CTP Milletvekili Fide Kürşat, “Mülkiyet, ekonomi ve sosyal göstergeler sürekli değişirken bir kanser hücresi gibi en başta bu irin yapıdan kurtulmadıkça sorunlara herhangi bir çare yoktur” dedi.
Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) İskele Milletvekili Fide Kürşat, BRT ekranlarında ‘14. Saat’ programında Pembe Paşaoğlularının sorularını yanıtladı.
Türkiye’de gündemin “suç ekonomisi” ve bu kapsamda çeşitli operasyonlar ve “gri alandan kurtulma mücadelesi” olduğuna dikkati çeken CTP İskele Milletvekili Fide Kürşat, öte yandan dünya ve Türkiye basınında yer alan KKTC’deki yabancılara mülk satışları konusunda ardı ardına çıkan haberler ve yabancı nufüsla ilgili iddialara işaret ederek muhalefet olarak özellikle iki yıldır ivedi tedbir çağrıları yaptıklarını anlattı.
Fide Kürşat, ancak Başbakan Ünal Üstel’in “yatırım iklimi” argümanı ile hala bir sorun olmadığını iddia ederek söz konusu ikaz, soru ve uyarıları, yaptığı bir açıklama ile Rum lobisine bağladığını, bunu hayretle takip ettiklerini söyledi.
Fide Kürşat, “Şimdi Türkiye’de tek gündem olan suç ekonomisinin bizdeki başı mevcut üçlü hükümettir. Yabancılara mülk konusunda Başbakan hala daha böyle bir şey yoktur diyerek inkar ediyor; O halde önümüze rakamları koyun. Her şey sayenizde arap saçına döndü. Memlekette bunların yaptığı herhangi bir şeye helal olsun tamamdır diyen kimse kalmadı ” ifadelerini kullandı.
Kürşat, “Sayın Üstel Türkiye’de Sabah Gazetesi’nde çıkan yabancılara mülk konusunda haberlerin de demek ki Rum lobisine hizmet ettiğini düşünüyor. Oldukça ilginç bir durum… Başbakanın lobi şeması gerçekten çok ilginç. Asıl şema ortaya çıkacaktır. Üstel, mülk satışları konusunda çekmece altı sözleşmelerle ‘devletin dolandırıldığını’ açıkça belirten ve aniden bir ‘aydınlanma’ süreci içine giren mevcut İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’u da belli ki duymuyor. Tarımsal arazileri partililerine dağıtmaktan ülkedeki gerçek toprak ve mülkiyet meselesini ıskalayan İçişleri Bakanı artık tespitler dünyasından çıkmalıdır” dedi.
“TOPRAKLARIMIZ NİTELİĞİNE BAKILMAKSIZIN PARSEL PARSEL SATILIYOR, BETONLAŞIYOR”
5 Aralık Dünya Toprak Günü vesilesi ile Kürşat, “Bu ada yarısında topraklarımız niteliğine bakılmaksızın parsel parsel satılıyor, betonlaşıyor. Bugün topraktan rant elde etme uğruna yaşananlara göz yumanlar var. Esnaf ve Zanaatkarlar Odası ve Ziraat Mühendisleri Odası tarımsal arazilerin korunmasına dikkat çekerken sözde üçlü hükümet çek caklarla devam ediyor.
Hem yabancılara mülk satışları konusunda yasal mevzuat ivedi hayata geçirilmeli hem de Toprak Koruma Yasası yapılmalıdır. Yurdunu peşkeş çekmekte beis görmeyen bu 3’lü Daltonlar hükümetine’ rağmen ve inat topraklarımızı sürdürülebilir bir şekilde yönetme kararlılığımızı vurguluyoruz” dedi.
Yabancı nüfus ve satışlar konusunun iskele özelinde konuşuyor gibi olmasına rağmen adanın pek çok bölgesinde gözlemlendiğini, geç kalınmış bir sürecin içerisinde olduğumuzu, kara para meselesi ile de karşımızda duran tablonun can yakıcı olduğunu ifade eden Kürşat, geçtiğimiz gün Yeşilköy, Sipahi, Adaçay bölgeleri ziyaretlerinde de aynı feveranları halkın içinde de gözlemlediklerini anlattı;
“ALTI AY ÖNCE 40 BİN OLAN ARAZİ ŞİMDİ OLMUŞ 130 BİN… BİZ SİZE TAPU DAİRESİ’NE ULAŞAN, PARSEL SORGULAYAN BİR SİSTEMATİK ÇETE VAR DEMEDİK Mİ?”
Fide Kürşat “ne yazık ki insanlar artık üretimden kopuyor ve arazilerini satıyor; niye satıyor diye baktığımızda ciddi bir ekonomik krizle mücadele halinde halk… Yıllarca çalışsa emeğinin karşılığını alamadığı için aidiyet duygusunu da yitiriyor insanlar… Yabancı sermaye akışı tartışmalara konu olmaya devam ederken bu paraların içeriği nedir yani bir arazinin fiyatı 10 bin Sterlin ise büyük meblağlar, fiyatlar teklif ediliyor. Araziler tapudan bulunuyor ve organize şekilde adeta bazı kere taciz edercesine cazip fiyatlarla geliyorlar. Altı ay önce 40 Bin olan arazi şimdi olmuş 130 Bin… Biz size Tapu Dairesi’ne ulaşan, parsel sorgulayan bir sistematik çete var demedik mi?” dedi.
“ŞİMDİ ÇEKMECE ALTI SÖZLEŞMELERDEN BAHİSLE DEVLETİN DOLANDIRILDIĞINI SÖYLEYEN BAKANA YATIRIM DÜŞMANI MI DİYECEĞİZ?”
İçişleri Bakanı Dursun Oğuz’un açıklamaların okurken adeta bir muhalefet vekili gibi itiraz edercesine bir tavır ve tespitler içinde olduğunu takip ettiğini söyleyen Fide Kürşat, sarkastik bir şekilde Bakanın asıl sorunun çekmece altı sözleşmeler olduğunu belirttiğini, devletin dolandırıldığını kaydettiğini, bu sözleri ile Oğuz’un yatırım düşmanlığı mı yoksa Rum lobiciliği mi yaptığını sordu.
Kürşat, mecliste muhalefet vekilleri olarak mevcut yasanın dahi uygulanmadığını, yabancılara mülk satışlarının Bakanlar kurulu uhdesinde olduğunu ve bunun suistimal edildiğini buralarda sıkıntının ise bunu suiistimal edenin doğrudan bakanlar kurulu olduğunu, son iki yıldır bu konuları her platformda dile getirdiklerini söyledi.
“BU YOLLA ÇOK BÜYÜK KAZANÇLAR ELDE EDEN İNSANLAR VAR AMA BUNUN ADI SERBEST PİYASA DEĞİL, VURGUN YOLLARININ KEŞFİ”
Fide Kürşat, yerli emlakçılarımızın da özünde gelişmelerden endişe duyduklarını, mesela İran’da yurt dışında online satılan gayri menkulden mevcut denetimsizlik nedeniyle yurt ekonomisinin yararlanmadığını, bu yolla milyonlarca dolar elde eden insanlar olduğunu, ancak bu kazancın serbest piyasa şartları ile değil KKTC’de sihirli vurgun yollarının keşfedilmesi ile gerçekleştiğini belirtti.
Kürşat, Türkiye basınında yer alan haberlere göre öte yandan KKTC’de Yahudilerin 2 Bin adet civarı şirketleri olduğunu, sistematik alım yaptıklarının yazılıp çizildiğini, böylesi bir tablonun bambaşka güvenlik sorunları demek olduğunu ancak iktidarın esasen bunları dert etmediğini ancak dış konjektürel zorlamalar ile kafalarını gömdükleri kumdan çıkarabildiklerini ancak buna rağmen ortaya veri koyamadıklarını, içine düştükleri fırtınanın dineceğini zannettiklerini söyledi.
Fide Kürşat, “Bu arkadaşlar gelen dalgayı göremedikleri, bizleri de ciddiye almadıkları için bu bu dalganın yol açtığı fırtınanın dineceğine dair de şimdi bir sahte umut içindeler” dedi.
“BAŞBAKANIN DEDİĞİNE GÖRE TÜRKİYE’DE SABAH GAZETESİ DE RUM LOBİSİNE ÇALIŞIYOR ÖYLE Mİ?”
Fide Kürşat sözlerini şöyle tamamladı; “Türkiye’de de bu konular sürekli gündeme getiriliyor; orada da insanlar huzursuz çünkü ada yarısı çok stratejik bir öneme sahip; suç ekonomisi bu üçlü hükümet tarafından ikmal edilmeye devam ediyor. Yasalar var uygulayan yok, denetleyen yok, suistimal eden doğrudan bu arkadaşlar. Uyarıları karşı suçlama oyunları ile yönetmeye çalışan Başbakana göre sadece son bir yılda yaklaşık 40 Bin Rus’un KKTC’ye yerleştiğini yazan The Guardian Rum lobisi, Mecliste İnterpol raporlarından okuyan muhalefet Rum lobisi… Peki ya siyonist ideolojinin adadaki lobi gücü olduğu ve sistematik emlak işlerini güdümlediği ifade edilen Girne’deki dernek Chabat’ın kapatılması için dilekçe veren UBP Milletvekili Yasemi Öztürk’te mi Rum lobisi Başbakana göre… Ya bu mülkiyet konularında devletin dolandırıldığı tespitini dillendiren İçişleri Bakanı da mı Rum lobisi oluyor? Ünal Bey tüm bunlar bir yana KKTC’de küçük İsrail’in satın alındığını yazarak rakamlar veren Türkiye’deki Sabah Gazetesi’ne de mi Rum lobisi demek istiyor? Gerçekten çok şaşırtıcı..
‘BİR KANSER HÜCRESİ GİBİ EN BAŞTA BU İRİN YAPIDAN KURTULMADIKÇA SORUNLARA HERHANGİ BİR ÇARE YOKTUR’
Mülkiyet, ekonomi ve sosyal göstergeler sürekli değişirken bir kanser hücresi gibi en başta bu irin yapıdan kurtulmadıkça sorunlara herhangi bir çare yoktur. Hastalığın kendisi tedavi edemez. Bu toraklara tutunma umudumuzu alan nice meseleyle de başımıza bela eden hükümet bir an evvel gitmeli. Bu vatan millet Sakarya edebiyatlarını artık kimse yutmuyor. İki devlet diyerek mülkiyette el değişimine çanak tutanlar maalesef tarihe geçiyorlar şu anda… Bu arkadaşları daha nice sıkıntı bekliyor.”