San Francisco California Üniversitesi’nden bilim insanları hava kirliliği nedeniyle her yıl 6 milyon çocuğun prematüre doğduğunu ya da düşük kiloda doğduğunu açıklayan bir rapor yayımladı.
Erken doğum, her yıl dünya çapında 15 milyon yeni doğan ölümünün önde gelen nedeni olarak kabul ediliyor.
Hava kirliliği ise bu rakamın neredeyse yarısının nedenini oluşturuyor.
Araştırmalar, hava kirliliğinin her yıl dünya çapında 6 milyona kadar erken doğumdan ve 3 milyon düşük kilolu bebekten sorumlu olduğunu gösteriyor.
Birden fazla bilimsel çalışmanın sonuçlarını birleştiren analiz, dış ve iç mekan hava kirliliğinin toplam küresel yükünü hesapladı.
En son bulgulara göre, çoğunlukla kömür veya odun gibi katı yakıt yakan ocaklardan kaynaklanan iç ortam kirliliği, 2019’da gebelikler üzerindeki toplam kirlilik yükünün neredeyse üçte ikisini oluşturdu.
Özellikle Güneydoğu Asya ve Sahra altı Afrika’nın bazı bölgeleri gibi gelişmekte olan bölgelerde bu tür hava kirlilikleri yoğun olarak yaşanıyor.
İç mekan hava kirliliğine maruz kalmanın, dış ortam seviyelerine kıyasla çok daha fazla yıkıcı etkisi olduğu belirtiliyor.
California Üniversitesi, San Francisco’da epidemiyolog ve Plos Medicine dergisinde yayınlanan makalenin baş araştırmacısı Rakesh Ghosh bu nedenle, özellikle ev kirliliğinin yaygın olduğu yerlerde, doğum öncesi bakım sırasında hane halkının kirlilik maruziyetini mümkün olduğunca en aza indirmesi gerektiğini vurguladı.
Büyük sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor
Hava kirliliği genellikle 2,5 mikrondan daha küçük partikül maddelere maruz kalmaya göre ölçülüyor.
Bir kez solunduğunda, bu partiküllerin küçük bir boyutu kan dolaşımının derinliklerine kadar emilerek geniş kapsamlı sağlık sorunlarına neden oluyor.
Dünya nüfusunun yüzde 92’sinden fazlası, dış hava kalitesinin Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen tavsiye edilen limitlerin altında olduğu bölgelerde yaşıyor ve yaklaşık yüzde 49’u yüksek düzeyde iç hava kirliliğine maruz kalıyor.