Ulusal Birlik Partisi Miletvekili Hasan Taçoy, Genç TV’de katıldığı “Er Meydanı” programında Mustafa Alkan’ın sorularını yanıtladı.
Ülkede ciddi bir vizyon sıkıntısı bulunduğuna işaret eden Taçoy, özellikle de siyasette bunun bariz bir şekilde yaşanmakta olduğunu söyledi.
Taçoy, bir çok siyasetçinin vizyonunun tanıdıklara veya onların çocuklarına iş bulmak, devlette istihdam etmek, sanayi arsası dağıtmak ve bunun gibi bireysel menfaat sağlamaktan ibaret olduğunun altını çizen Taçoy, “vizyon böyle bir şey değildir. Vizyon ülkenin geleceğini nereye taşıyacağınızdır” dedi.
“Bu sözlerle hedefiniz Ünal bey midir” sorusunu, “hayır, hedefim Ünal Bey değildir. Benim hedefim kendimin ne yapacağını halka gösterebilmektir” şeklinde yanıtlayan Taçoy, bir siyasetçinin halka verdiği bir sözü muhakkak yapması gerektiğini söyledi ve “biz bunu yapabilecek yetenekte hiç olmadık” dedi.
Hasan Taçoy, kendi partisi olmasına rağmen yanlış gördüğü noktalarda mevcut hükümeti de eleştirdiğini, her fırsatta da bunu tekrarladığını ifade ederek, hatta bu yüzden disipline verilmekle tehdit edildiğini kaydetti.
Aldığı tehdidin esas nedeninin genel başkanlığa adaylığını açıklamasından kaynaklandığının altını çizen Taçoy, “bu ülkede demokrasinin temeli UBP’den geçer. Kim ne isterse desin. Demokrasiyi bozan da kuran da UBP’dir” şeklimde konuştu.
UBP kurultayının ikinci turundan çekilmesi hatırlatılan Taçoy, o dönem kendisinin Faiz Sucuoğlu’nun da aralarında olduğu üç aday tarafından aranarak “sen de çekilirsen biz de çekileceğiz” denildiğini söyledi ve diğer iki ismin de Nazım Çavuşoğlu ile Dursun Oğuz olduğunu açıkladı.
Hükümetin UBP kanadında yeniden bir kabine değişikliğinin Başbakan’ın tavrına bağlı olduğunu belirten Taçoy, “ama ben onun yerinde olsam kabine değişikliğine gitmem. Çünkü kurultay kapının ardında. Değişiklik yaptığınız zaman düşmanlarınızı da artırırsınız. Şimdi yapılmakta olan bir eski zaman politikasıdır. Birisine gidip “şunu görevden alıp seni bakan yapacağım” diyecek. Söz konusu bakanın kulağına bu gittiğinde ve de gelip sorduğunda da “kim çıkarıyor bunları, böyle bir şey yok” diyecek. Ama dışarıda bu konuşuluyor” dedi.
Üstel’in başbakan olarak ya değişikliği yapması ya da “gelinen bu noktada değişiklik olmayacak” demesi gerektiğini vurgulayan Taçoy, partide kabine değişikliği yönünde konuşmaların ve hareketlerin yaşanmakta olduğuna dikkat çekti.
Siyasi partiler yasasında kurultayların üç yılda bir mutlaka yapılması gerektiğini yazılıyken UBP kurultayında bu zamanın neden iki yıl olarak belirlendiğinin doğru anlaşılması gerektiğini ifade eden Hasan Taçoy, “ben bir siyasi partiyim ve ben kendi içimdeki demokrasiyi bu şekilde yaşatacağım. İki yılda bir de kurultaylarımı yapacağım dedim ve kendi içimde düzenlememi yaptım. Yasaya dedim ki, bana senin verdiğin bir güç var. Üç yılda kurultayını yapmazsan seçime katılamazsın dedi. Ama ben kendimi garantiye almak için bunu iki yıl yaptım. Her şey tamamen partinin kontrolünde. Ama şimdi kişinin kontrolüne geçtik” dedi.
Kurultaydan önce ülkeyi genel seçime götürme düşüncesini “saçma bir düşünce” olarak niteleyen Taçoy, Genel Başkan Üstel’in tüm ısrarlarına rağmen bu konuları konuşmaktan kaçtığını ve hatta yetkili kurulları bile uzun bir zamandır toplamadığını söyledi.
Taçoy, UBP yetkili kurullarından hiçbirinde kurultaya ilişkin alınmış bir karar bulunmadığının altını çizerek, Genel Başkan Üstel’in kurultay için “Ekim 2024” demesine rağmen bu kararın henüz alınmamış olduğunu hatırlattı.
“Hasan Taçoy kurultay iki yılda bir olmalıdır diye neden bağırıyor” diye soran Taçoy, 1976’dan bu yana her örgütte ve her seviyede hizmet verdiği UBP’den asla kopmadığını verdiği örnekle anlattı: “UBP’den UG’ye geçtiğim ve DP’de Genel Sekreter olduğum günlerde yine bu stüdyoda bana “kendinizi DP’li mi yoksa UBP’li mi olarak hissediyorsunuz diye soruldu, düşünmeden UBP’li dedim. Partiye dönüşte beni elleri belinde bekleyen Genel Başkan Serdar Denktaş’a da “ne yapayım ben UBP’liyim” dedim”.
“UBP ne yaparsa tüm memleketin siyaseti etkilenir” diyen Taçoy, UBP’nin bu nedenle demokratik kriterleri yakalamak zorunda olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın da katıldığı bir programda UBP kurultayına ilişkin olarak kendiyle aynı düşünceleri paylaşmış olduğuna değinen Taçoy, Cumhurbaşkanı’nın bu konuda konuşmasının ve söylediklerinin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Taçoy, UBP’nin şimdiki durumuyla ülke siyasetine ve demokrasisine zarar verdiğine işaret eden Taçoy, “UBP demokratik kriterleri uygulamzsa eğer bundan tüm ülke zarar görür” dedi.
Hasan Taçoy, ilgili bir soru üzerine Avukat Akan Kürşat’ın İtalya’da tutuklanmasına ilişkin düşüncelerini de paylaştı.
Konunun KKTC ve TC makamlarınca tüm yönleriyle değerlendirilmekte olduğunu ifade eden Taçoy, sürecin yakından takip edildiğini söyledi.
“siyasallaştırmamak gerekirdi ancak siyasallaştı” diyen Taçoy, bir yandan hukuksal diğer yandan da diplomatik hazırlıklara girişmek gerektiğini aktardı.