Suç duyurusu dilekçesi, aralarında Şilili hukukçu ve eski büyükelçi Nelson Hadad, Şilili Senatör Francisco Chahuan ve İspanya’nın Valencia Üniversitesinden Şilili akademisyen Rodolfo Marcone-Lo Presti’nin yer aldığı bir delegasyon tarafından UCM’ye iletildi.
Eski Büyükelçi Hadad ve akademisyen Presti, UCM’ye yaptıkları şikayetin kapsamı, deliller, şüpheliler ve soruşturmanın seyrine ilişkin açıklamalarda bulundu.
İsrail savaş kabinesi üyeleri hakkında suç duyurusu
Hadad, 620 Şilili hukukçunun imzasının bulunduğu suç duyurusu dilekçesinde, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da Filistin halkına karşı İsrailli yetkililer tarafından işlenen soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarına ilişkin delillerin yer aldığını belirtti.
Başta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Galant olmak üzere savaş kabinesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını anlatan Hadad, “Soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarından sorumluluğu olanlar hakkında bu girişimi başlattık” dedi.
Hadad, açık kaynaklardan ve medyadan çok sayıda görüntü ve delil topladıklarını ifade ederek, “Deliller arasında, Filistin’de yaşayan akrabalarımızdan, İsrail bombardımanlarında hayatını kaybedenlerin yakınlarından aldığımız ifadeler de var.” bilgisini verdi.
UCM’nin içtihatlarına göre savaş suçu
İsrail’in sivillere yönelik bombardımanları, Filistinlilere ait evleri yıkması, mallarına el koyması ve İsrailli yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerinin de dilekçelerinde yer aldığını aktaran Hadad, dilekçede, BM ve çok sayıda uluslararası kuruluşun raporlarına ve tespitlerine de yer verdiklerini dile getirdi.
Hadad, evlerin yakılması, sivil alanların bombalanması ve 32 bine yaklaşan sivil can kaybının UCM’nin içtihatlarına göre savaş suçu teşkil ettiğini ve İsrail’in soykırım kastıyla hareket ederek Filistin halkına karşı etnik temizlik ve soykırım suçlarını işlediğini vurguladı.
Şili’nin Ürdün Büyükelçisi olarak görev yaptığı dönemde, Gazze’deki durumu yakından takip ettiğini anlatan Hadad, “Gazze büyük bir açık hava hapishanesi. Yoksulluk, güçlükler ve çalışma haklarının İsrail’in iznine tabi olması gibi zorluklar var. Bunlar 7 Ekim öncesinde de vardı.” ifadelerini kullandı.
“Sorumluların hesap vermesini istiyoruz”
Hadad, “Bu suçların politik ve askeri sorumlularının hesap vermesini istiyoruz. Sivillere karşı işlenen bu acımasız suçların hesabını istiyoruz. Savaşan iki ordu yok, bir ordunun Gazze’dekileri yok etmek, daha sonra diğer yerlerdeki gibi buralara yerleşimcileri koyarak Filistin topraklarının ilhakı amacı var.” değerlendirmesinde bulundu.
İsrailli bakan Galant’ın, Gazze’de elektrik, su, gıda ve ilaca erişimi bilerek engellediklerine yönelik açıklamalarını hatırlatan Hadad, “Bu, açlık yoluyla Filistin halkının kısmi ya da tamamen yok edilmesi amacının itirafıdır.” dedi.
Hadad, Filistin toprakları dışında yaşayan en büyük Filistin diasporasının Şili’de bulunduğunu belirterek, “Burada 600 bin Filistin asıllı Şilili yaşıyor ve biz kökenimizi unutmuyoruz. Bu dramatik durum sebebiyle acı çekiyoruz. Bu sebeple 620 hukukçu bir araya gelerek suç duyurusu yaptık. Adalet arıyoruz.” görüşünü paylaştı.
UCM’den Filistin soruşturması için beklentilerinin olduğunu kaydeden Hadad, “Cezasızlığa yer yok. Sorumlular cezasını bulmalı. Netanyahu, Galant ve diğer sorumlular hakkında Interpol nezdinde yakalama kararı çıkarılmalı ve bunlar UCM’ye getirilmeli.” diye konuştu.
“Bu yüzyılda, Gazze’deki gibi bir yıkımın yaşanmasına inanamıyorum”
Presti ise Gazze’de ve işgal altındaki Filistin toraklarındaki soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarına dikkati çekmek istediklerini belirterek, “Gazze’deki durum korkunç. Milyonlarca insan yerlerinden edildi. Bu yüzyılda, Gazze’deki gibi bir yıkımın yaşanmasına inanamıyorum.” dedi.
Şilili hukukçuların diktatör Augusto Pinochet dönemindeki suçları ve ihlalleri iyi hatırladığını anımsatan Presti, “Şilili avukatlar, insan hakları mücadelesine çok büyük bir inanç besliyor. Bugün Filistinliler bu adaleti hak ediyor. İnsanlığın barışı için bu çok önemli.” görüşünü aktardı.
Presti, UCM’nin kendisine ulaşan delilleri ve belgeleri sınıflandırmada ve işleme almada zorluk yaşadığını anlatarak, “Bu kadar delile sahip olmak suç duyurusunda bulunanlar için iyi ama UCM Savcılığı açısından da zor bir durum. Burada zaman problemi var” ifadelerini kullandı.
UCM’nin Ukrayna soruşturmasında Rus yetkililere karşı çok hızlı hareket ettiğine dikkati çeken Presti, bu durumun ayrımcılık ve çifte standart olarak görüldüğünü vurguladı.
Presti, “Ne zaman olacağını bilmiyorum ama gelecekte bir gün, Netanyahu’nun yargılanacağına inanıyorum. Bu çılgın suçların biteceğine, Filistin’deki işgalin sonlanacağına ve UCM’de yargılamaların başlayarak adaletin yerini bulacağına inanıyorum. Mahkemeye inanıyorum ama zaman sıkıntısı bir sorun olarak karşımızda duruyor” değerlendirmesini yaptı.
UCM’nin sitesinden savcılığa doğrudan delil gönderme imkanı bulunduğunu ve bunun çok önemli olduğunu aktaran Presti, “Küresel Güney’deki hukukçular, özellikle bu olayda Filistinlileri savunmak zorunda. Küresel Güney, (Filistin’i) Küresel Kuzey’e karşı savunmalı. Bu şikayetin arkasındaki politik fikir bu ve bu çok önemli” diye konuştu.