Borrell, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) dönem başkanlığını yürüten Japonya’nın daveti üzerine, BM-AB işbirliği hakkındaki oturumda konuştu.
Dünyadaki krizlerin “son derece endişe verici” olduğunu belirten Borrell, bazı ülkelerin BM Şartı’nı “ceza almayacakları duygusuyla” çarpıttığını ve görmezden geldiğini söyledi.
Borrell, dünyanın yüzleştiği en büyük sorunlardan birinin Gazze’de yaşananlar olduğunu ifade ederek, “Gazze, İsrailli ve Filistinliler arasında neredeyse bir asırdır devam eden olağanüstü ciddi bir çatışmanın sadece görünen yüzüdür.” dedi.
AB’in Hamas’ın saldırılarından sonra İsrail’in “kendini savunma hakkını” tanıdığını hatırlatan Borrell, “Ancak bunun uluslararası hukuka ve uluslararası insancıl hukuka tam saygı çerçevesinde yapılması gerektiğini de aynı derecede güçlü şekilde ve defalarca ifade ettik.” şeklinde konuştu.
Borrell, Gazze’de yaşananların uluslararası hukuka uyulmadığını kaydederek, “Gazze’de 30 bin insan öldü, 1,8 milyon insan yerinden edildi, 100 bin insan açlığın eşiğinde. Şu anda hayatta kalma savaşı veren bir halkla karşı karşıyayız.” dedi.
“Ukrayna’da olanları kınadığımızda, Gazze’de olanlar hakkında da aynı kelimeleri kullanmak zorundayız”
Gazze’ye insani yardımın girmesinin öneminden ve AB olarak bunun için çalıştıklarından sözeden Borrell, “Ancak ortada doğal afet olmayan bir insani kriz var. Deniz ya da hava yoluyla destek sağlamanın alternatif yollarını aradığımızda, ‘bunu yapmak zorunda olduğumuzu’ hatırlamalıyız çünkü bölgeye destek sağlamanın doğal yolu insan eliyle kapatılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Borrell, Gazze’de “insan eliyle açlık” yaratıldığına dikkat çekerek, “Ukrayna’da olanları kınadığımızda, Gazze’de olanlar hakkında da aynı kelimeleri kullanmak zorundayız.” dedi.
Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) başta olmak üzere BM’nin bölgedeki kuruluşlarının Gazze halkı için önemine değinen Borrell, İsrail’in UNRWA’ya yönelik iddialarının kanıtlanması gerektiğini söyledi.
Borrell, UNRWA’nın Filistinliler için “bir hediye değil, gereklilik olduğuna” işaret ederek, “Bu, UNRWA’ya duyulan ihtiyaca bir cevaptır çünkü önce Filistinli mülteciler vardı. Ve UNRWA’yı ortadan kaldırarak mültecileri yok edemezsiniz, onlar halen orada olacak. UNRWA’yı ortadan kaldırmanın tek bir yolu var, o da bu mültecileri İsrail devletiyle birlikte var olan bir Filistin devletinin vatandaşları haline getirmek.” şeklinde konuştu.
“İlkelerimizin boş sözler olmadığını göstermek için harika bir fırsatımız olduğunu düşünüyorum.” diyen Borrell, bölgede “iki devletli çözümü” gerçeğe dönüştürmek için ilk adımın BMGK’nın bu çözümü onaylayan ve sonuca götürecek genel ilkeyi tanımlayan oybirliği ile alacağı karar olması gerektiğini savundu.
Borrell, iki devletli çözümün “iki devlet arasında kesin ayrılık, güvenlik ve özgün bir entegrasyon” ilkeleri doğrultusunda hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi.