Bilim insanları, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünün araştırma gemisi Bilim-2 ile Kahramanmaraş merkezli depremlerin Akdeniz’in diplerinde yarattığı olası tahribatı ve ekosistem üzerindeki baskısını yerinde araştıracak.
Araştırmacılar, çalışmaları ile depremin Akdeniz’in diplerinde tetiklediği heyelanları ve ekosistem üzerindeki tahribatını, deniz tabanından alacakları su ve sediman karot numuneleri ile tespit ederek bir sonraki olası depremlerin denizlerde yaratacağı riskleri öngörecek bilgiler toplayacak.
“Depreme deniz sistemi nasıl tepki vermiş bunu ortaya koyacağız”
ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel, yaptığı açıklamada, Bilim-2 gemisi ile Akdeniz’de İskenderun ve Mersin Körfezi ile Mersin-KKTC arasında denizde yılda 4’e varan seferler yaptıklarını söyledi.
Son yaşanan depremlerin ardından bilimsel çalışmaları depreme yönlendirdiklerini ifade eden Yücel, depremle birlikte şehir alt yapılarının kullanılamaz hale geldiğini, birçok arıtma tesisinin yıkıldığını, birçok sanayi tesisinin zarar gördüğünü, moloz yığınları ve yıkıntıların bulunduğunu belirtti.
Yücel, bu durumun deniz ekosistemi üzerine etkileri olduğuna işaret ederek, Akdeniz’in, deprem öncesinde de kirlilik baskısı altında bir deniz olduğunu söyledi. Yücel, şunları söyledi:
“Marmara kadar kirli bir yer aslında, deprem felaketinin meydana getirdiği yeni etkileri daha yakından izleyebilmek için Akdeniz’e yıl boyu sefer yapacağız. Mart, haziran ve ağustosta seferler planlıyoruz. Özellikle deniz ekosistemindeki kirliliği izlemek için daha çok nehir ağızlarına Asi Nehri ve Samandağ önleri gibi bölgelerde istasyonlar kurduk. Buralarda çok daha yüksek çözünürlükte örnekleme yapacağız. Denize kirlilik girişi artmış mı? Artmışsa ne gibi etkileri olur? Kısaca depreme deniz sistemi nasıl tepki vermiş bunu ortaya koyacağız.”
Su altı heyelanlarının yerini tespit edecekler
Doç. Dr. Yücel, depremin, çok büyük olmamakla birlikte küçük genlikli tsunami yarattığı yönündeki bilgilerin raporlara yansıdığını, buna göre tsunaminin boyutlarının Erdemli ve Kıbrıs kıyılarında da ölçüldüğünü hatırlattı.
Depremlerin karada yarattığı tsunami üretme mekanizmasının su altı heyelanları yoluyla olduğunu belirten Yücel, Akdeniz’de yürütecekleri çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi:
“Karadaki bir deprem, kıyıya yakın olmuşsa o kıyıya yakın yerlerde su altı heyelanlarını tetikler. Böylece su altında oluşan çok büyük sediman akışları, tsunami dalgaları yaratır. İskenderun Körfezi ve Samandağ kıyılarının belli bölgelerinde su altı heyelanlarının oluştuğunu öngörüyoruz. Deniz seferlerimizde, kıyıları çok yakından tarayarak deniz tabanı çalışmaları ile su altı heyelanlarının yerini tespit edeceğiz. Çalışmalarımızda denizden sediman karot örnekleri alacağız. Bu heyelanlar kaç kilometre açığa taşınmış, hangi bölgeye daha etkili olmuş, bunları belirleyeceğiz. Bu bilim açısından çok önemli bir veri.
Çalışmamız, depremin hangi kıyı bölümünde, hangi heyelanlara yol açtığı konusunda bir ilk olacak. Böylece bir sonraki depremin denizlerde yaratacağı riskleri öngörmeye yardımcı bilgiler toplayacağız. Kısaca, depremin kirlilik anlamında kıyılara nasıl bir etkisi oldu, bunu belirleyeceğiz bir de depremin tetiklediği su altı heyelanlarını belirleyip açıklayacağız. Böylece bir sonraki olası depremlerin denizlerde yaratacağı riskleri öngörmeye yardımcı bilgiler toplayacağız.”
“Denizin genel resmini çekeceğiz”
Seyrüseferlerinde deniz dip suyundan örnekler alarak fiziksel özelliklerine bakacaklarını belirten Yücel, “Denizin genel bir resmini çekeceğiz. Özellikle depremin olduğu bölgenin kıyılarında, derinliklerde, akıntılarda, su kolonunda, dip sularında bir anormallik var mı, buna bakacağız. Çünkü anormal bir durum varsa örneğin bulanıklığı direkt sensörlerle görüyor olacağız. Bu verileri analiz edip heyelanları ölçmeye yönelik daha özel seferler yapacağız.” dedi.
Yücel, sonuçları aldıkça diğer disiplinlerden uzmanları gemiye davet edip onların da uzmanlığına başvurarak çalışmaları derinleştireceklerini sözlerine ekledi.