1974 sonrasında adaya yerleşen kesimin geçmişte çeşitli siyasal örgütlenmelere giriştiğini biliyoruz. Bu örgütlenme gayretlerinin geniş tabanda yankı uyandırıp başarılı olmasının yolu; önce her bir üyenin birer “Kıbrıs Yurttaşı” olup hukuki anlamdaki vatandaşlığın ötesine geçmesi gerekmektedir…
Şu an girişilen siyasal adımların son jenerasyonu olan Yeniden Doğus Partisi sadece 1974 yılından sonra adaya gelen insanların değil, seçme ve seçilme hakkı olan tüm yurttaşın partisi olduğunu anlatmakta başarılı olursa Kıbrıs Türk Siyasetinin tam merkezine oturacaktır. Bunu fikri anlamda gözettiğini biliyoruz ama; kendini tam anlatıp, “Vatanım Kıbrıs” propagandasını iyice haykırırsa; 74 sonrası Güney’den veya Türkiye’den gelen insanların geneline daha rahatca hitap edecektir…
Yıllar önce Kıbrıs siyasetinin tanınan ismi olan Ferdi Sabit Soyer, bu tabanın giriştiği siyasal varlık mücadelesini “bunların eti bir kazanda kaynamaz” kelimesi ile anlatmıştı.
Acı ama gerçekti, çünkü bugünün YDP’si bile bölünüp parçalanmak isteniyor, partinin geleceği ve potansiyeli özellikle UBP ve CTP’nin halkı uyutan gizli ittifakını baltalıyor. Soyer’in sarfettiği kelime bu taban için bir asabiye noktası olup, birlik ile dirliğini pekiştirmeli. Kırıcı olmadan “tatlı bir kinle” bunu tabanda anlatmalıyız…
Bu seferki siyasal yapının parçalanmamasının yolu… “Kıbrıslılık, Akdeniz’de Türk Hâkimiyeti, Vatanım Kıbrıs” propagandasından geçer…Bunu iyi geliştirip, tüm insanları fikri anlamda bir çatı altına alarak anca bu siyasal organizasyon genişler…
Bu sefer et aynı kazanda kaynayacak!. Yeni jenerasyon “Kıbrıslılık, Akdeniz’de Türk Hakimiyeti, Yurttaşlık, Vatanım Kıbrıs” propagandasını bölünmenin önüne barikat gibi çekecek…
Et kıbrıs kazanında, akdeniz usulüne göre kaynayacak…
Vira bismillah…