Gazze’deki korkunç durum karşısında söylenecek söz kalmadığını ve savaşın her zaman çocuklar için çok kötü sonuçlar doğurduğu ifade eden Russell, “Ancak bu durumda yapılan tercihlerin korkunç sonuçlara neden olduğunu görüyoruz. Çok ciddi ihtiyaç duyulan insani yardım dağıtımını zorlaştırmak ya da esirleri serbest bırakmamak bu seçimler arasında.” değerlendirmesinde bulundu.
Russell, dünyanın farklı yerlerinde çocukların açlığa maruz bırakıldığını gördüğünü ve bunun çok ızdırap verici olduğunu dile getirerek, açlıktan ölümün çok yavaş ve acı dolu bir ölüm olduğunu, uluslararası toplumun çok daha fazlasını yapması gerektiğini vurguladı.
İnsani yardım dağıtımını zorlaştıran iki temel hususun güvenlik ve erişim eksikliği olduğuna dikkati çeken Russell, şunları kaydetti:
“Gazze’den gelen görüntülerde çok zor durumda olan insanların eylemlerinin yağmalama olarak değerlendirildiğini görüyoruz. Bunu yağmalama olarak nitelendiremeyiz. Bu insanların ne kendileri ne de aileleri için yemeği yok, o yüzden bir şekilde buna ulaşmaya çalışıyorlar.”
Russell, Gazze’nin kuzeyinde durumun çok daha kötü olduğunu, ulaşım yollarının zarar gördüğünü belirterek, kuzeye daha fazla erişimin şart olduğunu söyledi.
Toplumun en hassas üyelerinin çocuklar olduğunu ve onlara bakma yükümlülüğü bulunduğunun altını çizen Russell, “Allah aşkına, çocuklara ulaşabilmeliyiz ve onlara bakım sağlayabilmeliyiz.” ifadesini kullandı.
Russell, yerinden edilen, ebeveynlerini kaybeden çocukların aynı zamanda açlıktan ölmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.