Esed rejiminin, Avrupa’da yaşayan Suriyeliler arasında asker kaçağı olanların Suriye’deki mal varlıklarına el koyma tehdidinde bulunarak, “askerlik muafiyeti” adı altında vatandaşlardan aldığı yüksek ücretlerle savaşa finansman sağladığı belirlendi.
Organize Suç ve Yolsuzluk Raporlama Projesi (OCCRP) adlı kuruluşunun internet sitesinde “Suriye’nin Avrupa’daki büyükelçilikleri savaşın finansmanına nasıl yardımcı oluyor?” başlığıyla yayımlanan çalışmada, Esed rejiminin zorunlu askerlik adı altında yurt dışındaki Suriye vatandaşlarından hangi yollarla para aldığı ele alındı.
Zorunlu askerlikten kaçanlardan alınan yüksek ücretler, nakit sıkıntısı çeken rejim için önemli gelir kaynağı haline getirdi. Ödeme yapmak istemeyen erkekler ve aileleri Suriye’deki varlıklarına el konulması tehdidiyle karşı karşıya kalıyor.
Esed rejimi 18-42 yaş arasındaki erkeklere askerlik hizmetini şart koşuyor. Şubat’ta Tuğgeneral Elias al-Bitar sosyal medyada, yeni bir düzenlemeyle “asker kaçakları” ve ailelerinin ülkelerindeki mallarına el konulmasına izin verileceğini açıkladı.
Bu çerçevede bu yılın başından itibaren çok sayıda Suriyeli gencin orduya katılmak ya da ailelerinin Suriye’deki mülklerini kaybetme riski arasında kaldığı aktarıldı.
Haziran’da adının zorunlu askerlik listelerinden silinmesi için Stockholm’deki Suriye Büyükelçiliğine giderek 8 bin dolar ödediğini belirten 32 yaşındaki Suriyeli Yusuf, OCCRP’ye “Bu para Suriye rejimi tarafından silah satın almak ve daha fazla insan öldürmek için kullanılacak.” değerlendirmesinde bulundu.
Dünya Bankası verilerine göre, Suriye’nin 17 milyonluk nüfusunun yaklaşık beşte biri askerlik çağındaki erkeklerden oluşuyor. 2011’de başlayan iç savaş nedeniyle yaklaşık 6,6 milyon Suriyeli yurt dışına kaçarken, çok sayıda kişinin zorunlu askerlik meselesiyle yüzleştiği tahmin ediliyor.
Araştırmalar, askere alınma tehdidinin birçok mültecide Suriye’ye geri dönme korkusu yarattığına işaret ediyor.
“Bir milyon Suriyeliden döviz toplandı”
Rejim, geçen yıl ABD yaptırımları nedeniyle uluslararası bankacılık sisteminin ciddi etkilenmesinin ardından, bu yöntemi kullanarak Avrupa’ya yerleşen yaklaşık bir milyon Suriyeliden döviz toplamayı başardı.
Avrupa’daki rejim büyükelçiliklerinin son dönemde nakit ödeme almaya başladığı aktarıldı. OCCRP ve Suriye Araştırma Raporlama Birimi’nin (SIRAJ) görüştüğü iki araştırmacı, nakit paranın “diplomatik kese” yoluyla Suriye’ye gönderildiğinden şüphelendiklerini söyledi.
Tam olarak kaç Suriyelinin askerlikten muafiyet ücreti ödediği bilinmese de hükümet belgeleri ve resmi açıklamalar bu politikanın Esed rejimine kayda değer gelir sağlayacağını öngördüğünü gösteriyor.
ABD yaptırımları ve ekonomik kriz
Geçen yıl Haziran ayında ABD, 6 yıl önce Suriye hapishanelerindeki işkence kurbanlarının on binlerce fotoğrafını sızdıran bir Suriyeli subayın adını taşıyan sert yaptırımlar dizisi Sezar Yasası’nı uygulamaya koydu.
Yaptırımlar, Suriye için zaten zor olan ekonomik durumu daha da kötüleştirdiği gibi rejimin uluslararası bankacılık sistemine erişimini kesti.
Baskı altındaki rejim, ekonomik krizin ağırlaşmasıyla kasasını doldurmak için diasporadakilere yönelik çeşitli uygulamalar başlattı. Yeni bir pasaport için 300 dolar, hızlı pasaport almak içinse 800 dolar ücret ödenirken Esed rejiminin pasaportunun dünyadaki en pahalı pasaport olduğuna dikkat çekildi.
Anayasanın askerliği “kutsal görev” olarak kabul ettiği Suriye’de zorunlu askerlikten kaçmanın zor olduğu aktarıldı.
Suriye’nin zorunlu askerlik yasasında yapılan son iki düzenleme pek çok kişiyi endişelendiriyor.
Ağustos 2014’te kabul edilen ilk düzenleme, muafiyet ücretini 4 bin dolardan 8 bin dolara çıkardı. İkincisi ise Aralık 2019’da hükümetin, 42 yaşına ulaşmış ve henüz hizmetini yerine getirmemiş veya muafiyet almamış kişilerin ön uyarıda bulunmaksızın ülkedeki varlıklarına el koymasına izin verdi.
1,2 milyar dolardan fazla gelir elde edilebiliyor
Zorunlu askerlik yasasındaki yeni değişikliğin Suriye’deki varlıklara el koymak için ne ölçüde kullanıldığının henüz belli olmadığı belirtildi.
Ancak yasal süreç olmaksızın mülklere el koymaya fiilen izin veren 2018 tarihli “10 Sayılı Kanun” ve muhalefetin elindeki bölgelerin sakinlerini sınır dışı etmek için kullanılan “66 sayılı Kararname” gibi örnekler emsal gösteriliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü araştırmacılarından Sara Kayyali, OCCRP’ye verdiği demeçte, mal varlıkları maliye bakanlığı tarafından dondurulmak üzere listelere alınan kişilerden bilgi aldıklarını açıkladı.
Kayyali, listelerde varlıkların neden dondurulduğu tam olarak belirtilmese de bunun Sezar uygulamalarından sonra geldiğini ve bu nedenle söz konusu vakaların asker kaçaklarının mal varlıklarının dondurulmasının bir sonucu olduğunu tahmin ettiklerini belirtti.
Öte yandan, Suriyeli milletvekili Mujeeb Al-Rahman Al-Dandan’ın geçen yıl kasımda yerel radyoya verdiği röportajda, 2015 tarihli bir meclis araştırmasında, askerlikten muafiyet için Suriyelilerin yalnızca yüzde 10 ila 15’inin zorunlu askerlik ücretini ödemesi halinde dahi yılda 1,2 milyar dolardan fazla gelir elde edilebileceğinin öngörüldüğünü belirtti.
Çalışma kamuya açıklanmasa da Dandan’a göre, bu ücretten elde edilen yıllık gelir beş yıl içinde 2 ila 3 milyar dolara çıkabilir ve hatta askeri personel de dahil kamu görevlilerinin maaşlarının yükseltilmesine yardımcı olabilir.
İsveç örneği
İsveç, Avrupa’daki yaklaşık 1 milyon Suriyeli mültecinin yaklaşık 114 binine ev sahipliği yapıyor.
Stockholm’deki Suriye Büyükelçiliğine haziran-ağustos arasında üç ziyarette bulunan OCCRP muhabirleri, askerlik muafiyeti için kuyrukta bekleyen günde ortalama 10 kişinin olduğunu belirtti.
Öte yandan, Haziran 2020’de büyükelçilik web sitesi, askerlik muafiyet ücretini ödemeyi kabul eden 43 Suriyelinin adını yayımlamıştı ancak bundan sonra kamuya açık duyuru yapılmadığı aktarıldı.
Adını açıklamak istemeyen bir büyükelçilik çalışanı OCCRP muhabirine yaptığı açıklamada, askerlik muafiyeti için tam olarak kaç kişinin başvurduğunu söyleyemeyeceğini ancak 2021’in ilk yarısında “önemli artış” olduğunu kaydetti.
Söz konusu çalışan bazı günlerde 10 kişinin başvuru için geldiğini ve bu sayının bazen 50’ye ulaştığını söyledi.
“Rejim meşru değil”
OCCRP’nin görüştüğü 8’i İsveç’te, 1’i Almanya’da ve 1’i Lübnan’da olmak üzere 10 Suriyeli, zorunlu askerlik ücretini ödemeye karar verdiğini bildirdi.
29 yaşındaki Ali, söz konusu ücreti Suriye’deki savaşa doğrudan katılımın bir biçimi olarak değerlendiren ailesinin teşviki üzerine ödediğini söyledi.
Almanya’nın Frankfurt kentinde çalışan Gian ise ailesinin Suriye’deki mülküne el konulmasını önlemek için muafiyet ücretini ödediğini ve Almanya’da sığınma statüsü olan 3 akrabasının da aynı şekilde bu ücreti ödediğini söyledi.
Öte yandan birçok Suriyeli, sürgüne gelmelerinden sorumlu tuttukları rejime fon sağlamak istemiyor.
İsveç’in 2’nci büyük kenti Göteborg’da sekiz yıldır yaşayan 35 yaşındaki Suriyeli Abdullah Cafer askerlik muafiyeti ödemelerini “bir tür gasp” olarak gördüğünü belirtti.
Rejimin meşru olmadığını söyleyen Cafer, “Bütün tutarı ödeyebilirim ama yapmayacağım” ifadesini kullandı.