Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, bugüne kadar popülizmden kaçındıklarını ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeye devam edeceklerini söyledi.
“Popülizme ve magazine devam edersek, bu bizi yok oluşa sürükler” diyen Erhürman, kişiler üzerinden konuşmanın “sert muhalefet” olarak değerlendirilmesini eleştirdi.
CTP’den verilen bilgiye göre, Kanal Sim’de Meyil Adakul’un sorularını yanıtlayan Erhürman, yarın saat 10.30’da Gazimağusa’da yapacakları yürüyüşü anımsattı ve “Yaşatılanları kabul etmediğimizi yarın Mağusa’da da söyleyeceğiz, bu ülkeyi hep birlikte yöneteceğiz” dedi.
Sosyal medyadaki yayınlarıyla bilinen Serdinç Maypa’yla ilgili konuşurken Erhürman, bugün ilk kez mahkemeye çıkarılacağını ve henüz yeterli bilgiye sahip olmadıklarını dile getirdi. Kamuoyu algısının önemli olduğuna işaret eden Erhürman, “Kamuoyunda muhalif bir sesin susturulmasına ilişkin adil olmayan bir soruşturma şeklinde bir algı var. Bu algı görmezden gelinemez. Bu algının, bu endişenin dağıtılmasının, yolu polisten ya da ilgili makamlardan açıklama yapılmasıdır” dedi. Soruşturmanın gizliliğinin esas olduğuna dikkat çeken Erhürman, resmi açıklamanın önemini vurguladı.
Güzelyurt’taki üniversiteyle ilgili yargılamalarda, pek çok bilginin sosyal medya üzerinden yayıldığını belirten ve buna izin verilmemesi gerektiğini kaydeden Erhürman, “Bizim doğru ilgi kaynağımız polistir. Polis değilse Başbakanlıktır. Buralardan gelmesi lazım bilginin. Gelmediği zaman, insanların kurumlara olan güveni azalır” diye konuştu.
-“Masumiyet karinesi…”
Masumiyet karinesinin kendileri için çok önemli olduğunu belirten Erhürman, herkesin suçu ispatlanana kadar suçsuz olduğunu kaydetti.
“Masumiyet karinesinin ihlali temel insan hakkı ihlalidir” diye konuşan Erhürman, “Bunlar ciddi iştir. Ne suçlusun diye üstüne atlanır ne de hiçbir şey bilmeden siyasi bir şeydir denilebilir. Doğru bilgiye sahip olma ihtiyacı polisin de polisin bağlı olduğu Başbakanlığın da açıklamalarındadır. Kamuoyunda algı nerede oluşuyor? Muhalif bir sesin susturulmasına yönelik bir girişimden oluşuyor algı. Eğer böyle değilse, bunu aydınlatıcı bilgilerle ortadan kaldırmanız lazım. Bu algı orda olduğu sürece, kurumlara güvenilirliği sarsar. Adil bir soruşturma olması açısından bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.
-“Mesele kişilerin ötesindedir, olaylara odaklanmak gerekir”
Doğru zamanda doğru bilgilendirmenin esas olduğunun altını çizen Erhürman, insan kaçakçılığı, üniversitelerdeki eğitimin niteliği, yabancılara mülk satışı gibi konuları günlerce dile getirdiklerini kaydetti ancak bu sorunların medyanın da çok ilgisini çekmediğini söyledi.
Erhürman şöyle konuştu:
“Çoğu insan, sansasyonel, magazinsel bir şey arıyor. Böyle bir şey olursa sorunlar konuşuluyor. Magazinsel bir şey çıkmıyorsa, hiç kimsenin bir şey konuşmaya niyeti olmuyor memlekette. Biz üniversitelerdeki nitelik sorununu aylardır konuştuk, Güzelyurt’taki olay çıkınca değil.”
Söylediklerinin, “sert muhalefet yapmıyor” denerek eleştirildiğini dile getiren Erhürman, kişiler üzerinden konuşmanın “sert muhalefet” olarak algılanmasını eleştirdi ve bu algıdan vazgeçilmesi gerektiğini belirtti.
Erhürman, “Olaylara odaklanmak lazım. Kişiler suç işlediyse yargılanacak. Mesele kişilerin ötesindedir” diye konuştu.
-“Bu toplumun geleceği laf kalabalığında değil, çözüm üretmektedir”
Diğer üniversitelerde de hızlı bir denetim süreci başlatılması gerektiğini kaydeden Erhürman, “Popülist yaklaşım isimlere takılıyor, dizi film izler gibi oraları izliyor. Bu taraftan da olan oluyor. Bir şahsı konuştuğunuz zaman, sorun bitmiyor. Bütün mesele olay odaklı düşünüp yapılması gerekenleri yapmaktır” dedi.
Ciddiyetin ve sorumluluk bilincinin kaybolduğu bir dönemden geçildiğini belirten Erhürman şunları kaydetti:
“Bu toplumun geleceği, sorumsuzluğun hakim olduğu yerde değildir. Bu toplumun geleceği, laf kalabalığında değil, çözüm üretmektedir. Popülizme ve magazine devam edeceksek bileceğiz ki bu bizi yok oluşa sürükler. Popülizm yapmayınca, ‘bunlar sert değil’ diyenler var. Benim derdim sert olmak mı? Benim derdim, Kıbrıs Türk halkının varoluşunun devam etmesi, çocuklarımızın insan hayatına yaraşır koşulları yaratmaktır. Şov yapmak değildir. Öyle bir derdim olsaydı, başka türlü yaşardım. Öyle derdi olmayanlar gitsin derlerse, giderim. Benim öyle bir derdim yok. Bu kadar kısa vadeli yaşam perspektifleriyle kimse, ben geleceği düşünüyorum demesin. Kimse var olacağız nutukları atmasın. Kısa vadeli perspektif, ‘Ne dersem oy alırım?’ demektir. ‘Ne dersem oy alırımı’ değil, neyi nasıl çözeceksiniz, bunu konuşacaksınız” diye konuştu.
Yarın Gazimğusa’da sokakta olacaklarını hatırlatan Erhürman, “Biz samimiyetle bu yönetmeme halinin kabul edilebilir bir hal olmadığını söylüyoruz. Artık yeter. Ne yoksulluğu ne yolsuzluğu ne de yokluğu kabul ediyoruz. 2024’ün erken seçim yılı olması ve iradenin yenilenmesi gerekir. Geçirdiğimiz her bir dakika, geri döndürülemez yeni zararlar olarak bize geliyor. Salt şikayet etmek yetmiyor. Hem ağlarım hem giderim hali tamam değil” diye konuştu.