ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, Çinli mevkidaşıyla görüşmeleri Savunma Bakanlığının yönlendirmesiyle sivil yetkililerin bulunduğu bir ortamda yaptığını söyledi.
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Kenneth McKenzie ile Senato Silahlı Kuvvetler Komitesinde Afganistan’dan çekilme sürecine ilişkin ifade verdi.
İfadesinin sonunda Milley, Washington Post yazarı Bob Woodward ve Robert Acosta’nın “Tehlike” başlıklı kitabında yer verdiği ve Donald Trump’ın başkanlık koltuğunu bırakmamak için görevinin son haftalarında Çin’e savaş açabileceği endişesi konusunda iki kez Çin Genelkurmay Başkanı Li Zuocheng’e teminat verdiği iddialarına yanıt verdi.
“Ben bu millete 42 yıl hizmet ettim”
ABD’li komutan, “Ben bu millete 42 yıl hizmet ettim. Savaşta yıllarımı harcadım ve bu ülkeyi savunurken ölen birçok askerimi gömdüm. Bu millete, anayasaya olan bağlılığım değişmedi ve değişmeyecek. Verecek bir nefesim olduğu sürece sadakatim mutlaktır. Ve düşmüşlere sırtımı dönmeyeceğim.” dedi.
Millley, Çinli mevkidaşı ile görüşmesinin sivil yönetimin gözetimi, bilgisi ve koordinasyonu ile yapıldığını söyledi.
Görevlerinden birinin yanlış hesaplamaları engellemek olduğunu ifade eden Orgeneral Milley, “Savunma Bakanlığı rehberliği ile ve siyasi diyalog mekanizması tarafından özellikle Çinlilerle iletişim kurmaya yönlendirildim” dedi.
“Görevim gerilimi azaltmaktı”
30 Ekim ve 8 Ocak’ta yaptığı görüşmelerin alınan özel bir istihbarat ile ilgili olduğunu ifade eden Milley, “Başkan Trump’ın Çinlilere saldırmak niyetinde olmadığından emindim ve Bakan tarafından bu niyeti Çinlilere iletmek benim doğrudan sorumluluğumdu. O zamanki görevim gerilimi azaltmaktı” dedi.
Milley, 30 Ekim görüşmesinde yanında 8 yetkilinin, 8 Ocak görüşmesinde ise yanında 11 kişinin bulunduğunu söyledi.
General görevini yaptığını söyledi
Aramalardan sonra ilgili tüm birimleri bilgilendirdiğini söyleyen Milley, 8 Ocak’ta aynı zamanda Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin de dönemin ABD Başkan Trump’ın nükleer silah kabiliyeti hakkında konuşmak üzere kendisini aradığını söyledi.
“Nükleer fırlatmanın çok özel ve kasıtlı bir süreç tarafından yönetildiği konusunda onu sakinleştirmeye çalıştım; endişeliydi ve Başkanı belirli bir şekilde karakterize etmek üzere çeşitli kişisel referanslarda bulundu. Ona, Başkan’ın tek nükleer fırlatma yetkilisi olduğunu ve onları tek başına fırlatmayacağını ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı’nın ruh sağlığını belirleme konusunda yetkin olmadığımı, yürürlükte olan süreç protokolleri ve prosedürleri olduğunu açıkladım.”
ABD’li general bu konuda da üstlerini bilgilendirdiğini ve görevini yaptığını savundu.