Geçtiğimiz günlerde, sosyal medya platformlarında yaşanan erişim sıkıntısı kişisel verilerimizin güvenliğini yeniden gündeme getirdi. Peki, kişisel verilerimizi nasıl koruyabiliriz, hukuki haklarımız neler?
Sosyal medya, dünya genelinde 4 milyara yakın kullanıcısı ile hayatımızın artık merkezinde yer alıyor. Bir kişinin 8 farklı platformda birden çok hesabı bulunabiliyor.
Dünyada en çok kullanılan sosyal medya platformları ise Facebook, YouTube ve Whatsapp. Her biri aylık 1 milyardan fazla aktif kullanıcısı olan 6 sosyal medya şirketinden 4’ü Facebook çatısı altında.
Sosyal medyada dünya genelindeki kesintiler endişe yarattı
Toplamda 5 milyarı aşkın kullanıcısı olan Facebook, Instagram ve Whatsapp’ta saatler süren erişim sorunu ise akıllara iki soruyu getiriyor. Kişisel veriler ne kadar güvende? Bu şirketlere karşı hukuki haklar neler?
Bilişim Hukukçusu Özge Evci Eralp, bilgi güvenliğinin üç unsuru olduğunu söyledi. Bunlar erişilebilirlik, güvenlik ve gizlilik.
“Bunlardan erişilebilirlik bir kesintiye uğradı. Bu da aslında bilgi güvenliğini sekteye uğratmış oldu. Yani illa bir siber saldırı olmasına, siber olay olmasına gerek yok. Burada da yine bilgi güvenliği sekteye uğramış oldu. Biz bilebilir miyiz? Maalesef bilemeyiz.”
“Özel yazışmalar yapılmamalı”
İki faktörlü kimlik doğrulaması, gizlilik ayarlarının yapılması ve güncellemeler güvenlik seviyesini artırıyor. Uzmanlar özellikle özel yazışmaların sosyal medya uygulamaları üzerinden yapılmaması gerektiğini vurguluyor.
Uygulamaları kullanırken de dikkatli olmak gerek. Eralp, konuyla ilgili şunları söyledi:
“Kişisel verilerimiz bizim koruduğumuz kadar güvende. Bizden başka hiç kimse koruyamaz. Hiçbir platforma güvenmeyelim. Özellikle bize ücretsiz hizmetler sunan ve bunun karşılığında bizden bir şey beklemiyor gibi görünen bütün uygulamalar, aslında bizim kişisel verilerimizi vermemiz karşılığında hizmet veriyorlar. O yüzden en iyi koruyabilecek olan biziz.”
Yerli uygulamalar önem taşıyor
Peki, kişisel verileri çalınanlar ya da geçtiğimiz günlerdeki gibi büyük kesintilerde zarar görenler mahkemeye başvurabilir mi?
Bilişim Hukukçusu Özge Evci Eralp, “Bizler bireysel kullanıcılar dava açabilir miyiz? Diğer taraftan ticari şirketler, ücretli özellikleri kullanan özellikle dijital pazarlama veya müşteri iletişimi için kullanan şirketler. Her ikisi için de evet, açabiliriz. Maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Ancak maddi tazminatta mutlaka belirli bir zararı ortaya koyabilmesi lazım” dedi.
Türkiye’de de aktif internet kullanıcısı 60 milyon kişinin üzerinde. Sosyal medyada günlük ortalama 7,5 saat zaman harcanıyor.
Uzmanlara göre, veri güvenliği açısından yerli uygulamaların kullanılması önem taşıyor.
Haber: Ahmet Furkan Arvas
Kamera: Nurullah Soran-Mert Karacan
Kurgu: Mehmet Kürşat Aydın