Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Genç Mücahitler Derneği Başkanı Derviş Çapkıner ve Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Cumhurbaşkanı Tatar kabulde yaptığı konuşmada, esas olanın vatan, millet, bayrak ve bağımsızlık olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, yeni siyaset içinde mücadelenin devam ettiğini anlatan Tatar, Kıbrıs’ta şu anda bir barış varsa bunun 1974’te Türkiye’nin desteğiyle Mehmetçiğin adaya ayak basmasıyla olduğunu, Kıbrıs Türkünün kendi bölgesinde, kendi devletinin çatısı altında, hür ve bağımsız bir şekilde yaşadığını ifade etti.
KKTC’nin kendi vatandaşına sahip çıkamaz noktada olduğunu söylemenin gaflet olduğunu vurgulayan Tatar, esas olanın vatan, bayrak, hürriyet ve bağımsızlık olduğunu belirterek, milletin sonsuza dek kalıcı olduğunu kaydetti.
Halkın kendi geleceğini tayin edebilmesi ve Anavatan Türkiye ile kopmaz bağların sürdürülmesi için ortaya koyulan bir irade olduğunu ifade eden Tatar, bu değerler varken ekonomik sıkıntıların ön plana çıkarılması, Türkiye’ye “dil uzatılması”, halkın karamsarlığa itilmesi ve KKTC’nin vatandaşına sahip çıkamaz noktada olduğu söylemlerini gaflet olarak nitelendirdi.
“CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN, NEW YORK’TAKİ SESİMİZ OLMUŞTUR”
Türkiye’nin Kıbrıs için çok bedel ödediğini, fedakarlık yaptığını ve hala yapmakta olduğunu söyleyen Tatar, egemenliğin kabul görmesi için verilen mücadelede Türkiye’nin Kıbrıs Türkü’nün yanında olduğunu söyledi.
Tatar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşma çok önemlidir. Bütün dünyaya Kıbrıs’ta iki ayrı devletin olduğunu, benim ortaya koyduğum siyaseti Türkiye’nin de desteklediğini söylemiştir. Rum liderin konferans salonuna gelip konuşma yapabildiğini fakat KKTC Cumhurbaşkanı olarak benim yapamadığımı dile getirip, bunun kabul edilemez bir haksızlık olduğunu vurgulamıştır. Bu da bize bir güç kaynağıdır, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, New York’taki sesimiz olmuştur.
Bütün bunlar ortadayken, olayı başka yöne çekip propaganda yapmak doğru değildir. Esas olan, Kıbrıs Türk halkının varlığını bu ülkede sürdürebilmesidir. Bizim yıllardan beri Kıbrıs Türk halkını yok etme düşüncelerine karşı verdiğimiz mücadele, direniş ve kahramanlık hiçbir zaman unutulmamalıdır. Mücahitlerimizin, subaylarımızın canları pahasına, bu ülkenin varlığı adına ortaya koydukları irade ve direniş asla göz ardı edilmemelidir. Bunları unutmak imkansızdır. Bu bağlamda bizi tehlikeye atacak herhangi bir durumu kabul etmemiz mümkün değildir. Çünkü bu federasyon dedikleri modelde, eğer imza atılırsa aynı gün Türkiye Cumhuriyeti adadan desteğini ve Türk askerini çekecek. Ne biz ne de Anavatan bunu asla kabul etmeyiz. Biz 1960 öncesini gördük. İngiliz döneminde Rum-Yunan ikilisi nüfus artırdı. O zamandan beri haksızlık yapıyorlardı hala yapıyorlar. Biz bu ülkenin ortak sahibiyiz. 1963’te bizi devletin dışına itmek için her türlü soykırımı, zulmü yaşattılar. Birleşmiş Milletler adada yapılan Rum katliamlarına hep seyirci kaldı. Nitekim 1974’e kadar direnebildik. Artık bu durumun eskiye geri dönüşü yoktur. Kıbrıs Türk halkını da bu maceraya sürüklemeyeceğiz.”
“ZATEN VAR OLAN EGEMENLİĞİMİZİN KABULÜNÜ İSTİYORUZ”
Annan Planı’na Türkleri “evet” Rumların ise “hayır” dediğini hatırlatan Tatar, Kıbrıs sorunu ve Maraş açılımını ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Tatar şöyle konuştu:
“Maraş açılımı ise yeni siyasetin bir boyutudur. Yeni siyaset, iki devlet, iki egemenliktir. 60 yıldır kendi kendini yöneten Kıbrıs Türk halkı, bundan sonra geri gitmeyecektir. Bizim de egemenliğimizin dünya devletleri ve Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmesi gerekir. Zaten var olan egemenliğin kabulünü istiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Son bir yılda ortaya çıkan yeni siyaset; Türkiye Cumhuriyeti’nin bu yeni siyasete destek vermesi, Maraş’ın açılımıyla daha da güçlenmiştir.
Ekonomik olarak pandemi döneminde sıkıntılarımız olabilir. Fakat bu da geçecektir ve KKTC başarılı bir şekilde yoluna devam edecektir.
Genç Mücahitler; siz gelecek nesillere bu ruhu yaşatmak için, milli iradeyi, bayrak sevgisini aşılamak için, Anavatan’la kopmaz bağımızı göstermek için vesile olacaksınız. Bu ülkede Anavatan ile iş birliği içinde, milli çıkarlarımıza hizmet eden, gelecekte ulusal pozisyonumuzun güçlenmesi için çok önemli bir görev yaptığınızı söyleyebilirim. Sizi yapmış olduğunuz çalışmalardan dolayı tebrik eder başarılarınızın devamını dilerim.”