2023 geldi ve geldiği gibi de gitti.
Ama giderken bizlerin hafızalarında neler bıraktı acaba?
Neler ve kimler devretmekte ısrar ettiler?
Mesela 2022 de olduğu gibi 2023’te de her şeyi sadece kendilerinin bildiğini sanan ama hiç bir şey bilmediğinin farkında olmayan dostlarımız; yine hiç bir şeyin farkına varmadan 2023 yılını da teslim etti kaderine..
2022 yılında sadece kendilerini Atatürkçü, Laik, Demokratik veya Aydın sanan ama kendinden başka herkesi yobaz, gerici veya ilkel sanan dostlarımız da hiç bir şeyin farkına varmadan ve sadece kendilerini avutarak yine kapattı 2023 sezonunu..
Sadece bununla sınırlı değil tabi ki: İnanç dünyamızda da bozuk sistemden beslenen ama sürekli bozuklukları dile getiren dostlarımız da işin akışında teslim etti formaları…
Mesela sadece kendini dindar görüp başka herkesi dinsiz, dinden çıkmış, günahkar gören ve kendini kurtarılmış görüp geri kalan herkesi cehennemlik görüp kendini seçilmiş hisseden dostlarımız da dönemi yine aynı cehalet ile kapattılar…
Kendini bilge, kendinden başka herkesi eksik, olmamış, olgunlaşmamış gören; halbuki şeytanın “Ben” duygusuna esir olduğunun farkında olmayan, hem inanç dünyasında hem diyalektik çerçevede düşüncelerinin aslında hiç bir karşılığı olmayan bazı dostlarımız da 2022 de olduğu gibi yine kibir ve “Ben” duygusu ile yaşamanın acizliği ile teslim ettiler 2023 yılını..
Özellikle Facebook başta olmak üzere bazı sosyal medya mecralarında her bulduğu haberi doğru gibi kabul edip hiç araştırmadan soruşturmadan istişare etmeden direk doğruymuş gibi kabul edip, ısrar ile bize de kabul ettirmeye çalışan dostlarımız da yine bu yıl da çizgilerini hiç bozmadan işlerini en iyi şekilde yapmaya devam ederek kapattılar 2023 yılını…
Üretici dostlarımız yine 2022 yılında olduğu gibi karınca yuvalarının yüksekliği, gonnoroların yapraklarının genişliği, gufi yılanlarının derisinin parlaklığı üzerinden yağmur tahminleri yapmaya devam edip yine ovalara arpa ekerek kuşların, karıncaların ve doğadaki böceklerin rızkını vermeye bu sezon da devam ettiler…
Narinciyeci dostlarımız da Mersin’deki mandalin fiyatlarını, portakal fiyatlarını, Rusya’daki narinciye ihalelerini arka planda ekran resmi yaparak bir birlerine atmaya devam edip, yaklaşan kötü sonun bir seyircisi olmayı ve üreticilerin yapmış olduğu köy toplantılarına katılıp hak aramayı ısrar ile ötelemeye devam ettiler maalesef..
Tabii iyi şeyler de olmadı değil aslında:
Toplumsal bir rahatsızlık hissedip Yabancılara mal satışı konusunda halkımız nerdeyse ilk defa hem fikir bir şekilde tepkilerini ortaya koydu mesela…
Dr. Nurcin İncirli, Muhammer Karabulut ve Yasemin Hanım’ın bu konudaki özverili çalışmaları Kıbrıs Türk Halkının tarihine altın harflerle yazılacak cinsten idi hiç şüphesiz…
Yine sivil toplum kuruluşlarının tabelaları ile dolup taşan ama nerdeyse hiçbir faaliyet yapılmayan veya yapılamayan ülkemizde Yunus Emre Enstitüsünün ısrarlı ve Kıbrıs Türk Kültürü ile entegre programları, Engelliler Dayanışma Derneğinin fakir ve Fukaraya yapmış olduğu istikrarlı katkılar, Zayder, Umut Derneği ve ismini saymayı unuttuğumuz bu gibi derneklerin sahadaki mücadelesi bizleri ziyadesi ile mutlu eden güzellikler idi tabi ki…
Ancak yıl boyu Uluslararası arenada yaşananlar hepimizi derinden üzdü ve etkiledi ister istemez …
Özellikle Filistin’de yaşanan soykırım ve dünyanın bu soykırıma sessiz kalması bir insanlık ayıbı olarak tarih sayfalarında yerini aldı yine..
Çok uzun süre hafızalardan silinmeyecek olan bu soykırım insanlığın en büyük ayıplarından biri olarak kendini 2024’e devretti maalesef…
2024 yılına girmiş olduğumuz bu ilk günde toplumumuza ve tüm dünyaya Barış, Huzur ve Kardeşliğin gelmesi ümidi ve duası ile…