DP Genel Sekreteri ve Milletvekili Serhat Akpınar, katıldığı bir TV programında gündemi, hayat pahalılığın ve parti içerisindeki hareketliliği değerlendirdi. DP’nin büyük bir parti olduğunu ve büyük bir değerler topluluğu olduğunu vurgulayan Akpınar, “Genel Başkanımızın vizyon ve hedefleri doğrultusunda DP’nin doğru adımlarla ileriye taşıyacağımızdan eminim” diyerek sosyal medya üzerinden yayılan istifaların geçerli olmadığını kaydetti ve bu tip bilgilendirmelere itibar edilmemesi gerektiğini ekledi.
“NE BİR İTTİFAK NE DE BİRLEŞME SÖZ KONUSU DEĞİL”
“DP, önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri dahil herhangi bir ittifak sürecine girmeyecektir. Herhangi bir siyasi parti ile birleşme ya da ortak hareket etme noktasında bir duruş sergilemeyecektir.” İfadelerine yer veren Akpınar, ittifak sebebi ile güç verip de yerel yönetimlerde seçilmesini sağlanan belediye başkanlarının ittifak sonrası DP’nin kendilerine vermiş olduğu gücü yok sayma düşüncesi ile tek bir siyasi partiye yakınlık duyduğunun altını çizerek, “Bu sebep ile DP olarak başka bir parti ile ne bir ittifak ne de bir iş birliği birleşme gibi bir düşüncesi olamaz” dedi.
“KİŞİNİN SOSYAL MEDYA İDDİA ETTİĞİ İSTİFALARI ALMADIM”
Akpınar, sosyal medya üzerinden partiye zarar vermeye çalışmanın doğru bir tavır olmadığının altını çizerek durumu şu sözlerle özetledi, “DP, KKTC’nin yaşamsal birçok gelişim programında çok önemli kararlar ve yer üstlenmiş siyasi bir partidir. O başarıları bugüne kadar bizlere yaşatan kurucularımıza sonsuz teşekkür ediyorum. O bayrağı ileriye taşımaya çalışan bizler olarak da özellikle bir sonraki sürecin canlanması konusunda Genel Sekreter olarak görev almam nedeniyle 50’nci kuruluş yılımıza bağlı bir vizyon hareketi ortaya koymaya başladık. Siyasi bir parti olarak geçmişte görev üstlenen ve beklentilerini menfaatten ve siyaseten karşılayamayan ya da almakta zorluk çeken belirli üyelerin bu yönde ortaya koymuş olduğu bir isyan hareketi şeklinde girişim başlatıldı ama bunun arkası yok. Kişinin sürekli sosyal medya hesapları ile var olmayan ve var olduğunu iddia ettiği istifaları Genel Sekreter olarak almadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Sosyal medyada bu yönde algı yönetimi ile kendi partisine aidiyet duygusundan yoksun bir şekilde zarar vermeye çalışmak doğru bir şey değil.”
“2021 SONUNA KADAR HAYAT PAHALILIĞI ETKİLİ OLACAK”
Dünya ve ülke ekonomisine dair açıklamalarda da bulunan Akpınar, “Ekonomik zorlu sürecin misli ile devam edeceğini biliyor olmamız lazım. Bu süreçle ilgili doğru seferberlik ve çalışmalar oluşmaması halinde KKTC tek başına üretebilir bir konumda olmayacak. Halkımızın bu süreci çok doğru anlıyor olması lazım. DP olarak hükümetimizi de desteklemek suretiyle finansal okuryazarlık seviyesinde halkımızın da eğitilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu sürecin etkisini hafifletmek adına bir takım kararlar alınmaya çalışılıyor olsa da ne yazık ki 2024 sonuna kadar zamlar ve hayat pahalılığı noktasındaki süreç ciddi bir şekilde etkiler durumda olacak” diye konuştu.
“CUMHURBAŞKANIMIZ VE BAŞBAKANIMIZIN BU SÜRECE ACİLEN MÜDAHİL OLMASI GEREKİYOR”
BDKK kararı ile uçak seyahatlerinde kedi kartına taksitlendirme yapılmamasının yükseköğretim başta olmak üzere birçok sektöre darbe vuracağını kaydeden Akpınar, “Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın bu sürece acilen müdahil olması gerekiyor” dedi ve şunları ekledi, “KKTC’deki ekonomik sürdürülebilirliğin temel esası Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerin aksamadan devamlılığının sağlanmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin tek sorunu KKTC değil, bizim burada ilgili iletişimi sürdürmekte olan Cumhurbaşkanı ve Başbakanımızın, gerek Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile gerek Büyükelçi ile görüşerek bu tedbirlerin eş zamanlı alınmasına imkan sağlanması gerekiyor”
“DURAĞAN KAYNAKLARIMIZI CANLANDIRMALIYIZ”
Alçak orman arazilerinin yatırıma açılma kararının yeni bir karar olmadığını hali hazırda alçak orman arazilerinde orman bulunmadığını aktaran Akpınar, “2003 yılında alçak orman arazilerinin özellikle Bafra bölgesini kapsayacak şekilde yatırım alanlarına açılması konusunda zaten bir karar var. KKTC’de ihtiyaç duyulan yatak kapasitesinin artırılmasına imkan sağlamak için bugüne kadar rezerv olarak tutulmuş, yatırıma açılmamış ama 2003’te bununla ilgili bir yasal düzenleme var ve bu yasal düzenleme kapsamında arazilerin bir kısmı İçişleri Bakanlığı’na bağlı hali arazi konumundadır. İçişleri Bakanlığı ile de istişare etmek sureti ile hali arazilerin yatırıma açık bir şekilde kullanıma imkan vermek suretiyle yasal düzenlemelere gidilecektir bunun kararı 2003’te karar verilmiştir. Ülkemizdeki eko turizminden sağlık turizmine kadar çok yönlü turizm faaliyetlerinin oluşabilmesi için ve bu turizm faaliyetlerinde yatak kapasitesinin oluşması için bizim gerek iç gerekse dış yatırım süreçlerine ihtiyacımız var. İçte durağan varlık olan kaynakların kullanımına imkan vermek gerekiyor” ifadelerine yer verdi.