Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Psikanalist Aysin Sinal pandemi sürecinde yaşanan kısıtlamalarla beraber endişelerin artması hakkında bazı açıklamalarda bulundu.
Doç. Dr. Aysin Sinal, pandemi sürecinde yaşanan kaygı ve endişelerle ilgili açıklama yaparken, bu hislerden kurtulmanın mümkün olduğunu dile getirdi. Sinal açıklamasında, “2019 sonundan sonra 2020 martında beklenmedik bir olayla karşılaştık. Tabi bu herkes için beklenmedik bir olaydı bu virüs olayı, bu pandemi olayı ve insanlar hazırlıksız yakalandığı için sanki bir savaş durumu varmış gibi herkes ne olacak, nereye gidiyoruz sorusunu sormaya başladı. Çaresizlik beraberinde kaygı, endişe ve korkuyu getirmiş oldu böylece. Hemen hemen 1.5 yılı aşkın zaman oldu. Tabii bu aşıların bulunmasıyla tekrardan bir nebzede olsa umut ışığı belirmiş oldu” dedi.
“Bildiğiniz gibi bilinç dediğimiz bilinçli olmamız ya da bilinçaltı ve bilinç dışı değimiz bir beyin durumumuz vardır. Bilinçaltı birçok şeye muktedirdir. Birçok şeyi hallediyor birçok şeyi bir kayıt cihazı gibi hafızaya depoluyor en büyük görevi de budur. Daha sonra bize hatırlatma görevini yerine getiriyor. Bilinçaltımızın en önemli özelliklerinden bir diğeri de gerçekle gerçek olmayanı ayırt edememesidir. Bu yüzden neyi düşünürsek, neye odaklanırsak bilinçaltımız onu gerçek olarak kabul eder. Bizde onun faydalarını bu özelliğinden dolayı görmüş oluruz”.
“İnsanların yaptığı büyük bir hata var. Bu da, bizi rahatsız eden her hangi bir şeyi unutmaya çalışmamızdır. Bize kaygı veren, endişe veren her hangi bir olayı biz unutmaya çalışıyoruz. Ya da düşünmemeye çalışıyoruz. Bunu ne kadar yaparsak yapalım bize bir faydası olmuyor çünkü biz bir şeyin farkında değiliz. Bu farkında olmadığımız şey şudur: Biz yaratılırken Allah tarafından mükemmel yaratıldık. Dolayısıyla öyle bir sistem var ki bu bilinç dışı, bu bilinçaltı bizim istesek bile bazı şeyleri unutmamamıza yardımcı oluyor. Dolayısıyla biz bir şeyi unutmaya, kafamızdan atmaya çalışırken o önümüze koyuyor. En büyük hata şudur: bir şeyin farkında olmak, bir şeye odaklanmak”.
“Son yapılan araştırmalarda da bu kanıtlanmıştır. Bir şeye yoğunlaşırsak, bir şeye odaklanırsak, bir şeyin farkında olursak artık o her neyse bizi rahatsız eden hükmünü yitirmiş oluyor. Artık onun bir zararı olmuyor çünkü onu biz bir yerde artık ekarte etmiş oluyoruz. Burada anlamanızı istiyorum unutmak yerine bir şeye daha çok odaklanmak, farkında olmak ve kabullenmek. Bunların hepsi farkındalık ve odaklanma terapilerinde kullandığımız yöntemlerdendir. Bu çok faydalı ve etkili terapi şeklidir. Bir şeye odaklanmak istiyorsanız oturun ve aynanın karşısına geçin . Aynaya bakın, kendinizi görün. Kafanızdaki o düşünce her neyse o düşünceye yoğunlaşın. Ondan kaçmayın. Ona sahip çıkın, çünkü o sizin bir parçanızdır. Ve o sizi bırakacaktır. Bunu yaptığınız takdirde göreceksiniz ki bir şeyleri kabullenmek, farkında olmak insanlara büyük bir rahatlama veriyor. Kaygı, endişe, stres, anksiyete gidiyor yerine rahatlık, mutluluk, huzur geliyor”.