Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Günhan Erdem HAKİKAT TV yayınına katılarak, iki hafta önce meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin çok geniş alanda “neden bu kadar yıkıcı” olduğuna dair gözlem ve değerlendirmelerini paylaştı.
Ceren Ercih’in sorularına verdiği yanıtlarına; Tüm ulusa başsağlığı ve acil şifa dileklerini ileterek başlayan Erdem; “Tamamıyla insan kaynaklı hatalar, art arda gelen yanlışlar ve bağlı ihmaller yüzünden yıkım büyük oldu. Öldüren, yıkan deprem değildir. Özellikle merkezi ve yerel yönetim hataları yüzünden bu korkunç sonuç ile karşılaştık. Depremler, doğal döngülerdir. Deprem veya afet gerçekleri ile koşulsuz yüzleşmeli ve sorgulamalıyız.” saptamasında bulundu.
Yaşanılan depremin enerjisi anlamında; en az 500 yıllık bir birikimi olabileceğinin, deprem uzmanları tarafından anlatıldığına vurgu yapan Prof. Dr. Günhan Erdem “Gölcük Depremi” sonrasında çıkarılan yönetmeliklerin bu güçteki olası depremlere karşı oldukça etkili hazırlandığını da hatırlattı. Erdem, yönetmeliğin tavizsiz uygulanmış halinde bu çapta yıkım ve kaybın olmayacağını iddia ederek, yerine bu vahim ve benzersiz acılar ile karşılaşıldığını kaydetti. Prof. Dr. Erdem, “Yapı yetersizlikleri ile zemin özelliklerine uygun binalar yapılmaz ise, örneğin; Eğer potansiyel inşaat alanında zeminde sıvılaşma özelliği varsa ve bunu dikkate almadan bina yaparsanız, ne kadar sağlam yaparsanız yapın, olası depremde hatta bazen depreme maruz kalmadan da yan yatar ya da çöker. Tüm acı sonuçlarıyla örneklerini defalarca, sayısız kez gözlemledik. Bir çok bölge ve şehir gibi, başta Kahramanmaraş; tarihsel süreçte kayalık korunaklı arazilerden, tarım arazilerine kaydırıldı. Sonuçları belli yanlış ve ölümcül imar açılımı, ardından bitmeyen imar affı denilen uygulamalar ile bu acı tabloya ulaşmış bulunduk. Bu noktada bir kez daha soruyu soralım: şimdi deprem mi öldürdü? Bana göre; İzin verenler, yönetmeliklere uymayanlar ve elbette ranta endeksli, aslen problemli sosyal katmanlar sebep oldu. Toplumsal ve ekonomik sürdürülebilinir tüm bilimsel gerçeklere karşın ölümcül sonuçlar içeren, akıl ve bilimden uzak eylem ve tavırların sonucudur karşı karşıya kaldığımız.” şeklinde konuştu.
AFET YÖNETİMİ ÇOK DİSİPLİNLİ BİR ALANDIR, SORGULANIR VE GELİŞİR
Afet yönetiminin çok disiplinli bir alan olduğunu anlatan Prof. Dr. Erdem, alanın sağlık, mühendislik, sosyoloji, ekonomi, psikoloji gibi temel bilimler ile hayati bağlantısına dikkat çekerek; “ Bilimseldir, sorgulanır ve geliştirilir. Afet olmadan sorular üzerinde ilerliyoruz. Afet olduktan sonra kriz yönetimi elbette hayatidir. Asıl önemli olan ise; sonuçların yıkıcı olmaması için, “ne yapılabilir?” sorularına verilmiş cevap ve tedbirlerdir. Bu da risk yönetimidir.” dedi.
Sivil Savunma ve AFAD gibi kurumların sahasında görev verilecek öğrenci ve gönüllülere, uzman afet yöneticisi veya personeli yetkisi alabilecek şekilde; arama- kurtarma tekniklerini, özellikle acil tıbbı müdahale tekniğinin öğretildiğini belirten GAÜ Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı “ Toplum olarak bizi büyük acı yaşatan ve genç sporcularımızın kafile olarak hayatlarını kaybettiği Adıyaman’da, GAÜ Öğrencilerimiz arama- kurtarma ekiplerine katılarak, ellerinden geleni yaptılar. Bir grup öğrencimiz de Kıbrıs’ta hazır bekledi.” cümlesini sözlerine ekledi.
NE YAPMALIYIZ, GAÜ OLARAK NE YAPACAĞIZ?
Özellikle belirli bir yaş grubundaki kişilerin arama- kurtarma ve ilk yardım tekniğini öğrenmesinin yararlarına dikkat çekerek yerel yönetimler ve bileşenlerinin mutlaka güçlendirilmesinin gerektiğinin altını çizen Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Günhan Erdem sözlerini şöyle bağladı: “Yerelin güçlenmesini istiyoruz. Belediyelerin kontrolünde en alt sorumluluk seviyelerinden başlamak yerinde ve doğru olur. Olası bir afette kurtarılan insan sayısı da artar. Fiziki yıkımı engellemek; başta alınan tedbirler ile mümkün olur. İnsanların sorgulayıcı, yöneticilerin de sorumlu davranması tetiklenir. Gereksiz imar aflarından da kaçınılmış olur. Bu işin temel noktası, eğitim ve dayanışmadır. Hazır ve dirençli olmanın şartlarıdır. ‘Afete dirençli ülke’ kavramını hakkedebilmek için; Bir başlangıç olarak her seviyede; Temel afet bilgisi derslerinin müfredata konması gerekmektedir. Risklerin belirlenebilmesi ve hareket için, sorunu; yapısal riskler ve yapısal olmayan riskler olarak ikiye ayırmamız gerekli. Devletin kontrol ve yönlendirmesinde, olası afetlerde etkilenecek arazilerin- konutların gözden geçirilmesi, kontrol edilmesi, yeni bina yapım yönetmeliklerinin güncellenmesinin yanında tüm saha ve birimlerde acil giriş- çıkış ve kaçış planları yeniden gözden geçirilmelidir. Bireysel olarak yapılabilecekler listesinde; Depremden veya genel olarak afetten kaynaklı sarsıntı ve darbede devrilecek, düşecek, kaçış yollarını kapatacak eşya ve unsurları kaldırmak ya da sabitlemek gereklidir. Özellikle çocuklarımızın; elektirik, gaz, su akımlarının nasıl ve hangi durumda kesilebileceği hakkındaki bilgilerini artırmalıyız. Tahliye ve toplanma noktaları hakkında yeterli bilgi, muhtarlıklar düzeyinden başlanarak denetim altına alınmalıdır. ‘Acil Durum Çantası’ gibi hazırlıklar ihmal edilmemeli, su- konserve ve kuru yiyecek, düzenli kullanılan ilaçlar, ışıldak-fener, seyyar radyo- pil, şarjı düşük olmayan telefonlar ilaveten powerbank, yetkin giysi ve ayakkabılar, düdüklerin de el altına yakın olması gerekli olduğunu da biliyoruz. Bireysel ve toplum hayatımızın güvene alınabilmesinin bizi ilgilendiren tüm hatlarında; Girne Amerikan Üniversitesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü olarak, öğrenci odaklı konumuzu elbette sürdüreceğiz. Düzenli uygulanacak program şartı eşliğinde talep olursa, doğru kurgular ile eğitim süreçlerimizi toplum kesimlerine etkinlikle yayabiliriz. Halkımıza, gönüllü insanlara bunu vermek için çaba gösteririz. Zaten Sivil Savunma Teşkilatı; eğitim ve uygulamalarını sürdürüyor. Okullarda, diğer kamu kuruluşlarında bu eğitimler verilmektedir. Katılımımız ile içerikleri değişebilir, nitelikleri yükseltilebilir. Eğitim vermek için açığız. Bütün bunlar; acil yardım organizasyon seviyelerinin geliştirilmesi, teşvik edilmesi ile anlam kazanır, aksi takdirde hayat kurtarmadan- geçici barınma merkezlerine kadar her şey boşa çıkar. Doğru karar, doğru konumlanma, doğru ve hızlı eylem: yaşamları kurtarabilir.”