Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Ergün Olgun, BRT‘nin Burası Önemli programında
Levent Kutay’ın sorularını yanıtladı.
Erenköy Gazisi olması nedeniyle duygularının sorulması üzerine Olgun,
“Erenköy’e çıkışımızın, varoluş mücadelemize fiziki olduğu kadar psikolojik
ve siyasi katkıları da olmuştur” dedi.
Büyük kararlılıkla, büyük bir fedakârlıkla mücadele verildiğini hatırlatan Ergün Olgun, “Niçin 600’e yakın öğrenci, genç insan bu kararlılıkla Erenköy’e
çıktı? Burada o dönemdeki eğitim sisteminin, toplum liderlerinin yarattığı bilinç ve farkındalığın ve ailelerin aşıladığı Türklük Şuurunun katkısı büyüktür. Bunlar, varoluş tehlikesi yaşayan Kıbrıs Türk halkını mücahit
olmaya ve gözünü kırpmadan Erenköy’e çıkmaya motive etmiştir” diye konuştu.
Ergün Olgun, Erenköy’ün, Türkiye’nin Kıbrıs’a ilk resmi müdahalesi olduğunu,
20 Temmuz 1974’ün yolunu açtığını vurgulayarak ” Siyasi farklılaşmaya
rağmen, temelde vatanına, toprağına bağlılık açısından Kıbrıs Türkü 1964’te
ne ise bugün de büyük oranda aynı noktada. Temelde Kıbrıs Türkü’nün eşit bir halk olarak varlığını sürdürme, başkalarının hegemonyasına girmeme, kendini yönetme ve gerek özden gelen haklarına gerekse toprağına sahip çıkma
noktasında, çok farklı düşündüğüne inanmıyorum” dedi. Erenköy’ün 1958 ile
1964 yılları arasında Anavatanımız ile köprü vazifesi gördüğünü, mücadelemiz
için birçok teçhizatın buradan çıktığını ve Erenköy Destanının Kıbrıs
Türkünün mücadele azminde ve tarihinde istisnai bir yeri bulunduğunu
anlattı.
Erenköy’ün, Türkiye’nin haklı 1974 müdahalesi yanında 1983’te KKTC‘nin
ilanına giden yolu açtığını, Erenköy’e çıkışımıza yol açan nedenlerin bu gün
de geçerli olduğunu ve esasında güncel diplomasiyi de şekillendirdiğini
belirtti.
Bu kapsamda 2021’de Cenevre’de ortaya koyduğumuz egemen eşitlik ve
eşit uluslararası statü pozisyonumuzun eşitliğin gerekleri olduğunu,
Cenevre’nin çok öncesinde Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın izlediği
politikanın temelini teşkil ettiğini, nitekim Annan Planı dâhil Kurucu
Cumhurbaşkanı’nın taraf olduğu bütün kapsamlı çözüm müzakerelerinde tek
egemenlik formülünün reddedildiğini anlattı.
Olgun, Annan Planı’ndaki egemenlik formülünün ise BM Genel Sekreteri Annan tarafından 2004 Kapsamlı çözüm Planına dâhil edildiğini belirtti.
Mevcut süreçte savunulan egemenlik tezinin, geçmiş süreçlere oranla farkını
da anlatan Olgun, ” Geçmiş süreçlerde kurulacak yeni ortaklık devletinde
ortak kullanacağımız yetkiler dışında Kurucu Devletlerde kalacak yetkilerde
egemenlik hakkımızı hep saklı tutmaya çalıştık. Bu model Rum Tarafınca
reddedildi çünkü onlar hep tek egemenlik düzenlemesi içinde üstünlük sağlama
arayışı içinde oldu. Şimdi açıkça söylüyoruz. Bizim eşitliğimiz pazarlık
konusu değildir ve bir anlaşma sonunda bize verilecek bir hak da değildir.
Bu özden gelen ve adanın bağımsızlığı sürecinde de tescil edilen
hakkımızdır. Eşitliğimiz gereği, onlar ne hak ve statü kullanıyorsa, ki buna
egemenlik ve uluslararası statü de dâhildir, bu haklarımızın teyidini
istiyoruz. Bunun teyit edilmemesi eşitliğimizin reddi anlamını taşımaktadır. Bu nedenle egemen eşitliğimiz kabul edilmeden masaya oturmayız” dedi.
Bu şartın yanlış olduğu yönünde eleştirilerin hatırlatılması üzerine Olgun şöyle konuştu:
“Bu çok yanlış bir eleştiri. Tüm liderlerimizin söylediği gibi Kıbrıs’ta bir anlaşma olabilmesi için Rum Tarafının zihniyetini değişmesine ihtiyaç var. Zihniyet değişikliği nasıl görünür? Eşitliğimizin temel unsurlarına saygı gösterilmesinde görülür. Eşitlik lafla değil, icraatla olur. Eşitliğimize
saygı istiyoruz.
Limasol bölgesinde günlerdir süren orman yangına yardım teklifi yaptıklarına
işaret eden Olgun ” Tüm bölge ülkelerinden yardım istendi. Bizim teklifimiz karşılık bulmadı. Neden kabul etmiyorlar. Çünkü kendisini tek yasal devlet görüyorlar. Bu eşitliğin reddidir. İşte bu nedenle Kıbrıs’ta bir anlaşma olmuyor” dedi.
Batının kendi çıkarlarını tehdit etmeye başladığı için Kıbrıs’ta bir çözüm
ihtiyacının arttığını da belirten Olgun şu andaki arayışın “Kıbrıs Türkü’nü
masaya nasıl getirebiliriz? olduğunun altını çizdi.
Rum Tarafının üstünlük kurma arayışları nedeniyle yeni çatışmalara yol açmayacak, adalete, özden gelen haklara dayalı ve sürdürülebilirliği olan bir çözüm aranıyorsa bununyanıtının her gün Kıbrıs Türk tarafınca ve son olarak da Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından Büyükelçiler Konferansı’nda verildiğinin altını çizdi.
Konfederal süreç iddiaları üzerine de Olgun, “Egemen eşitliğimiz ve eşit
statümüzün teyidiyle masaya oturmaya hazırız. Masaya oturduğumuzda egemen
eşitliğimize ve eşit uluslararası statümüze dayalı olacak çözüm modeline
dair bir ön şartımız yok. Müzakere edilir, model müzakerede ortaya çıkar ve adı sonra konulur” dedi.BRT