GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ VE PAYDAŞLARI ADINA
Girne Amerikan Üniversitesi yönetimi yüksek kiralar ve öğrenci sorunları hakkında basın bildirisi yayınladı.
Bildiride, ”Basınımızın değerli kurum ve temsilcileri vasıtasıyla, acil çözüm üretilmesi adına çok zaman kaybedilmiş, ülkemizin dış dünyada pozitif olarak algılanabilen yegane varlıkları olan “üniversitelerimizin” gelişimi karşısındaki en ciddi sorunu haline gelen ve aslında toplumsal farkındalığa ihtiyaç duyan; “Bölgesel Barınma” konusuna sürdürülebilir çözüm talep ediyoruz.
KKTC Üniversiteleri’nin kuruluşunu teminen ve marka değer olarak ortaya çıkmış; Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) geçtiğimiz 35 yılda akademik gelişim ve yapılanma faaliyetlerinin ayrılmaz bir koşulu olarak, “barınma ve sosyal gereklilikler” ile ilgili öngörü ve yatırımlarını, özellikle bürokratik her türlü engellemelere karşın kendi ölçeğinde yaratma taahüdünü yerine getirip, geleceğe de bu gereği taşıma cesaretine sahip olmuştur.
Küresel salgın Covid-19 önlemleri kapsamında verilen yaklaşık iki yıllık aranın ardından, Tüm dünyada ve ülkemizde öğrenim hakkı kazanan veya kazanmış öğrenciler, eğitim yaşamlarına aktif olarak devam edebilme için yeni umut ve heyecanlar ile okullarının bulunduğu bölgelere dönüş halindedirler. Kırılmış görünen, ancak küresel geleceğin dönüm noktası olarak ta tasvir edilebilecek bu hareketlilik; Saygın ülkelerin tamamında yaşamsal bir zorunluluk veya geleceğe dair umutların yeniden ele geçirilmesi kadar önemli bir çabayı temsil etmektedir. Dönüşü desteklemek adına, o ülkelerin hükümetleri tarafından da yasal olarak emniyete alınmaktadır. Bu, elbette sadece temenniler ile olmamaktadır. Sağlık koşulları ve kuralları, sosyo-ekonomik rehabilitasyon tedbirleri ile birlikte benzeri görülmemiş şekilde uygulamaya alınmaktadır. Nihayetinde, bu genç kuşakları heba etmeme mücadelesinden başka bir şey de olmayacaktır.
KUZEY KIBRIS VE EV KİRALARI
Durum bu kadar ihtiyati önem taşırken, yaşadığımız ve sonuçlarını deneyimlediğimiz halde; Ülkemizde katma değeri ortadan kaybolduğunda, son 2 yılda sonuçlarını acı olarak gördüğümüz yüksek öğretim alanının bireyleri yani, “Ada genelindeki tüm üniversitelerin öğrencileri” ve bir anlamda çalışanlarının kişisel barınmalarına yönelik talep edilen çok yüksek kira ücreti ile haksız depozito veya komisyon nemalanmalarının, büyük zorluk ve fedakarlıklar ile meydana getirilmiş “KKTC Yüksek Öğrenim Alanı”nı bir hastalık gibi kemirmede, bu dramatik dönemde zirve yaptığını gözlemlemekten büyük üzüntü duyduğumuzu bildiriyoruz.
İKİNCİ BİR KRİZİ, ELLERİMİZLE YARATMAK ÜZEREYİZ
Aday ve halen öğrenci statüsünde bulunan öğrencilere yönelik talep edilen yüksek ev kiraları yanında dayatılan menfi talepler ile yüksek öğrenim alanımız dış dünyada spekülatif olarak zarar görme aşamasına gelmiş, hatta durum aleyhimize dönmüştür. Sosyal medya mecralarında öğrencilerimizin karşılaştıkları talepler ile ilgili hazin tepkilerini hiç kimse göz ardı etmemelidir. Bu ülkede aday veya öğrenci statüsünde “bir gencin” sokakta valizleri ile ortada kalması, veya ‘sahilde sabahlaması’ gerçeğini derhal tüm sebepleri ile yok etmeliyiz. Bu noktada, tüm kanallarımız ile iş birliğine açık ve hazırız.
MAKULİYET
Küresel salgının; Ülkemizde de etki ve sonuçları itibarıyla özellikle ekonomik alanda yıpratıcı ve zor zamanlar geçirdiğimiz bu dönemde öğrencilerimizin akademik ve sosyo-ekonomik yaşamlarına sürdürülebilir katkılar sağlamaya çalışıyoruz. Toplumumuzun da “hakkaniyet” ölçülerinde makul refleksler gösterebilecek vakur özelliklere sahip olduğuna inanıyoruz. Ancak, devletimizin ve onu temsil eden karar mercilerini bu konuda yapabilecekleri, veya almak zorunda olduğu asgari tedbir ve kararlar için harekete davet ediyoruz. Cumhuriyet Meclisi’mizin saygıdeğer vekillerini ivedi olarak soruna müdahil olmaya çağırıyoruz. Çünkü, bu sorun aynı anda ulusal imajımıza yöneliktir. Çok ciddiye almamız gereken bu olası kriz; “anlaşılamama- kendini anlatamama” ve gittikçe içimize daha da kapanma böylece “değersizleşmeye” doğru yol vermektedir. Oysa, dünya ile daha entegre olabileceğimiz bu kadar zorlu bir süreci, tüm dünya ile birlikte hiç yaşamamıştık.