İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, Hakikat Web TV’de yayınlanan “Günaydın Hakikat” programına katılarak gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Öztürkler, 6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye Cumhuriyetinde gerçekleşen büyük deprem felaketi nedeni ile İçişleri Bakanlığı olarak aldıkları kararları ve süreci değerlendirdi.
Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem sonrası yaşanan yıkımlarda hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, acılı ailelere ve milletimize bir kez daha baş sağlığı dileyen Öztürkler, yaşanan felaketin boyutlarının çok büyük olduğunu, bu süreçte bakanlık olarak ilk andan itibaren önemli kararlar aldıklarını belirtti.
Yaşanan büyük deprem felaketinde mağduriyet yaşayan, ailelerini kaybeden ve KKTC’de yakınları olan depremzedelerin KKTC’ye giriş-çıkışları ve muhaceret işlemlerinde kolaylık sağlayan 90 gün süreli özel bir genelge yayımladıklarını ifade eden Öztürkler, “depremin yaşandığı 11 ilden ülkemize giriş yapacak, kimlik, pasaport gibi evrakları yıkım altında kalmış depremzedelerin TC Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Müdürlüklerinden alacakları resmi evrakla ülkemize girişlerinin sağlanması adına bu olağanüstü koşullar için geçerli özel bir genelge yayımladık” dedi.
Başbakanlık Koordinasyon Merkezi altında depremzedeler için sağlık hizmetleri, sosyal yardım almalarını sağlamak amacıyla da organizasyon sağlandığını açıklayan Bakan Öztürkler, İlk anda hızlı adım atmak adına yasa gücünde kararnamelerin çıkartıldığı ve amacın “okullarımızın sağlamlaştırılması, kontrollerinin yapılması, sivil savunmanın güçlendirilmesi, bundan sonraki adımların planlı ve koordineli atılması, belli bir gelir üzerindeki çalışanlardan %1-2 arası kesinti ile başlayan ve üst düzey yönetici bakanlar, milletvekilleriden %5 oranında bir kesinti ile deprem fonu yaratmak olduğunu belirtti. Öztürkler, “Olaylar yerine olgulara göre hareket ederek ortak akılla geleceğe yönelik adımlar atmak çok değerlidir. Bu amaçla hareket ediyoruz. Toplumsal Bir konsensüsle hareket edilmesi adına mecliste yaptığımız uzun görüşmeler, istişareler sonrasında yasa gücünde kararnameler yerine üç önemli komite kurmasına karar verildi” dedi.
“KIBRIS TÜRKÜ İMKANLARI DAHİLİNDE ANAVATANIN YANINDA DURMUŞTUR”
Hükümet olarak Başbakanlık Koordinasyon Merkezi, Cumhuriyet Meclisimiz ve halkımız ilk andan itibaren Anavatanımızda yaşanan büyük deprem felaketi sonrası güzel bir dayanışma örneği göstermiş, hızlıca yaraların sarılması için imkanlar dahilinde katkı konmuştur diyen Öztürkler, “Kıbrıs Türkü’nün imkanları dahilinde Anavatanın yanında durduğunun altını çizdi.
“YABANCILARIN TAŞINMAZ MAL ALIMLARINDA TÜZÜKTE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLE İLK KEZ TOPLUMSAL İHTİYAÇLARA YÖNELİK ÖNEMLİ KALEMLER YARATILDI”
Olaylara göre değil, olgulara göre hareket edilmesinin önemine vurgu yapan Bakan Öztürkler, Yabancıların Taşınmaz Mal alımlarında alınan harçların %6’dan % 12 ye çıkartıldığını ve burada yapılan tüzüksel değişiklikle de geleceği planlayacak fonlar oluşturduklarını belirtti.
Öztürkler, “Eski tüzükte vatandaşla yabancılardan alınan tapu harçları aynı orandaydı. Bunun dünyada çok örneğine rastlayamazsınız. Bu hususta hem vatandaşlarımıza sosyal konut yapımı için ilk kez ayrı bir fon ayrıldı. Hem de Taşınmaz Mal Komisyonuna fon yaratılması konusunda mecliste de ana muhalefet milletvekili Fikri Toros’un defatle gündeme getirdiği bu hususta da ilk kez bir adım atıldı. Satış Sözleşmelerinden de ilk anda %6’lık bir oranda harç alınacak ve Tapu Devir işlemleri sırasında da geriye kalan kısmı alınarak ayrılan fonlara aktarılacaktır” dedi.
Kendi vatandaşlarımıza sosyal konut yapımı için ilk kez yapılan tüzüksel değişiklikle bir fon yaratıldığına özellikle dikkat çeken Öztürkler, “Burada gençlerimizin yuva sahibi yapabilmek için önemli bir planlamanın zeminini yaratarak, kendi imkanlarımızla planlama yapılmasının önünü açıyoruz. Ayrıca yaşanan deprem felaketinin yaralarının sarılmasına katkı sağlayacak depremzedeler için kullanılacak bir kalem de ayrıldı. Gelecekte yaşanacak hadiselere hazır olunması, sağlıklı planlama yapılabilmesi adına olaylara göre değil, neden sonuç ilişkisi üzerine hareket edilmesi gerekmektedir. Bilimsel çerçevede hareket tarzımızı geliştirmeliyiz” şeklinde konuştu.