Halkın, özellikle de orta ve zengin kesimlerin yaşadıkları bölgelerde, çöplere atılan her türlü ev malzemesini, yiyecekleri, sanayiye katkı sağlayacak, kağıt, cam, teneke gibi ürünleri toplayarak, hem kendilerini geçindiren, hem de ekonomiye katkı sağlayan çöp toplayıcıları son zamanlarda zabıta tarafından rahatsız edilmekte ve geçim kaynakları olan el arabaları toplanarak iş göremez hale getirilmektedirler.
İbn Haldun Üniversitesinde rektör danışmanı. Aynı üniversitede İletişim Fakültesi öğretim üyesi. Aynı zamanda gazeteci. İbn Haldun Üniversitesi Öğretim üyesi Hakkı Öcal, 9 Ekim günü geniş çaplı operasyon başlatılan çöp toplayıcıları için, kariyerine yakışmayacak derecede saçma bir açıklama yaparak “Çöp toplayan bireyler insandır; yaratandan dolayı severiz. Ama yaptıkları iş asalaklıktır; onu da ancak asalaklar savunur” ifadeleri ile onları tanımladı.
Kendisine gelen eleştirilere cevap vermek zorunda kalan Hakkı Öcal, şöyle söyledi: “Yahu kardeşim Neden anlamıyorsunuz? Toplayanlara bir laf ettim mi? Tersine Allah’ın bir kulu olduklarını belirtmedim mi? Asalak olan yaptıkları iş. Ağır filan değil. Düşünürseniz onların lehine bir şey.
Asalak, kelime olarak başkalarının sırtından geçinen kişi demektir. Sabahın kör karanlığında, gecenin ayazına kadar dışarıda gezen, çöp kovalarını karıştırarak bir şeyler bulma umudunda olan bir insana söylenecek sözün bu olmaması gerekir.
Asalaklık, Devletin sırtından geçinmek, Devlet kaynaklarını kendi çıkarları için, yakınlarına, dostlarına, arkadaşlarına peşkeş çekmektir. Hiç emek sarf etmeden, 8 saatten fazla çalışmadan, Devletin olanaklarıyla sıcak evden çıkıp sıcak evine dönmektir.
Sen sıcak evinde kaloriferin başında otururken, asalak olarak tanımladığın kişiler kışın dondurucu ayazında, yazın yakıcı sıcağında iş başında eve ekmek götürmek derdindedir. İşsizliğin had safhada olduğu günümüzde bu insanlar çalışmakta ekonomiye katkı sağlamaktadırlar. Ne yani, bu insanlar hırsızlık mı yapsın?
TEBESSÜM: DIRDIRCI KADINLAR.
Adam sinemaya gider. Önünde iki kadın oturmakta ve dırdır konuşup dedikodu yapmaktadırlar. Işıklar söner ve film başlar. Başlar ancak adamın önündeki iki kadın laklak konuşmaya devam eder. Kadınların konuşmasından filmi anlamayan adam sonunda dayanamaz ve kadınlardan birinin omuzuna dokunarak
“Affedersiniz hanımefendi, duyamıyorum” der.
Kadın başını arkaya çevirerek sinirli bir şekilde cevap verir.
“Aaa, duymayın tabi. Bizi dinlemeniz çok ayıp. Özel bir şey konuşuyoruz herhalde!”