Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Ünyayar, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemler ile yeni hastalıkların önüne geçilebileceğinin mümkün olduğunu ifade etti.
Prof. Dr. Ali Ünyayar, “Dünyamızda iklimden, göçe, göçten savaşlar yaşanırken biz içeride kısır döngü içerisinde aşılanmam-aşılanırım fantezisini yaşıyoruz. Halbuki dünya İklim değişikliğinin bu tip pandemilere gebe olduğunu ve doğayı daha az nasıl sömürürüz gayesindedir”
Ünyayar, söz konusu duruma dikkat çekmek için Carolina Alvesin yazısından bazı kesitler paylaştı. Ünyayar açıklamasında, “Doğal kaynakların kapitalist gündem ve insanlık yararına aşırı sömürüsü doğada bir dengesizliğe yol açmaktadır, doğada yarattığı etki er ya da geç bizi de yakalayacaktır, bu özel yazıda sav bulaşıcı hastalıkları tartışacaktır. Son zamanlardaki koronavirüs pandemisinin ışığında, bu makale iklim değişikliği ile yeni hastalıkların ortaya çıkması arasındaki ilişkiye ışık tutmayı amaçlamaktadır” dedi.
“İklim değişikliği ve etkileri Kaynakların aşırı kullanımı, fosil yakıtların yanması, ormansızlaşma, endüstriyel faaliyetlerin artması gibi sebeplerle insanoğlunun doğaya verdiği zararlar, atmosferdeki sera gazı konsantrasyonunun yükseldiği ortamlarda dengesizliklere yol açmaktadır. gezegendeki doğal seviyenin çok üzerinde, iklim değişikliğinin ana itici gücü olan küresel ısınmaya neden oluyor. Konu, 1972’den bu yana, Stockholm Konferansı ve daha çok Kyoto Protokolü, Paris Anlaşması ve dünya çapında hükümetlerin etkili eylemleri için son gençlik protestoları ile tartışma ve dikkati artan konulardan biri olmuştur. İklim değişikliğinin etkileriyle bağlantısı olan ya da olmayan birçok faktörden dolayı bir hastalık ortaya çıkıyor. Dünyadaki bilim insanlarına göre;
İklim, sağlığın önemli bir belirleyicisidir. İklim, bulaşıcı hastalıkların çeşitliliğini sınırlarken, hava durumu salgınların zamanlamasını ve yoğunluğunu etkiler. Uzun vadeli bir ısınma eğilimi, birkaç önemli enfeksiyonun coğrafi olarak yayılmasını teşvik ederken, aşırı hava olayları hastalık salgınlarının “kümesi”ni doğuruyor ve bir dizi “sürpriz”i ateşliyor.
Korona virüsün yayılma hızı bu yüzden ülkelere göre değişiyor veya mutasyon hızı artıyor. Çevresel felaketlerle ilgili olarak insanların artan yer değiştirmesi, daha büyük grupların tek bir yerde yaşamasına yol açar, bu da yeterli bir yaşam için gerekli tüm koşulların sağlanmasını zorlaştırır, bu da düşük su kalitesi, düşük gıda kalitesi veya alımı ile ilgili çeşitli hastalıklara neden olabilir. Ayrıca, kentsel alanları vurgulayan ve bu insanlardan kentsel sınırları genişletme ihtiyacı yaratan ve bu da vahşi bölgelerin istilasına yol açan insan nüfusunun sürekli büyümesi sorunu var. Bu, insanlar tarafından bilinmeyen patojenleri taşıyan vahşi hayvanlar ile insanlar arasındaki köprüyü kısalttı, bu da insan vücudunun savunma sisteminin mevcut dengesini bozuyor ve bulaşıcı hastalıkların sağlık kurumlarının kontrolü dışında yayılmasına yol açabiliyor”.
“Bu, bilim insanları ve uzmanların muhtemelen aynı fikirde olmayacakları bir noktaya yol açar, iklim değişikliği veya sağlık sorunları ile ilgilenmek, ülkeler arasında işbirliğini, yatırımların, teknolojilerin ve uzmanlığın değişimini teşvik eden daha kapsamlı bir işbirliği gerektirir. Bu sorunlar tek bir bölgeyle sınırlı değil, son COVID-19 pandemisi bunu kanıtladı, Çin’de teşhis edilen bir hastalık altı kıtaya yayıldı, birçok insanı öldürdü ve daha fazlasını enfekte etti. İklim değişikliği, daha büyük bir sistemin parçası olduklarını, ozon tabakasının incelmesi, artan hava kirliliği, biyolojik çeşitlilik kaybının göz ardı edilerek kendi çıkarlarının peşinde koşan onlarca yıllık ülkelerin bir sonucudur, tüm bu sorunlar Devletler tarafından gerçekleştirilen bireysel eylemlerle ilgilidir”.
“2020’deki Coronavirüs pandemisi, dünya çapında sağlık sistemlerindeki kusurları ortaya çıkardı, bilime ışık tuttu ve iklim tartışması büyük çevre düzenlemelerinin ertelenmesiyle yılın büyük bir bölümünde ara verildi. – konferanslar, iklim değişikliği ve yeni hastalıkların ortaya çıkışı arasında bağlantı kuran çalışmaları da yoğunlaştırdı”.
“Kısaca içimize kapanmakla küresel iklim ve sağlık sorunlardan kaçamayız. Dünyayı izlemeli ve onlarla birlikte hareket etmeliyiz. Politik, Dinsel ve Irksal farklılıklar hastalıkların yayılmasını önlemez. Dünyayla senkronize sağlık önlemlerini alarak başarılır”.