İklim Konseyi, Avustralya’nın 2015’te kabul edilen Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana gelişmiş ülkeler arasında küresel ısınmayla mücadelede en kötü performans sergileyen ülke olduğunu açıkladı.
İklim değişikliği konusunda araştırmalar yapan düşünce kuruluşu İklim Konseyi, 2015 Paris İklim Anlaşması’nın yürürlüğe girmesinden bu yana gelişmiş ve karşılaştırılabilir ülkelerin küresel ısınmayla mücadelelerine dair bir rapor yayımladı.
Raporda Avustralya, emisyonu azaltma ve iklim değişikliği taahhütlerini yerine getirme kriterlerinde 31 gelişmiş ülke arasında son sırada yer aldı.
Avustralya’nın elektrik enerjisi üretimi kaynaklı emisyonlarının 1990’dan bu yana üçte bir arttığı vurgulanan raporda ulaşım kaynaklı emisyonlarda ise iki kattan fazla artış olduğu açıklandı.
İngiltere listenin başını çekiyor
Çin, Hindistan ve Rusya gibi dünyada en fazla karbon emisyonu yapan ülkeler listede yer almazken, Avustralya, fosil yakıt üretimi ve kullanımı açısından Kanada ile listenin sonunda yer aldı.
Küresel ısınmayla mücadelede İngiltere’nin başı çektiği raporda, İsviçre ikinci, İsveç üçüncü sırada yer alırken, ABD ise listenin 23’üncü sırasında yer bulabildi.
Avustralya Başbakan Scott Morrison, ülkedeki karbon emisyonunu 2050’ye kadar sıfıra indirmeyi amaçlarken hükümetin koalisyon ortağı daha sert tedbirlerle bu sürenin kısaltılması taraftarı bir tutum sergiliyor.
Avustralya kişi başına en fazla sera gazı emisyonunun yapıldığı yer
Karbon emisyonunu azaltmak dünyanın en büyük kömür ve sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatçılarından biri olan Avustralya’da en önemli gündem maddeleri arasında yer alırken ülke, aynı zamanda, kişi başına en fazla sera gazı emisyonunun yapıldığı yer olarak öne çıkıyor.
Çok sayıda ülkeden yüzlerce diplomat, bilim insanı ve iklim aktivistinin katılımıyla gerçekleştirilecek 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) bu ay içerisinde İskoçya’da yapılacak.
BM, 2015’te varılan Paris İklim Anlaşması kapsamında küresel sıcaklık artışının yüzyıl sonuna kadar 2 santigrat derecenin altında tutulması, hatta 1,5 derece ile sınırlandırılması hedefinin karşılanabilmesi için dünya genelinde karbon emisyonunun 2050 yılına kadar sıfıra indirilmesini istiyor.