Halkın Partisi (HP) Genel Başkanı Kudret Özersay, UBP kurultayında başkan adayı olan bazı isimlerin kendisiyle irtibata geçip seçimleri erteleyip bir UBP-HP koalisyon kurma teklifi yaptığı iddialarına yanıt vererek “Artık erken seçimi geciktirmek doğru olmaz, kimseyle bir temasımız söz konusu değildir, kimse de bizi UBP’nin kurultay tartışmalarının içine çekmeye çalışmasın. Biz bu oyuna gelmeyiz.
Biz toplum menfaati için geniş tabanlı bir toplumsal mutabakat hükümetinin daha doğru olacağını, tercihimizin o olduğunu defalarca söyledik, bu nedenle biz başkalarının kurultay tartışmalarına Halkın Partisi olarak alet olmayız” dedi.
Katıldığı bir televizyon programında konuşan Özersay, “Bu saatten sonra seçimin geciktirilmesi doğru olmaz, parti olarak seçimin yapılması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Bugünkü Meclis 2018’deki halk iradesini yansıtmıyor” diyen Özersay şöyle konuştu:
“Bu saatten sonra seçimin geciktirilmesi doğru olmaz. Ülkede Meclis’in geldiği nokta 2018’deki halk iradesinden çok uzaktadır. 2018’de halkın Meclis’e yansıyan iradesi birileri tarafından başka bir yere götürülmüştür. O irade şekil ve içerik açısından bozulmuştur. Kıbrıs Türk halkı HP’den istifa eden üç vekili, kendisini Meclis’te Halkın Partisi vekili olarak temsil etmesi için seçmiştir. Onların iki tanesi şu anda UBP rozetini takıyor. Diğer yandan Sayın Bertan Zaroğlu, Yeniden Doğuş Partisi milletvekili olarak seçilmiştir, o da istifa etmiştir.
Sayın Serdar Denktaş da Demokrat Parti vekili olarak seçilmiştir ama şu anda DP vekili olup olmadığı konusunda tartışmalar yaşanıyor. 2018’deki halk iradesi Sayın Hüseyin Özgürgün’ü milletvekili seçerken İstanbul’da keyif çatsın diye seçmemiştir. Milletvekilliği görevini İstanbul’da yapsın diye maaş verilmemiştir. Bu dört nokta Meclisin artık halk iradesini yansıtmadığını gösteriyor. Bu nedenlerle de seçimin bir an önce yapılması gerektiğine inanıyoruz.
Sayın Faiz Sucuoğlu üzerinden ortaya atılan iddialar da gerçek dışıdır. Bizimle kimse irtibata geçmemiştir, kimseyle temasımız yoktur. Kimse bizi Ulusal Birlik Partisi’nin kurultay tartışmalarının içine çekmeye çalışmasın. Biz kurultay tartışmalara alet olmayız, buna da müsaade etmeyiz.”
Seçim sonrası bir koalisyon hükümetinin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan HP Genel Başkanı, parti olarak görevden kaçmayacaklarını, sorumluluk bilinciyle hareket edeceklerini söyledi.
Özersay, “Herkes çok iyi bilmelidir ki, seçim dönemi çok şeyler söylenecek ama seçim sonrası bu ülkede bir koalisyon kurulacak.
Tek başına bir partinin iktidar olmayacağını bilmek için alim olmaya gerek yoktur” ifadelerini kullandı.
“Halkın Partisi, neredeyse tüm siyasi partilerin bulunduğu farklı koalisyonlarda yer alarak belli bir tecrübe sahibi oldu. Gördük ki, belli bir istikrar sağlanması için ortaklığın daha uzun süre olması gerekir” şeklinde konuşan Özersay, sözlerini şöyle sürürdü:
“Belki bizim de geçmişte daha ısrarcı olup koalisyonu bitirme noktasına gelmeden bir tutum sergilememiz gerekirdi, daha soğuk kanlı davranmamız gereken noktalar vardı.
Kısır tartışmalar içinde boğulmak ve memlekete zaman kaybettirmek yerine, seçimden sonra başladığı projeleri bitirebilen, istikrar sağlayabilen bir koalisyon hükümeti kurulmalıdır. Halkın Partisi seçim sonrası kurulacak bir koalisyon hükümetinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getirecektir. Seçim öncesindeyse doğru olan bir geniş tabanlı toplumsal mutabakat hükümetidir.
Biz ülkeyi yönetmeye talibiz. Vatandaş da Halkın Partisi’ni halk menfaatini sağlama açısından bir sigorta olarak görüyor ve güven duyuyor. Bu nedenle de sorumluluk bilinciyle göreve hazırız.”
Dünyanın genel olarak sıkıntılı ve çalkantılı bir dönemden geçildiğine işaret eden Kudret Özersay, bu dalgalanmanın geçici olduğunu, fırsatları kollayıp ayağa kalkmanın şart olduğunu belirtti. Özersay sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu dönem geçici bir dönemdir. Bu ülke farklı zamanlarda farklı sıkıntılardan geçti.
Hem dünya hem Doğu Akdeniz hem de KKTC sıkıntılı günlerden geçiyor. Bugünleri geride bırakacağız.
İkinci dünya savaşı gibi bir krizin ertesinde yıkılan ekonomilerin içinden yeni ekonomiler, yeni yapılar ortaya çıktı, Avrupa ayağa kalktı. Dünyanın yaşadığı bu dalgalanma içinde fırsatları kollayıp ayağa kalkmamız lazım.
Bunun için de önce gerçekten ülkenin menfaatini düşünen insanları yeniden göreve getirmemiz gerekir.
Çünkü kendi koltuğunu, kendi menfaatini, kendi kurultayını düşünen yaklaşımlarla memleketin bir yere gidemeyeceğini yaşayarak gördük. Kendini değil memleketi düşünen siyasilere toplumun da sahip çıkması gerekiyor.
İleriye gitmek istiyorsak toplumsal düşünebilme zihniyetini öne çıkarmak zorundayız. Hiç umudumuzu yitirmememiz gerekiyor, inanıyorum ki toplum olarak başaracağız.”