Uzun bir aradan sonra Hakikat WEB TV’de “Hakan Yozcu İle KKTC Güncel” programımıza tekrar başladık. Lefkoşa Kemal Aksoy Caddesi’ndeki yeni binamızda hizmet vermeye başladık. Her Cuma günü saat 14.30’da farklı konuklarla sizlerle olacağız.
Yeni dönemin ilk konuğu da Yerel Cast Direktörü Sayın Olcay Aygün oldu. Olcay Aygün İstanbul’da doğmuş, üniversiteden muhasebe bölümünden mezun olmuş ve fakat bu mesleği değil de başka bir meslekte çalışmaya başlamış. Bir arkadaşının önerisiyle kendisinin daha çok sevdiği cast direktörlüğünü tercih etmiş. Böylece bambaşka bir meslek dalında faaliyet göstermeye başlamış.
“Masa başı iş, bana uygun değildi. Kısa sürede bunu anladım. Muhasebe zaten ailemin isteği ile tercih edilmişti. Baktım ki yapamayacağım, bir arkadaşımın tavsiyesi ile yepyeni bir meslek alanı ile tanıştım. Cast direktörlüğü tam bana göre idi. Hareketli, canlı, çok yer gezen, çok insan ile tanışan bir meslek. Yerinizde duramıyorsunuz. O nedenle bu alanda kaldım. 17 seneden beri de bu işi yapıyorum” diyor.
Olcay Aygün, cast direktörlüğünün sevilerek yapılması gereken bir meslek olduğunu belirterek “Bu mesleği sevemezseniz asla yapamazsınız” diye belirtiyor. “Bu mesleğe girmeseydim, bu gün Kıbrıs’ta olmazdım. Sizin gibi değerli insanları tanıma şansını elde edemezdim.” diyor.
Olcay Aygün, 17 yıl içinde birçok filmde görev almış, ünlü oyuncularla, tanınmış yapımcı ve yönetmenlerle çalışmış. 007 James Bond filmi İstanbul’a geldiğinde kendisine de çalışma teklif edilmiş ve o ekiple de çalışma imkânı bulmuş. “Ertuğrul”, “Recep İvedik” gibi birçok tanınmış filmde görev almış. Şu an KKTC’de TRT tarafından çekilen Kıbrıs dizisinde görev yapıyor.
“Bir Zamanlar Kıbrıs” dizisi için aylar önceden Kıbrıs’a gelmiş ve çok yönlü uzun bir araştırma yapmış. Birçok oyuncu ile görüşmüş. Üniversitelerin tiyatro kulüplerine gitmiş. Konuşmadığı kimse kalmamış. “Çalışmaları tamamlayarak karakterleri belirledik. Bunları önetmen ve yapımcılara da ilettik. Onay aldıktan sonra çalışmalara başladık. Tabii olay burada bitmiyor. Çekimler sürdükçe ihtiyaçlar da ortaya çıkıyor. Bu ihtiyaç ve eksiklere göre hareket edip çözüm üretiyoruz. Hızlı ve doğru karar vermek zorundayız.” diyor.
Kıbrıs dizisinin büyük bir proje olduğunu söylüyor. “Dizi için çok talep oldu. Yüzlerce, binlerce insan başvuru yaptı. Hepsini değerlendirdik. Uygun olanları davet ettik. Ciddi şekilde taleple karşılaştık. Londra’dan dahi arayıp oynamak isteyenler oldu. Tebrik eden ve teşekkür edenler oldu. Bu da doğru yolda olduğumuzu gösterdiği için memnun olduk.” diyor.
Dizinin başarılı olduğunu, bekledikleri ilgiyi fazlasıyla gördüklerini belirtiyor. Profesyonel bir ekiple çok ciddi çalıştıklarını, çalışanların kendilerini tam kapasiteyle işe verdiklerini bu sayede de başarının yakalandığını dile getiriyor. Özellikle kamera arkasındaki çalışanların büyük bir gayret içinde olduğunu, isteyerek ve zevkle, heyecanla çalıştıklarını anlatıyor.
Olcay Aygün şöyle devam ediyor: “Yoğun bir tempo ile çalışıyoruz. Planlı ve disiplinli hareket ediyoruz. Yapacaklarımızı önceden bir planla belirliyoruz. Her gün, her saat ne yapacağımız belirleniyor ve bu çalışanlarla paylaşılıyor. Herkes önceden ne yapacağını, nerede olacağını önceden biliyor. Elimizdeki programa aynen uyuyoruz. Plan dışına çıkmıyoruz. Büyük bir ekibiz. Yüzlerce çalışanımız var. Kostümcülerimiz, makyajcılarımız, kuaförlerimiz, terzilerimiz, ışıkçılarımız, elektrikçilerimiz… aklınıza ne geliyorsa var. Hepsi de heyecanla ve istekle çalışıyor. Herkes birbirine saygılı. Severek çalışıyor. Zaten sevgi ve saygı olmazsa başarı da olmaz. Başarının en büyük nedenlerinden biri de bu.”
Olcay Aygün dizi sayesinde Kıbrıs’ın Türkiye’de daha çok tanındığını, daha çok sevildiğini, en uzak yerdeki köylerin dahi Kıbrıs’ı artık bildiğini, öğrendiğini belirtiyor. Dizi sayesinde tüm dünyada da Kıbrıs’ın tanındığını ve daha da çok tanınacağını söyleyerek böylece ilerde turizmde büyük gelişmeler olabileceğini söylüyor.
Dizi hakkında olumsuz eleştiriler de aldıklarını ama eleştiriye açık olduklarını söyleyerek “Aldığımız eleştiriler bizi, işimizi, daha iyi yapmamıza ve işimizde daha çok çalışmamıza neden oluyor. O nedenle eleştirilere olgun gözle bakıyoruz” diyor.
“Elimizden geldiği kadar tarihe sadık kalmaya çalıştık. Olayları farklı göstermemeye çalıştık. Ama taktir edersiniz ki bu bir belgesel değil, bir kurmaca filmdir. Belgesellerde birebir gerçeklik aranır ama kurmaca filmlerde gerçekler olduğu gibi sunulmak zorunda değildir. Amaç eğlenmek, hoşça vakit geçirmek ve güzel bir eser ortaya çıkarmaktır. Biz de bu amaçtayız. Ortaya güzel bir film çıkardığımıza inanıyorum. Aldığımız olumlu tepkiler de doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Kurmaca filmlerde aşk da olur, nefret de olur, sevinç de olur, acı da olur, savaş da olur, ölüm de olur, mutlu son da olur. Hiçbir dizi yüzünden veya bir film yüzünden savaş çıkmamıştır. Olaya bu açıdan bakılırsa daha iyi olur diye düşünüyorum.”
Olcay Aygün, yapılan eleştirilerde bazen kulaktan duyma sözlerle hareket edildiğini, filmi hiç izlemeden başkalarından duydukları ile eleştiri yapanların olduğunu bunun da doğru bir anlayış olmadığını söylüyor.
Son olarak da bir yıldan beri Kıbrıs’ta yaşadığını, Kıbrıs’ı ve Kıbrıslıları artık yakından tanıdığını ve onları çok sevdiğini belirtiyor. “Sıcakkanlı insanlar. Çok misafirperverler. Herkes bize kapısını rahatlıkla açıyor. Çaya, kahveye ve yemeğe davet ediyorlar. Ellerindeki her şeyi bizimle paylaşıyorlar. Çok iyi bir kültüre sahipler. İnsan ilişkileri çok iyi. Sanata önem veriyorlar. İnsan ilişkileri çok iyi. Yemekleri çok güzel. Molehiya, fırın makarna, şeftali kebap, hellim ve çakıstes çok güzel. Zengin bir mutfağı var. İnsan buradan ayrılmak istemiyor” diyor.
Dizide görev almak isteyen kişilerin kendilerine ulaşarak biyografilerini, kilolarını, yaşını belirterek bir fotoğraf ile müracaat etmelerini ve uygun olanların mutlaka değerlendirileceklerini söylüyor.
Sayın Olcay Aygün’e teşekkür ediyor, çalışmalarında başarılar diliyoruz…