Halkın Partisi Genel Sekreteri ziraat yüksek mühendisi Yrd. Doç. Dr. Turgut Alas Başbakan Ünal Üstel’in Güzelyurt’a ulaştırılan sulama suyu ile ilgili açıklamalarını anımsatarak her şey tamammış gibi bir hava yaratılmasını eleştirdi ve yetkililere birtakım sorular yöneltti. HP Genel Sekreteri Alas “üreticiye suyun fiyatını söylemiyorsanız, üreticiye satılacak olan suyu peşin ödeyeceği bir sistem kuruyorsanız, aynı üreticilerin girdi maliyetlerindeki pahalılaşma ortadayken suyun parasını, üstelik de fiyatı bile belirsizken, nasıl peşin ödeyebileceğini de açıklamak zorundasınız. Ürettiğinin karşılığını girdi maliyetlerini dahi karşılamayacak bir fiyattan ve aylar sonra alabilen üreticiler hükümetin yanlış politikaları nedeniyle uygun Pazar bulunmadığı ve ürün iyi fiyata pazarlanmadığı için perişan haldedir. O zaman üretici suyu peşin olarak nasıl alacak? Kaldı ki Güzelyurt’ta ulaştırılan suyun miktarı ortada ve bundan Güzelyurt’ta sadece belirli bölgeler ve sadece belirli üreticiler yararlanabilecek. O halde sayın Üstel nasıl olur da her şey tamamdır benzeri sözler sarf eder anlamak mümkün değildir” dedi.
Halkın Partisi Genel Sekreteri Turgut Alas açıklamasında daha önce Türkiye ile KKTC arasında imzalanan su protokolünden ilgili bazı maddeleri de paylaşarak “elektrik konusunda ihalesiz bir biçimde ülkeyi elektrik enerjisinde bir tekelleşmeye sürükleyecek adımlar atan gayrimeşru hükümet şimdi su konusunda da aynı yanlışı devam ettirirse bu çok büyük bir hata olur. Su protokolündeki bazı maddeler adrese teslim ihale yapılmasını ve Kıbrıslı firmaların devre dışı bırakılmasını sağlıyor maalesef. Kaldı ki son yapılan ihale değişiklik yasası ile su gibi büyük projelerde de ihalesiz iş yapımının önü açılmış durumda” ifadelerini kullandı.
HP Genel Sekreteri Turgut Alas’ın açıklamasında aşağıdaki ifadelere yer verdi:
“Ünal Üstel dün katıldığı BRT’deki programda su temin projesi konusunda; “Birinci öncelik verdiğimiz Güzelyurt’taki narenciye bahçelerinin Anadolu’dan gelen su ile buluşması için açılışını yapacağız. Artık Güzelyurt’taki narenciye bahçelerini ve sebze bahçelerini Anadolu’dan gelen su ile buluşturacağız. Su Projesinin Güzelyurt ayağını bitirdik artık, tamamdır.” Demiştir. Madem ki her şey bitti ve tamamdır, bazı soruların da cevaplanması gerekir (bu sorularla ilişkili anlaşma maddelerinden bazılarını aşağıya yazıyorum);
- Özellikle tarımda kullanılacak suyun fiyatı ne olacaktır ?
- Tarımsal sulamada “kullanan öder” sistemi ile “peşin ödeme” ve “kontörlü su sayacı” uygulamasına geçiliyor. Diyorsunuz ki birinci önceliğiniz Narenciye. Narenciye üreticisi düzenli olarak gelir elde edebiliyor mu ki kullanacağı suyu peşin ödeyebilsin? Son yıllarda narenciyedeki pazarlama başarısızlığınız ile sektörü soktuğunuz borç batağı, girdi maliyetlerinin artması, hatta ürünün ağaçlarda kalması sonrası üreticinin cebinde bu suyu peşin ödeyecek para var mı diye sordunuz mu ? Bu uygulama başarısız olduğunda narenciye rekoltesi düşecek ve çok övündüğünüz sektör daha da gerileyip belki de yıllar içerisinde tamamen bitecektir.
- “TC-KKTC SU TEMİNİ VE YÖNETİMİNE İLİŞİKİN ANLAŞMA” maddelerine göre KKTC’deki diğer su kaynakları (kuyular, yeraltı su kaynakları, yağmur suyu, atık su vb.) da ileride suyun işletmesini alacak olacak işletmenin eline geçecek. Üstelik imzalanan anlaşmaya göre ihaleyi alan işletme dışında başka bir işletmenin sektörde olması engelleniyor. Yap-İşlet Devret modelinde işletmeyi alacak olan firma kaç yıllığına işletme hakkına sahip olacak ? Su konusunda da elektrikte olduğu gibi tekelleşmenin önünü açtığınızın farkında mısınız ? !!!
- İhaleye girecek olan işletmeler için istenen ön şartlar nelerdir ? Bu işletmelerin, sektörde en az 10 yıl tecrübe sahibi olması gerektiği şartı geröek midir ? Böyle bir durumda KKTC’de bu şartı yerine getirebilecek kaç şirket vardır ? Yoksa amaç zaten yurtdışından bir firmaya suyun işletmesini devretmek midir ?
- Üreticiler ile konuştuğumuzda, söylenen şey, bu suyun şu an için Güzelyurt’ta verilecek denilen yerlerin sadece dörtte birine verilebildiğidir. Bu yerlerin de belli kişiler olduğu söylenmektedir. Bir an önce bu söylentileri ortadan kaldıracak, suyun şu an nereye verildiği konusunda şeffaf bir açıklama yapılacak mı ? Tüm bu sorular cevap ararken, çıkıp “Su Projesinin Güzelyurt ayağını bitirdik artık, tamamdır” demeniz ne kadar gerçekçidir ? !!! Özetle, TC-KKTC arasında 19.07.2010 tarihinde imzalanan ‘’Çerçeve Anlaşması’’, 02.03.2016 tarihinde imzalanan ‘’Su Temini ve Yönetimine İlişkin Anlaşma’’ ve 20.05.2016 tarihinde imzalanan ‘’Geçiş Dönemi Anlaşması’’ çerçevesinde TC Hükümeti KKTC’nin su ihtiyacından az olmamak kaydıyla yılda 75 milyon m3 hacme kadar su temin etmeyi kabul etmiştir. “Geçiş Dönemi” sonunda “Uygulama Sözleşmesi” hazırlanıp yürürlüğe girecektir. Bu aşamada aşağıda belirtilen hususlara dikkat edilmelidir; Su ihalesinde KKTC halkının hakları ve çıkarları öncelikli olarak ön planda tutulmalıdır. İhalede yalnız TC’den gelen su değil, ülkenin yerel kaynakları olan yeraltı suyu, arıtılmış atık su gibi kaynakların da birlikte değerlendirileceği dikkate alınarak ihale süreci ve fiyatlandırma ona göre düzenlenmelidir. Yerel kamu-kurum-kuruluş-firmaların söz konusu ihale kapsamında olmaları sağlanmalıdır. İhalede yerel işgücünden en üst düzeyde yararlanılması sağlanmalıdır. İhale kapsamındaki işler arasında, ülkenin kalıcı kaynağı olan yeraltı su rezervlerinin kalite ve miktarlarının artırılması da yer almalıdır. Özellikle içme-kullanma suyunda AB standartlarında kesintisiz ve yeterli miktarda su temin edilmelidir. Kurulacak sözleşme ilişkisinde suyun fiyatı konusunda kamunun düzenleyici ve denetleyici rolü net şekilde belirtilmelidir. Ülke şartları göz önünde tutularak kamu-özel ortaklığı şeklinde bir ihale süreci gerçekleştirilmelidir.
İşte 2016 Yılında imzalanan “TC-KKTC SU TEMİNİ VE YÖNETİMİNE İLİŞİKİN ANLAŞMA” maddelerinin bazıları; MADDE 7 / SUYUN YÖNETİMİ: İdare, suyun yönetilmesi, su ihtiyacının planlanması ve tahsisinde temin edilen sui le yerel suyu bir bütün halinde değerlendirir. Temin edilen sudan, içme ve kullanma suyu olarak tahsis edilen kısım KKTC safhında tek işletmeci tarafından işletilir. Temin edilen suyun işletilmesi idarenin denetim ve gözetiminde yapılır. MADDE 8 / SUYUN İŞLETİLMESİ: İçme-kullanma suyu, atık su ve yağmur suyu işletmesi ile zirai sulama işletmesi ayrı ihale edilmek suretiyle imtiyaz hakkına sahip işletmeciler tarafından işletilir. Kamu Kurum ve Kuruluşları ile Uygulama Sözleşmesi kapsamındaki belediyelere ait mevcut tesis ve şebekeler Uygulama Sözleşmesi ile İşletmeciye tahsis edilir ve İdare tarafından İşletmeciye teslim edilir. Halen bir sözleşmeye dayanılarak işletilmekte olan tesisler de, sözleşmelerinin sona erme tarihi itibarıyla İşletmeciye devredilir. İşletmeci, halen devam etmekte olan bu sözleşmeleri, sona erme tarihlerinden önce, sözleşmelerin tarafları ile anlaşarak devir alma hakkına sahiptir. …..”kullanan öder” prensibi çerçevesinde performansa dayalı bir tarife sistemi belirlenir. Tüm ülkede tek tarife sistemi uygulanır. Tarife sisteminde mesken, ticari, sınai, zirai ve şantiye amaçlı kullanımlar için tarifeler oluşturulabilir. MADDE 9 / YAP-İŞLET-DEVRET (YİD) İHALESİ: İçme-kullanma suyu, atık su ve yağmur suyu işletmesi ile zirai sulama işletmesi hakları, KKTC mevzuatı çerçevesinde ayrı ayrı yapılacak iki YİD ihalesiyle işletmecilere devredilir. Bunlardan birinin işletmesini üstlenen işletmeci diğerinin işletme ihalesine de teklif verebilir.”