Birleşmiş Milletler Antlaşması 76 yıl önce yürürlüğe girdi. 1945 yılında kurulan örgütün hedefinde evrensel değerler ve dünya barışı vardı. Ancak örgüt çağın gerisinde kalmakla ve amacına hizmet edememekle eleştiriliyor.
Birleşmiş Milletler 76 yıl önce kuruldu. Uzun yıllar dünyanın en etkili kuruluşlarından biriydi. Ancak gerek üye yapısı, gerekse işlevinin giderek azalması tartışma konusu oldu.
Dünyada çözümün değil, adaletsizliğin adresi olarak nitelendirilmeye başlandı.
Bu konuda en sert tepkiyi gösteren lider de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Üye yapısı tartışmaların odağında
193 üyeli Birleşmiş Milletler ile ilgili tartışmaların odağında 5 üyenin diğer ülkelerden üstün konumda olması var. Bu ülkeler Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa.
Oysa Birleşmiş Milletler aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 50 ülke tarafından kurulan bir örgüt.
26 Haziran 1945’te Amerika Birleşik Devletleri’nin San Francisco kentinde bir araya gelen devletlerin hedefi, dünya barışını sağlayacak bir antlaşmanın çatısını oluşturmaktı.
Bu evrensel antlaşma 24 Ekim 1945’te yürürlüğe girdi. Antlaşmanın önsözünde yer alan ifadeler, kuruluş amacını net şekilde niteliyordu.
“Dünya 5’ten büyüktür”
Yıllarca pek çok uluslararası soruna çözüm bulunması yolunda önemli adımlar atan Birleşmiş Milletler bu işlevini yitirmeye başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya 5’ten büyüktür” sözüyle nitelediği bu durum, diğer ülkeler tarafından da gündeme getiriliyor.
Sıkça, kurumun işleyişinin çağın gerisinde kaldığı ifade ediliyor.
Birleşmiş Milletler’in 2020’li yıllarda, 1945’in öngörü, değer ve politikalarıyla yönetilemeyeceğine işaret ediliyor.