmen 1978 yılında bitirilen ana bina dimdik ayaktadır. Diğer yandan ana bina tüm ihtişamıyla dururken çok sonradan yapılan poliklinik ve ayaktan tanı binaları geçirilen afetlerden büyük yıkımla çıkmışlardı. Tüm bunlara karşın özellikle Sayın Faiz Sucuoğlu’nun Sağlık Bakanlığı yaptığı dönemde, önceden Doğu Akdeniz Üniversitesi tarafından binaya olumsuz rapor verildiği dedikoduları yaygındı. Bunun gerçekliğini o zamanki bakanlık yetkililerine sormuş, “varmış öyle bir şey” diye cevap almıştım. Ama bu raporu tüm arzuma rağmen görüp okumam mümkün olmadı. Bu nedenle de gerçekten böyle bir rapor var mı yok mu emin değilim. Yukarıda bahsettiğim bilgiler ışığında Sağlık bakanlığına ciddi ödevler düşmektedir.
- Kurtarma ekibi içinde yer alacak 112 nin eleman ve donanımı artırılmalıdır. Şu anda boşta olup başka işler yapan ATT ve hemşirelerden faydalanılmalıdır. Yeni ambulanslar tedarik edilmelidir.
- Başta Dr. Burhan Nalbantoğlu Ve G. Mağusa Devlet hastaneleri olmak üzere tüm hastanelerimizin depreme dayanıklılığı konusunda araştırılmalıdır. Bu araştırma sonuçları açıklanmalı, desteklenme isteniyorsa derhal yapılmalıdır. Yok destek de fayda vermeyecek kadar durum kötüyse, yeni bir B Planı ( Özel hastaneler el koyma dahil) hazır tutulmalıdır.
Aksi hâlde yumurta kapıya geldiğinde, başı kesik tavuk gibi çırpınmaktan öteye gidemeyiz.”