Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay Sayıştay tarafından hazırlanan raporlarla elektrik kurumunun zarara uğratıldığının tespit edildiğini, şu anda da polis soruşturması sürecini yakından takip ettiklerini vurgulayarak “bu türden yolsuzluk ve kamuyu zarara uğratma örneklerinde hem polis ve savcılık süreçlerini yakından takip etmek hem de zamanı geldiğinde dokunulmazlıkları kaldırmak için kararlılık göstermek şarttır. Halkın Partisi geçmişte bunu yaparak kimi dokunulmazlıkları kaldırabilmiş ve kimi yolsuzluk dosyalarının mahkemeye taşınmasını başarabilmişti. Dokunulmazlıkların kaldırılmasını geçmişte yaptık, yine yaparız. Kendi şahsi menfaatlerini bir kenara koyarak “önce memleketim” diyebilen herkesin dokunulmazlıkların kaldırılması ve yolsuzluk dosyalarının polis ve savcılık aşamalarının gecikmeden tamamlanması için mücadele etmesi gerektiğini” söyledi.
“ÜSTEL, ARIKLI VE ATUN DOKUNULMAZLIKLARININ KALDIRILMASINA HAZIR OLDUKLARINI AÇIKLAMALIDIRLAR”
Açıklamasında Sayıştay raporunun hazırlandığı dönemlerde kurumun zarara uğratılmasında sorumluluğu olduğu iddia edilen milletvekillerine de çağrıda bulunan Halkın Partisi Genel Başkanı Özersay “ismi geçenler gerçekten kendilerine güveniyorlarsa kamuoyuna çıkıp açıklama yapmalı ve ‘bizim alnımız açıktır, konu Meclis’e gelsin hem kendimiz hem de partimiz dokunulmazlıklarımızın kaldırılmasına topyekün evet diyeceğiz ve kim haklı kim haksız mahkeme karar versin diye sürecin önünü açacağız’ demelidirler” dedi. Özersay “bunu diyebiliyorlar mı? Kendilerine çağrı yapıyorum, çıkıp açık açık bunu söylemelidirler” ifadelerini kullandı.
“UBP İLE KOALİSYONDA KOALİSYON PROTOKLÜNE DOKUNULMAZLIK TAAHHÜDÜNÜ YAZMIŞ VE KALDIRLMASINI DA BAŞARMIŞTIK”
Geçmişte dokunulmazlıkların kaldırılması ve yolsuzlukların üzerine gidilmesi konusundaki tecrübelerine de değinen Özersay “Halkın Partisi olarak biz geçmişte UBP ile olan koalisyonda koalisyon protokolüne dokunulmazlıkları kaldıracağımızı yazdırtmış ve kaldırılmasını da sağlamıştık. Yani o söz kağıt üzerinde kalmamıştı. Şimdi muhalefette olanlar bundan sonra hükümete geldiklerinde hem kendilerinin bu yönde davranacakları hem de olası koalisyon ortaklarına bu yönde taahhüt imzalatacakları ve takipçisi olacakları sözü vermelidirler” ifadelerini kullanarak UBP-HP hükümet protokolünün ilgili maddesini yayınladı. Açıklamada yer verilen ilgili madde aynen şu şekilde: “Koalisyon ortakları, hangi partiden olduğuna bakılmaksızın, herhangi bir milletvekili ile ilgili polis ve savcılık kanalıyla yürütülecek herhangi bir soruşturmanın sonucunda Başsavcılıktan bir talep gelmesi halinde, bahse konu vekilin kişilik haklarına, masumiyet karinesine halel gelmeksizin, yargılanmasını mümkün kılmak için dokunulmazlığını kaldırma yönünde gerekli siyasi iradeyi ortaya koyacaklardır.”
Halkın Partisi Genel Başkanı tarafından dokunulmazlıkların kaldırılması ve yolsuzluk dosyalarının üzerine gidilmesi konusunda yapılan açıklamanın tamamı şöyle:
1- “Sayıştay’ın Elektrik Kurumuna yakıt alımı ve taşınması konularını ele alan raporu 9 Ocak’ta Meclis’e ve Başsavcılığa gönderildi. Bazı gazeteler ve Meclis’teki bazı muhalefet milletvekilleri “Sayıştay raporu kayıp, nerede” diye şikayet etmiş olmalarına rağmen aslında bu raporun Meclis’te hatta muhalefet vekilinin başkanlığını yaptığı Sayıştay Komitesi’nde olduğu ortaya çıktı. 9 Ocaktan bir hafta sonra da aynı raporun Savcılıktan Polis Genel Müdürlüğü’ne gönderildiği bilgisine ulaştık. Şimdi SON ÜÇ AYDIR devam eden polis soruşturması sonucunda Sayıştay raporunda belirtildiği şekilde kurumun zarara uğratılması saptaması teyit edilirse konunun MAHKEMEYE aktarılması gerekecek.
2- İhalesiz şekilde yakıt alınması ve taşınması sonucunda son rapora göre kurumun uğratıldığı zarar 6.7 milyon Dolar. Yani bugünkü kurla 130 milyon TL’lik bir zarar. Peki bu bir yıllık rapor döneminde Elektrik Kurumu kimlerin sorumluluğundaydı? Önce dönemim ekonomi ve enerji bakanı ERHAN ARIKLI, sonra aynı bakanlığı üstlenen SUNAT ATUN ve daha sonra da Sunat bey ile tartışmalarından sonra kurumu Başbakanlığa bağlayan ÜNAL ÜSTEL. Bu üç ismin üçü de milletvekili ve DOKUNULMAZLIKLARI VAR! Polis soruşturması tamamlanıp Başsavcılığa geldiğinde dava açılması gerekecekse GECİKMEKSİZİN DOKUNULMAZLIKLARININ KALDIRILMASI İÇİN meselenin Başsavcılık raporuyla Meclis’e sevk edilmesi gerekir.
3- Üstelik son Sayıştay raporu öncesinde 2021 yılına ait bir diğer Sayıştay raporunda da bu kez sadece ERHAN ARIKLI döneminde kuruma yetkisiz, usulsüz alım yapıldığı; ceza kesilmesi gereken yakıt firmasına ceza kesilmediği ve kötü yakıt nedeniyle kurumun cihazlarında arızalara sebebiyet verildiği ve bu yolla kurumun zarara uğratıldığı saptamaları var. Kaldı ki o dönemde Kurum Rum tarafından çok daha pahalıya elektrik satın alınmak zorunda bırakıldığı için toplamda yine milyonlarca TL değerinde bir zararın verildiği anlaşılıyor.
4- Eski Başbakanın bankadaki hesaplarında izah edilemeyen rakamlarda para olması nedeniyle yapılan polis soruşturması/kara para aklanmasına karşı mücadele yasası altındaki soruşturma herkese bu konularda bazı dersler öğretmiş olmalıdır. Biz o dönemde KONUNUN TAKİPÇİSİ OLMUŞ, hem Polis Genel Müdürlüğü hem de Başsavcılık nezdinde sürekli olarak bilgi talep ederek sürecin takipçisi olarak dosyanın SAVSAKLANMASINI ÖNLEMİŞTİK. Günün sonunda konu ancak o şekilde Meclis’te dokunulmazlığın kaldırılması aşamasına kadar taşınabilmişti. ŞİMDİ SORU ŞUDUR: Bizim o dönemde hükümetteyken ve başbakan yardımcısı olarak polis ve savcılık nezdinde konuyu takip edip dosyanın SONUÇLANMASINI SAĞLADIĞIMZI GİBİ ŞİMDİ DE BİRİLERİ BUNU YAPAR MI? TABİ Kİ HAYIR. NEDEN? ÇÜNKÜ SORUMLULUĞU OLABİLECEK, ADI GEÇEN İSİMLER YA BAŞBAKAN, YA BAKAN YA DA MİLLETVEKİLİDİR DE ONADAN! Bu durumda bizim muhalefet olarak bu konunun takipçisi olmamız esastır. Yeniden hükümete geldiğimiz taktirde bu konuları daha önce yaptığımız gibi mahkeme aşamasına getireceğimizi herkesin bilmesini isterim. Ve bir kez daha hatırlatmak isterim ki bu konuları YETKİLİ KONUMDAKİLER veya MUHALEFET TAKİP ETMEZSE o dosya sonuçlanmaz, bir yerlerde “kısılır/sıkışır” hatta kaybolabilir. Bunu yaşayarak gördük tecrübe ettik, sistem kendiliğinden birileri takipçi olup iz sürmedikçe kolay kolay bu dosyaları sonuca ulaştırmıyor.
5- PEKİ YA DOKUNULMAZLIK KONUSU? Başsavcılık konuyu Meclis’e sevk ettikten sonra dokunulmazlığın kaldırılması bir diğer mücadele alanıdır. BU konuda ismi geçenler bugünden çıkıp “BİZİM ALNIMIZ AÇIKTIR, KONU MECLİSE GELSİN HEM KENİMİZ HEM DE PARTİMİZ DOKUNULMAZLIĞIN KALDIRILMASINA TOPYEKÜN EVET DİYECEĞİZ VE KİM HAKLI KİM HAKSIZ MAHKEME KARAR VERSİN DİYE SÜRECİN ÖNÜNÜ AÇACAĞIZ” diyebiliyorlar mı? Kendilerine buradan çağrı yapıyorum, çıkıp açık açık bunu söylemelidirler.
6- Peki ya muhalefet dokunulmazlık konusunda ne yapacak? Bugün Meclis’te kalmayı tercih eden ana muhalefet “yarın hükümete gelirsek Sayıştay raporu ve benzeri hallerde konu Meclis’e gelirse dokunulmazlıkları kaldıracağız ya da KOALİSYON KURACAĞIMIZ SİYASİ PARTİLERE DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI YÖNÜNDE KOALİSYON PROTOKOLÜ İMZALATACAĞIZ” diyor mu? Bunun örneği vardır. Halkın Partisi UBP ile kurduğu koalisyonda koalisyon protokolüne şu ifadeyi yazdırmış ve daha sonra da eski Başbakan Özgürgün’ün dokunulmazlığını UBP’li milletvekillerinin de olumlu oyu ile kaldırmayı başarmıştır. UBP-HP koalisyon protokolündeki ifade aynen şu şekildeydi: “Koalisyon ortakları, hangi partiden olduğuna bakılmaksızın, herhangi bir milletvekili ile ilgili polis ve savcılık kanalıyla yürütülecek herhangi bir soruşturmanın sonucunda Başsavcılıktan bir talep gelmesi halinde, bahse konu vekilin kişilik haklarına, masumiyet karinesine halel gelmeksizin, yargılanmasını mümkün kılmak için dokunulmazlığını kaldırma yönünde gerekli siyasi iradeyi ortaya koyacaklardır.”
7- Biz Halkın Partisi olarak geçmişte hem polis ve savcılık soruşturmalarının takip edilmesi ve sonuçlandırılması, hem de dokunulmazlıkların kaldırılması için ciddi bir çaba ortaya koyduk ve sonuç da aldık. Bundan sonrasında da özellikle elektrik kurumuna ihalesiz yakıt alımı, taşınması ve benzeri yollardan rant paylaşımı konularıyla ilgili Sayıştay raporları bağlamında polis ve savcılık süreçlerinin takipçisi olacağız ve dokunulmazlıkların kaldırılması sağlayacağız. Kimin suçlu kimin suçsuz olduğunun ortaya çıkarılması, kamu zararı yaratılarak kurumların zarara uğratılması örneklerinde sorumluların hesap verebilmesi için daha önce yaptığımız gibi bir duruş sergileyeceğiz. Önce menfaatim, önce cebim DEĞİL “ÖNCE MEMLEKETİM” diyebilen herkesten beklentimiz bu mücadeleye omuz vermeleridir.”