Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Fide Kürşat, Meclis Genel Kurulunda SÜTEK, SÜTEK bütçesi ve tarımsal arazilerin partizanca tahsisi konusunda konuşma yaptı.
“Koltuktan koltuğa kuş gibi konan bakan” diyerek tarımsal arazilerin tahsisi konusunda İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’a yüklenen CTP milletvekili Fide Kürşat, Çayönü’nde, Dilekkaya’da, Güneşköy’de partizanca, köylüleri karakolluk edercesine birbirine sokarak, hatta doğrudan tek bir canlı hayvanı olmamasına rağmen kadın kolları başkanına arazilerin tahsis edildiğini söyledi ve tarımsal arazilerin tahsisinin İçişleri Bakanlığı elinden alınarak Tarım Bakanlığı uhdesine verilmesi gerektiğini ifade etti.
Dilekkaya Bin baş davarı olan küçükbaş hayvan üreticisinin mandırasının etrafındaki tarımsal araziler elinden alınmıştır. Bu mu yani küçükbaş hayvancılığı geliştirme? Bu zihniyet ancak partililerine kurultay ve yeniden seçilme gailesi ile üleştirir. Bu iş bilmez beceriksiz yapı ile hiçbir şey gelişmez.” Dedi.
İçişleri bakanı Dursun Oğuz’un başka Tarım Bakanı Hüseyin Çavuş’un başka telden çaldığını savunan CTP milletvekili Fide Kürşat, tarımsal arazilerin öncelikle hayvancılara kiralanması gerektiğini vurguladı.
PARTİZANCA TAHSİS EDİLEN TARIM ARAZİLERİ…
Köylerde insanların elinden tamamen kriteriz, partizanca niyet ve düşüncelerle arazilerin alındığını vurgulayan CTP’li Kürşat, “Tarım, kurultay ya da yeniden seçilme hesaplarınız üzerinden yönetilemez” dedi.
Meclis Genel Kurulu’nda konuşan Fide Kürşat, konu hakkında şöyle dedi;
“İçişleri Bakanı Dursun Oğuz.. Bakanlıklarda koltuktan koltuğa konan kuş… Tarımsal arazilerin kiralanmasında müthiş bir partizanlık yapıyor.. Taşı toprağı elleri ile işleyen üreticilerin topraklarını UBP’li olmadıkları için alıyor ve hiç hayvancılık yapmayan birilerine icar ediyor…
Çayönü’nde mesela toprağı işleyen gübreleyen kilometrelerce yol su götüren Salih Tuver’in tam arazisi alınıyor, bir kısmı küçükbaş hayvanı bile olmayan kadın kolları başkanına veriliyor. Bir tane canlı hayvanı yokken bu kişinin üstelik! Sebep? Mandıranın önüdür yapacak.. Bu mudur?”
SÜTEK BÜTÇESİ… “SADECE İÇİŞLERİ BAKANI DURSUN OĞUZ’UN YENİDEN SEÇİLME YA DA KURULTAY HESAPLARI ÜZERİNDEN GERÇEKLEŞİYOR BUNLAR…”
“Tarımsal araziler öncelikli olarak hayvancılara tahsis edilmelidir.. Onlara kiralanması gerekiyor. Bakan Dursun Oğuz köylüleri birbirine düşürüyor, polislik ediyor; bu partizanca haller yüzünden Dilekkay’da da bin tane büyük baş hayvanı olan bir kişinin kiraladığı araziler elinden bu şekilde alındı.
Böyle mi gelişecek hayvancılık, bu zihniyetle mi?
Adamın meraya ihtiyacı var; elinden bu arazileri hangi kriterle alıyorsunuz ? Ortada hiçbir kriter yok. Sadece içişleri Bakanı Dursun Oğuz’un yeniden seçilme ya da kurultay hesapları üzerinden gerçekleşiyor bunlar…”
“KÖYLÜLERİ BİRBİRİNE KIRDIRARAK MI SEKTÖR GELİŞECEK?”
“Güneşköy yine aynı şekilde… Devletten kiraladığı araziye yasa dışı şekilde direkler dikilmiş.. Mandırasının önüdür diyerek ki yerinde giderek gördüm böyle de bir şey yok!
Köylüleri birbirine kırdırarak mı sektör gelişecek? Tarımsal arazilerin kullanımı konusu Tarım Bakanlığı uhdesinde olmalı, İçişleri Bakanlığı’nın elinden alınması gerekir. Hele ki böyle bir bakanın elinden!
Sektörün geleceği ile ilgili ciddi endişelerimiz var. Partizanca yönetimlerden bıktık. Tarım, kurultay ya da yeniden seçilme hesaplarınız üzerinden yönetilemez…”
“SANIRIM SÜTEK TARİHİNDE BİR İLK BU 4 YILLIK BÜTÇENİN MECLİSE GELMESİ…”
“SÜTEK 1977 Yasa ile kurulmuş ve çok önemli bir misyona sahip bir kurumdur. SÜTEK ülkede üretilen tüm çiğ sütün çiftliklerden toplanması, fiyatının belirlenmesi, kalite kontrolünün yapılması, sanayiciye ulaştırılması, tahsilatının yapılması, devlet desteğinin de üretici bordolarına yansıtılması ve üreticilerin ödenmesi görevini yerine getirmektedir.
Görevlerine baktığımızda ülkenin tamamına hizmet eden çok önemli güzide bir kurumumuzdur. Üreticiden, sanayiciye, sektöre emek veren herkesten, temel tüketim maddesi olan süt ve süt ürünlerinin son kullanıcı tüketiciye ulaşması noktasında ülkede bulunan herkese doğrudan ya da dolaylı olarak hizmet veren bir kurumdur.
Kısacası SÜTEK hem üreticinin hem sanayicinin hem de son noktada tüketicinin sigortasıdır.
Böyle önemli bir görev üstlenen SÜTEK’in en son geçen bütçesi benim de görevde olduğum 2019 yılı bütçesidir.
Sanırım SÜTEK tarihinde bir ilk olmuştur 4 yıllık bütçenin meclise gelmesi…
O günden bugüne milyonlarca TL’lik bütçeye sahip en önemli kurumlardan biri olan SÜTEK’de birçok kurum gibi UBP’li hükümetler silsilesinde devlet ciddiyetinden yoksun yönetilmiştir. SÜTEK kendi döner sermayesi ile çalışan, cari harcamaları için devletten herhangi bir katkı almayan bir kurumdur.
SÜTEK bütçesi kurumun topladığı ve pazarladığı her bir litre süt için verdiği hizmetin karşılığı aldığı primle oluşmaktadır. Bütçenin en büyük gider kalemlerini personel giderleri, sütün çiftliklerden toplanması ve imalathanelere nakliyesi, çiğ sütün kalite kontrolü için gerekli kimyasallar oluşturmaktadır…
Özellikle artan döviz kurları ve akaryakıt giderleri SÜTEK’in verdiği hizmetleri yerine getirebilmesi için yıl içerisinde prim artışına gitmesini gerektirmiştir…”
“YAPILMASI GEREKEN YASA GEREĞİ EK BÜTÇE İDİ”
“2020 2021 yılları kurumda olduğumdan dolayı bu yıllara ait bütçeler SÜTEK tarafından hazırlanmış Tarım Bakanlığı’na ve Maliye’ye gönderilmiştir. Maliye ve Bakanlık arasında sürüncemede kalan bütçeler geçmediği için yıl içinde hazırlanan bütçeler gerçekleşen rakamlar üzerine revize edilerek geldi.
Yapılması gereken yasa gereği ek bütçe idi. Yılsonu kesin hesaplar bakanlığa gönderilmiş ama meclise dağıtılmamıştır.
“SÜTEK’TE BÜTÇE SONRASI 11 KİŞİLİK İSTİHDAM KONUSUNDA GÖZLERİMİZ ÜZERİNİZDE OLACAK”
Meselenin esas sorumluları dönüşümlü hükümet içi koltuk kapmaca oyununun parçası olan yönetici ve bakanlardır..
77’den beri ellenmemiş olan SÜTEK yasasının düzenlenmesi gerekir; kurum siyasetten arındırılmalı. Bu işten anlayan insanlarla birlikte özerkleştirilmesi ve siyasetten arındırılması gerekiyor…
Aldığımız duyumlara göre SÜTEK bütçesi geçtikten sonra kurumda 11 kişilik bir istihdam gündeme gelebilir. 4 yılda emekli olanların sayısı ortadadır. Her biri için 1 kişi alınabilir. Liyakatsiz işe alımlardan vazgeçilmesi gerekir.
Süt kurumunun herhangi bir liyakatsiz atamayı kaldırabilecek bir personel yapısı yok. Bu konuda gözlerimiz üzerinizde olacak…”