Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) İskele milletvekili Fide Kürşat, KKTC Cumhuriyet Meclisinde “İskele SOS Veriyor” başlıklı konuşmasında bölgede yaşanan sıkıntıları ve bunların çok yakın bir gelecekte çarpan etkisi ile katlanacağını; acil teşhis, analiz, strateji ve tedbir gerektirdiğini anlattı.
Genel Kurula hitap eden CTP İskele milletvekili Fide Kürşat, İskele ve bölgede arazi mülkiyetlerinin sürekli el değiştirdiğini, bu konuda sistematik bir çeteleşmenin de gözlemlendiğini, buna eklemli plansız, programsız, kontrolsüz, çarpık hatta kaçak yapılaşma ile İskele ve bölgesinde “modern bir varoşlaşmanın” kökleştiğini söyledi.
Fide Kürşat, “Bölgede yetersiz altyapı, su temini, atık yönetimi, kanalizasyon sorunları, ulaşım sorunları, hastanelerde ve okullarda bir çok aksaklık yaşanıyor… Bazı kesimler için bölgede bir kalkınma, gelişme gibi görülen ya da kasten gösterilen betonlaşma ve kontrolsüz nüfus akışı maalesef ‘modern varoşlaşma’ niteliğinden öteye geçemiyor” dedi.
Kürşat, “Biri bize İskele bölgesindeki nüfusu söyleyebilir mi? Özellikle nüfusta son 3-4 yıldaki artışı ortaya koyabilir mi? Bize vatan millet Sakarya, şehitler, eşit egemenlik diyenler biliyor mu ki toprak devletin temelidir, egemenlik ve bağımsızlığın en önemli unsurudur. Sizin ulusal çıkardan anladığınız nedir? ” şeklinde sordu.
“ALTINI ÇİZİYORUM; ŞU ANDA BÖLGEDEKİ NÜFUS VE MÜLKİYET YAPISI BİLİNMİYOR”
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) İskele milletvekili Fide Kürşat’ın “İskele SOS Veriyor” başlıklı meclis genel kuruluna hitap eden konuşması şöyle;
“İskele Bölgesi’nde uzunca bir süredir yoğun olarak; plansız, programsız, kontrolsüz, çarpık hatta kaçak yapılaşma ve bununla birlikte yoğun bir yabancı nüfus artışı söz konusudur.
Arazi mülkiyetleri sürekli el değiştiriyor ve toprak mülkiyeti özellikle Ruslara, Ukraynalılara, İranlılara, İsraillilere geçiyor. Altını çiziyorum; Şu anda bölgedeki nüfus ve mülkiyet yapısı bilinmiyor.
Demografik yapı hızla değişiyor, sosyo-kültürel ve ekonomik yapı da bu çarpıklıktan nasibini alıyor.”
“KOMİSYONCULAR-EMLAKÇILAR ELİYLE İNSANLARI ARIYOR, BULUYOR FAHİŞ FİYATLAR TEKLİF EDEREK, İKNA EDİYORLAR”
“İskele bölgesi yıllardır bekleyen İmar Planı, mevcut emirnamenin sürdürülebilir olmayışı, Yerel Yönetim’deki zafiyetlerden dolayı ruhsatsız kaçak yapılaşma ile her geçen gün hızla betonlaşmaya devam ediyor;
Atanmış Başbakan Üstel, 4 Ekim’de çıktığı bir TV programında İmar Planı’nda yüzde doksan beş anlaşmaya varıldığını ve haftaya kamuoyu ile paylaşılacağını belirtmişti, üzerinden yaklaşık 2 hafta geçti bu konu ile ilgili bir gelişme olmadı.
Bazı kesimler için bölgede bir kalkınma, gelişme gibi görülen ya da kasten gösterilen betonlaşma ve artan kontrolsüz nüfus akışı maalesef “modern varoşlaşma” niteliğinden öteye geçemiyor… Sadece toprak el değiştirmiyor, sermaye de el değiştiriyor. Yanlış verilen vatandaşlıklar, avukatlar, muhasebeciler ve nice komisyoncular tarafından araziler, niteliğine bakılmaksızın parsel parsel yabancıların eline geçiyor.
Tapudan aratma yaptırarak, arazilerin envanterini çıkarıyorlar, sonra da komisyoncular emlakçılar eliyle insanları arıyorlar, buluyorlar fahiş fiyatlar teklif ediyorlar, ikna ediyorlar…
Yani sistematik bir çeteleşme de var…”
“BİZE VATAN MİLLET SAKARYA DİYENLER… YABANCILARA KRİTERSİZ MÜLK SATIŞI AYNI ZAMANDA BİR GÜVENLİK MESELESİDİR”
“İnsanlar sözde hükümetin umursamadığı mevcut ekonomik koşullar nedeniyle bu arazilerde yıllarca çalışsalar da emeklerinin karşılığını alamayacakları için, elde edemeyecekleri bedelleri kabul ederek satıyorlar. Bölge halkı geçici bir refah hali yaşasalar da bu yoğun sermaye değişimi ve yabancılaşmadan dolayı panik halindeler. Bunu bölgeyi ziyaret eden herkes net bir şekilde dinleyebilir…
Bize vatan millet Sakarya, şehit, eşit egemenlik diyenler biliyor mu ki toprak devletin temelidir, egemenlik ve bağımsızlığın en önemli unsurudur.
Sizin ulusal çıkardan anladığınız nedir?
Yabancılara kritersiz mülk satışı aynı zamanda bir “güvenlik” meselesidir.
Yabancıların taşınmaz mal edinmesine bazı kısıtlamalar getirilmesi, bu saatten sonra çok stratejik bir konudur. Bu gidişle çok yakında daha da fazla sosyo-ekonomik sorunla yüz yüze geleceğiz. Bu konuda duvara toslamış durumdayız.
Demografik yapı da değişiyor. Bunun adı çok kültürlülük, kozmopolit yapı ya da kalkınma değildir.
Burada yaşanan kaostur…
Bölgede yükselen binalar, turistik tesisler, açılan galeriler, emlakçılar, değişen levhalar bazı kesimler için bölgesel gelişme, çok kültürlülük, kozmopolit yapı gibi algılansa da şu anda içinde bulunulan durum tam anlamı ile “Modern bir Varoşlaşmadır”.
Modern varoşlaşma,” gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerdeki kentlerdeki nüfus artışı ve kentsel yayılmanın sonucu olarak ortaya çıkan bir kavramdır. İskele’de merkezden dışa doğru hızla yayılan plansız, kontrolsüz, alt yapısız, sermaye odaklı, topraktan ranta yönelik “yüksek yoğunluklu” konut alanları bunun göstergesidir.
Yetersiz altyapı, su temini, atık yönetimi, kanalizasyon sorunları, ulaşım sorunları bu modern varoşlaşmanın bir sonucudur.”
“BÖLGESEL İSTİHDAMA YÖNELİK BİR GELİŞME DE GÖRÜLMÜYOR…”
“Tabi bunlarla birlikte bir de Sosyal Sorunlar var: Bu bölgede eğitim, sağlık hizmetleri ve sosyal hizmetlere erişimde zorluklar yaşanıyor. Burada yaşayan yerli halkın her geçen gün kendi bölgesine yabancılaşması, değişen bu yapı ile birlikte iş imkânlarına, barınma ihtiyacına ve diğer sosyal olanaklara erişimi kısıtlanıyor.
Bir şekilde bu ülkeye gelen yabancıların iş kurması bu mevcut sözde hükümet tarafından yapılan değişiklik ile kolaylaştırılmıştır. Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer’in ifadesi ile bu konudaki mevzuatlar ‘arap saçına döndürülmüştür’ ve ‘Verilmemesi gereken dere yatakları verilmiş, dağıtılmaması gereken sahiller dağıtılmış, yol su kanalizasyon arıtma tesisleri, okul, hastane, orman, yeşil alan ihtiyaçları kısaca gelecek kuşaklar düşünülmeden hareket edilmiştir.’
25 000 Euro teminat mektubu göstermek koşulu ile bu memlekette herkes şirket kurabilir pozisyona gelinmiştir. Artık %51 KKTC vatandaşı hissesine ihtiyaç kalmamıştır. Bu da her sektörde iş kuruabileceği anlamına geliyor.
İskele’de son zamanlarda emlak danışmanlık bürolarının ve komisyoncuların hızla sayısı artıyor. Bunların çoğu yabancılar tarafından açılıyor. Diğer taraftan yine galeriler, marketler, güzellik merkezleri, fırınlar dahi yabancı sermayenin eline geçiyor. Bunların çalışanları da çoğunlukla yabancı…
Yani bölgesel istihdama yönelik bir gelişme de görülmüyor. Tüm bunlar hem ülkeye gelen farklı kültürlere ait insanlar bakımından hem de yurttaş açısından belli bir plan, program çerçevesinde olmalıdır.
Bunun adı serbest piyasa değildir… Hangi piyasada ‘ne işler çeviriliyor’, bilinmiyor.”
“NE DE OLSA BU ADA YARISI SORMA GİR HANIDIR… ÜLKEYE GELEN İNSANLARI DA KENDİ YURTTAŞINI DA BU İŞ BİLMEZLİKLE MAĞDUR EDİYORLAR”
“Geçtiğimiz günlerde Ünal Üstel, ülkeye daha fazla ‘insan’, ‘turist’ ve uçak’ getireceğini söylüyor.
İnsan diyor…
İnsan olsun da ne olursa olsun demeye getiriyor… Sorma gir hanı…
Ne de olsa bu ada yarısı sorma gir hanıdır… Bubalarının da çiftliğidir!!
Evet, bölgede modern varoşlaşma ile bölgenin hızlı büyümesi ve göreceli gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan karmaşık bir sosyal ve çevresel sorunlar baş göstermeye başladı.
Ne yazık ki sözde hükümet denen bu yapı, çeşitli nedenlerle bu ülkeye gelen insanları da kendi yurttaşını da bu İş bilmezlikle mağdur ediyor.
Satılan taşınmazların büyük bir kısmı sözleşmeler üzerinde kalıyor, kiralanan daireler, iş yerleri de gerçek kira bedelleri üzerinden vergilendirilmiyor. Kısacası maliyenin kasasına girmesi gereken meblağlar da gerçeğin çok altında…”
“OKULLARDA YÜZDE ELLİYİ BULAN BİR ORANLA TÜRKÇE BİLMEYEN ÇOCUKLAR VAR”
“Hangi kalkınma: Yurttaşın ödediği “vergiler” ile aldığı “hizmet” doğru orantılı değil.
Artan nüfus ile birlikte hastaneler, okullar ve alt yapı yetersiz kalıyor.
İskele merkezdeki okullarda yüzde elliyi bulan bir oranla Türkçe bilmeyen çocuklar var. Hatta bazı sınıflarda 14 Türkçe bilmeyen ile 9 Türkçe bilen öğrenci sayısı bile var
Düşünebiliyor musunuz; öğretmenler bu çocuklarla Google-Translate üzerinden iletişim kurmaya çalışıyor. Bu durum hem anayasal hem de insan hakkı olan “çocukların eğitim hakkını” gasptır… Gerçek hayatta olan şeyler bunlardır!
İskele Açık Pazar’da Türkçe konuşan insan kalmadı. Yerli halkın alım gücü düşüyor, piyasayı yabancılar belirliyor.
Piyasada yerli yok. Bu mu kalkınma?”
“KİMSE BÖLGEDE NÜFUSU BİLMİYORSA EĞER, BELEDİYE BAŞKANI KİŞİ BAŞINA DÜŞEN KULLANIM SUYU HESABI ÜZERİNDEN BİR SAYIVERSİN!”
“Biri bize İskele bölgesindeki nüfusu söyleyebilir mi lütfen? Özellikle son 3-4 yıldaki artışı ortaya koyabilir mi?
Bölgede suç oranları artıyor, güvenlik sorunları yaşanıyor. Artan nüfus bölgede, su sorunlarına neden oluyor…
Mevcut su bölgeye yetmiyor. Kimse bölgede nüfusu bilmiyorsa eğer, Belediye başkanı kişi başına düşen kullanım suyu hesabı üzerinden bir sayıversin!!”
“DÜNYADA PANDEMİ VE UKRAYNA SAVAŞI SONRASI POLİTİKALARI DEĞİŞTİREN TARIM ARAZİLERİMİZ EL DEĞİŞTİRİYOR”
“Özellikle pandemi dönemi sonrası patlak veren ve gıda arz güvenliği meselesini dünyanın yeniden gündemine getiren Ukrayna savaşı sonrası kıymeti, değeri yeniden anlaşılan ve dünyada bu konuda politikaları değiştiren, şekillendiren tarımsal araziler hızla betonlaşıyor. Kanalizasyon sorunlarından dolayı deniz kirleniyor.
Bölge yurttaşı denize girecek yer bulamıyor. İskele Long Beach’e, Arkın İskele’ye yerli halk giremiyor. İskele’de halk plajı var ancak bölgedeki alt yapı ve artan nüfustan kaynaklı sorunlara paralel kanalizasyon suları denize akıyor… Modern binaların ortasında lağım kokusu var! Çevre kirliliği ortasında hangi kalkınmadan söz ediyorsunuz?
Sahiller, inşaat sektörlerinin yabancılardan oluşan iş gücü tarafından temizleniyor. İşsiz yurttaşlarımız buralarda temizlikçi ya da düz işçi olarak çalışmak için bile torpile ihtiyaç duyar noktaya geldi.
Yabancıların kendileri arasında yaptığı alışverişten yerli esnafın payına düşen maalesef çok az…”
“ALIM GÜCÜ DÜŞEN YERLİ HALK PİYASADAN SOYUTLANIYOR; GELEN NÜFUS VE ÖZELLİKLE SERMEYE YAPISI BİLİNMİYOR”
“Bölgede talebi yabancılar belirliyor, bu nedenle piyasa onlara göre oluşuyor. Alım gücü düşen yerli halk piyasadan soyutlanıyor.
Emlak fiyatları özellikle tavan yapmış durumda ve maalesef artık gençlerin bölgede ne ev sahibi olması ne de kirada yaşaması mümkün değildir.
Gelen nüfus ve özellikle sermeye yapısı bilinmiyor. Durum kontrolsüz ve yönetilemiyor.”
“PLAN-PROGRAM ÇERÇEVESİNDE DÜZENLEMELER YAPILMALI, KISITLAMALAR BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRİLMELİ”
“Belli bir plan, program çerçevesinde düzenlemeler yapılmalı, gerekli kısıtlamalar bir an önce hayata geçirilmelidir.
İşin özeti okulllarda oturacak sınıf yok, su yok, hastanelerde yatacak yer yok, yeterli sayıda polis yok, binlerce ev altyapısız arıtma yok… Düzen yok. “
“İVEDİ İMAR PLANININ GEÇMESİNE, BÖLGESEL KALKINMA PLANINA İHTİYAÇ VAR”
“Öte yandan sosyal ve çevresel sorunlar baş göstermeye başladı. Modern varoşlaşma ile bölgenin hızlı büyümesi ve göreceli gelişmesiyle birlikte çevresel sorunlar da ortada…
Bu nedenle, ivedi olarak bölgede imar planının geçmesine, bölgesel kalkınma planına, altyapının geliştirilmesine, sosyal ve kültürel hizmetlerin planlanmasına ihtiyaç vardır.”
“GELEN İSTEDİĞİ İŞİ KURUYOR. DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BÖYLE BİR BAŞIBOŞLUK YOK”
“Gelen nüfusun yapısı bilinmiyor. Gelen istediği araziyi, evi alıyor, istediği işi kuruyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir başıboşluk yoktur. Belli mevzuatlar, kısıtlamalar vardır. Bizim memleket dingonun ahırına dönmüş durumdadır.
Kara para aklayan mı istersin, Rus Mafyası mı istersin? Uyuşturucu kaçakçılığı mı? İnterpol tarafından aranan uluslar arası suçlular mı? Kaçaklar mı?
Evet, KKTC tanınmaya hazır, atanmış Başbakan Üstel’in dediği gibi…
KKTC tanındı…. Tüm bu saydıklarımla Dünya Raporlarına girdi…”
“BUNLARI BİZ MUHALEFET OLSUN DİYE UYDURMUYORUZ; ULUSLARARASI RAPORLAR DA ORTADA”
“Bakın bunları biz muhalefet olsun diye uydurmuyoruz. Küresel Organize Suçlar Endeksi Raporu’nda neler söyleniyor?
KKTC uluslararası raporlarda insan kaçakçılığı, seks işçiliği, silah kaçakçılığı, yakıt kaçakçılığı, uyuşturucu, kriminal aktörler ve kara para aklama ile anılıyor.
Yetti mi?
Yetmedi…
Bu uluslararası raporlarda;
- KKTC’de Interpol tarafından aranan çok sayıda kişi var”
- “Bazı üniversiteler Afrikalı öğrencileri tampon bölgeyi geçmeleri için yönlendiriyor”
- “Silah kaçakçılığının büyük kısmı KKTC’den kaynaklanıyor”
- “KKTC’deki istikrarsızlıktan yararlanılarak Afganistan’dan deniz yoluyla kaçırılıyor”
Deniyor…
Israrla tekrar ediyor ve altını çiziyoruz ki Belli bir plan, program çerçevesinde düzenlemeler yapılmalı, gerekli kısıtlamalar bir an önce hayata geçirilmelidir…”