Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Sakarya Düşünce ve Dayanışma Platformu üyelerini kabul etti.
Cumhurbaşkanı Tatar, kabulde yaptığı konuşmada; KKTC’nin Türkiye Cumhuriyeti ile münasebetinin çok değerli olduğunu söyleyerek birlikte bir milli davanın sürdürüldüğünü dile getirdi.
Kıbrıs’ta 1571’den beri verilen bir mücadelenin olduğunu, yıllar sonra 1878’de Osmanlı’nın adadan ayrılmasıyla İngiliz Dönemi’nde de mücadeleye devam edildiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar; daha sonra da Rum-Yunan ikilisinin buradaki Türkleri yok etme mücadelesinin devam ettiğini ve adayı, Yunanistan’a bağlama hayallerinin de, Türkiye’nin adaya gelmesiyle son bulduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar; “Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu’yu işgal hareketlerine karşı ortaya koyduğu kahramanlık ve Türk Milleti’nin Çanakkale, Sakarya zaferleri; Afyon ve İzmir’de düşmanı geri püskürtüp denize dökmesi Kıbrıs Türkleri için ilham kaynağı olmuştur. Kıbrıslı Türkler de Rum-Yunan ikilisine karşı, o azimle ve o inançla mücadele vermiştir. 20 Temmuz 1974 sabahı Mehmetçiğin adaya ayak basmasıyla Kıbrıslı Türkler yeniden doğmuş ve bağımsızlığına kavuşmuştur. O günden bugüne kadar pek çok aşama kaydedilmiştir. Kimse KKTC gerçeğini görmezden gelemez. O dönemde ortaya çıkan cesaret ve kahramanlıkla, ödenen bedellerle kimse Kıbrıs Türkü’nü küçümseyemez.
Burada da muhalifler, benim izlediğim siyasetin yanlış olduğunu söylüyor. Bütün bunları değerlendiren hatta Kıbrıs meselesinin içinde doğmuş bir kişi olarak ben; bu süreçlerde bizim gibi düşünen insanların daima Anavatan’a bağlı olması gerektiğini, Kıbrıs Türk halkının kendi milli kimliği ve maneviyatıyla bu mücadeleyi verebilmesi gerektiğine inanıyorum.
Kıbrıs’ta iki ayrı halk vardır, Kıbrıslılık diye bir kavram yoktur; ya Türk’sün, ya Rum’sun. Kıbrıslı Türk olarak Anavatan ile iyi münasebetler geliştirip desteğini alarak buradaki varlığımızı sürdürmeyi başardık.
Yıllardır verilen mücadele geride kalmıştır. Çünkü o mücadelelerden hiçbir sonuç alınamamıştır. Oyun ortadadır. Oyun, çoğunluğun azınlığı yöneteceği, eşitlik temelinde olmayan; zaman içinde Türklerin yok edileceği, Türkiye’nin adadan elini eteğini çekeceği bir duruma sürüklenmesidir. Türk-Yunan dengesini de içine alan 1960 anlaşmaları sadece Rumlar için değildi. O zamanın Başbakanı Adnan Menderes ve Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’nun; Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın, Dr.Fazıl Küçük’ün büyük mücadeleler verdiği müzakerelerdeki konuşmaları birer tarihi belgedir. Biz Kıbrıs’ta yan yana yaşayan egemen eşitliğe dayalı iki ayrı devletin iş birliği ile bir anlaşmanın olabileceğini söylüyoruz. Çoğunluğun azınlığı yöneteceği ve Türkiye’nin adadan gideceği düşüncesini asla kabul etmeyiz. Biz bu davayı Türkiye ile birlikte yürütüyoruz. Türkiye’nin, 1571’den beri Osmanlı’nın devamı olarak burada hakkı vardır. Lozan Antlaşması’nın 16. maddesinde; ‘Kıbrıs eğer başka bir statüye sürüklenecekse orada Türkiye Cumhuriyeti de olacaktır’ denmiştir.
1878’de Osmanlı burayı İngiltere’ye kiralarken sözleşme imzalamıştır. Fakat İngiltere 1960’da sözleşmeye uymadan buradan ayrılmıştır. Rumlar da bu ada bizimdir, Yunanistan’a bağlanması gerekir diyerek Türklere her türlü saldırıda bulunmuştur. Neticede, 1974’te Türkiye’nin müdahalesiyle hak ettiğimiz kurtuluşa kavuştuk” dedi.
KKTC’nin ayrı bir devlet olarak yaşayacağını, Türklerin de en az Rumlar kadar egemen olacağını, Türkiye ile de münasebetlerimizi sürdürmeye devam edeceğimizi dile getiren Cumhurbaşkanı Tatar; Rumların bunu istemediğini dile getirdi. Anavatan’ın desteğinin bizim için her zaman çok önemli olduğunu söyleyerek Sakarya Düşünce ve Dayanışma Platformu üyelerine ziyaretlerinden dolayı teşekkür etti.