TÜBİTAK, Paris İklim Anlaşması’ndan doğan yükümlülükleri yerine getirmek için belirlenen “2053 yılı için sıfır emisyon” hedefine çalışmalarına odaklandı.
Paris İklim Anlaşması’na dair kanun teklifi Meclis’te kabul edildi. 196 ülkenin imza attığı anlaşmanın Türkiye de tarafı oldu. Paris İklim Anlaşması’nın ana amacı iklim değişikliğinin etkileri ile mücadele.
Anlaşma ile sera gazı salınımının küresel seviyede azalma eğilimine geçirilmesini hedefliyor. Küresel sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2 derecenin altında kalmasını amaçlıyor.
Karbon salınımını 2030 yılında yarıya, 2050 yılında ise sıfıra indirmeyi hedefliyor.
Anlaşmayla her ülke karbon emisyonlarını azaltma hedeflerini kendisi belirliyor.
“TÜBİTAK en erken adım atan kurumlardan biri”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 2053 yılında net sıfır emisyona erişilecek adımları atacaklarını açıklamıştı.
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, hedef kapsamındaki öncelikli Ar-Ge ve yenilik konularında iklim değişikliği ve çevre sorunlarına karşı mücadeleyi desteklemek amacıyla en erken adım atan kurumlardan biri olduklarını söyledi.
Mandal, çalışmaların yılbaşında hızlandırıldığına işaret ederek, “İklim değişikliği ve çevre sorunlarına karşı mücadelede Avrupa Yeşil Mutabakatına Uyum Kapsamında Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konuları Rehber Dokümanı’nı hazırladık ve hemen takibinde uygulamaya geçerek araştırma destek programlarımızdan ARDEB 1001 Programı kapsamında 2021 yılı 1. döneminde sunulacak projelerden ‘Yeşil Mutabakata Uyum Kapsamındaki Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konuları’ ile doğrudan ilişkili olanlara ek puan imkanı sağlandı” bilgisini verdi.
“Birlikte iş yapma modeline geçilmeli”
İklim değişikliği ve çevre sorunlarının, büyük küresel güçlükler arasında yer aldığının altını çizen Mandal, “Kurumların sadece kendi görevini yapması artık yetmiyor. Birlikte iş yapma modeline geçilmesi, ortak alt yapı ve insan kaynağı kullanılması gerekiyor” dedi.
Mandal, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda “Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası (TYH)” çalışmalarını başlattıklarını söyledi. Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum ve sanayide yeşil üretimi artırmak için gerekli teknolojilerin belirlenmesi, belirlenecek teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla Ar-Ge çalışmalarının desteklenmesi, teknolojilerin yaygınlaştırılması ve transferine yönelik çalışmaların yapılması konusunda hazırlıkların sürdüğünü anlattı.
“Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı” açılacak
Yeni açılacak “Yapay Zeka Ekosistem Çağrısı” kapsamında desteklenecek Ar-Ge ve yenilik konuları arasında “İklim Değişikliğinin Etkileri” başlığına yer verdiklerini aktaran Mandal, “Böylece iklim değişikliğinin etkilerinin önceden kestirilmesi ve buna yönelik önlemlerin alınması için geliştirilecek yapay zeka çözümleri de destekleyeceğiz” dedi.
Mandal, TÜBİTAK olarak Ar-Ge ve yenilik desteklerini 2030 yılı Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri açısından da kritik öneme sahip alanlara odaklı bir şekilde yönlendirdiklerine işaret ederek, “İklim değişikliğinin olası endişe verici yansımalarının önlenmesine yönelik yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesine önem veriyoruz” dedi.
Yarışmalar çevre dostu olacak
Düşük karbon emisyonlu projelere daha fazla destek aktarmaya yönelik planlarını anlatan Mandal, şu bilgileri verdi:
“Projelere karbon salınımını azaltma projeksiyonu yapma zorunluluğu da getirmeyi planlıyoruz. Ek olarak, tarım ve gıda alanında TÜBİTAK ve TAGEM iş birliğinde belirlenen öncelikli Ar-Ge ve yenilik konularına yönelik açtığımız ortak çağrılarla destek sağlıyoruz. Bu konular arasında, tarım ve gıdada dijital teknolojiler, toprak ve bitki besleme, bahçe ve tarla bitkileri, gıda işleme ve üretim teknolojileri, hayvan besleme, yetiştirme ve sağlığı, bitki sağlığı, su ürünleri, tarım ekonomisi ve politika araştırmaları yer alıyor.”
Mandal, bu yılki Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali TEKNOFEST’te 36 yarışmadan 12’sinin düzenleyici veya düzenleyici ortağı olarak, özellikle çevreye duyarlılık konusunda önemli adımlar attıklarını, yarışmaların özellikle çevre dostu temalı olmasına ve ilgili yenilikçi çözümler üretmesini amaçladıklarını söyledi.
Kamu, üniversite ve sanayi iş birliği
2053’e kadar “sıfır emisyon” hedefinin gerçekleştirilmesi için kamu, üniversite ve sanayinin birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çeken Mandal, şöyle devam etti:
“Bu doğrultuda, büyük ölçekli ve birlikte başarma modeline dayalı platform ve ağ desteklerimizi etkinleştirdik. Yüksek Teknoloji Platformlarına ve Sanayi Yenilik Ağlarına (SAYEM) yönelik açılacak yeni TÜBİTAK çağrıları kapsamındaki desteklerimizi de 2053 sıfır emisyon hedefi doğrultusunda Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile birebir örtüşen Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum alanlarına yönlendiriyoruz. Bu kapsamda TÜBİTAK-1004 Yüksek Teknoloji Platformları çağrısını açtık, TÜBİTAK-SAYEM çağrısını da yakın zamanda açacağız. Bahse konu platform destekleri kapsamında mevcut durumda da yeşil teknolojilere odaklanan platform projeleri bulunmaktadır. Örneğin temiz üretim imkanlarının sağlanması için ileri malzeme teknolojilerinin geliştirildiği ‘İleri Malzemeler Yüksek Teknoloji Platformu’ ile yeni nesil güneş enerjisi teknolojileri de dahil olmak üzere yüksek verimliliğe ve maliyet etkinliğine sahip güneş hücresi teknolojilerinin geliştirildiği ‘Türkiye Fotovoltaik Teknolojileri Platformu’ verilebilir.”
Mandal, gelecek dönemde de Türkiye’deki yerleşik sermaye şirketlerinin teknoloji tabanlı ihtiyaçlarının teknolojiyi bizzat ülkede geliştiren KOBİ’ler tarafından karşılanmasına hizmet eden Siparişe Dayalı Ar-Ge Projeleri Çağrıları kapsamında da Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum önceliğini gözeteceklerini vurguladı.
“Desteklenen projelerin 3’te 1’i Yeşil Mutabakat ile ilgili”
TÜBİTAK Başkanı Mandal, “Avrupa Yeşil Mutabakata Uyum Kapsamındaki Öncelikli Ar-Ge ve Yenilik Konuları Rehber Dokümanı”ndaki “temiz ve döngüsel ekonomi”, “temiz, erişilebilir ve güvenli enerji arzı”, “yeşil ve sürdürülebilir tarım” ve “sürdürülebilir akıllı ulaşım” başlıklarında toplanan konuları 2021 yılında öncelikli olarak desteklediklerini hatırlattı.
Yılın ilk yarısında desteklenen tüm akademik tabanlı projelerin 3’te 1’inin belirtilen konulara odaklandığını söyleyen Mandal, “Sanayi odaklı projelerde de aynı süreci yönetiyoruz. Desteklenen projeler aracılığıyla Türkiye ekonomisi ve sanayisinin yeşil dönüşümü, sürdürülebilir bir büyümenin tesis edilmesi ve ülkemizin ihracatında rekabetçiliğin korunması ve güçlendirilmesi amaçlanıyor” dedi.
Ar-Ge projeleriyle ülkenin yeşil büyümesine katkı sağlanıyor
Mandal, Yeşil Mutabakat’a uyum kapsamında uluslararası Ar-Ge ve yenilik iş birliği mekanizmalarını da etkin kullandıklarını vurgulayarak, şu bilgileri paylaştı:
“Ufuk 2020 kapsamında desteklenen projeler içerisinde Türk koordinatör tarafından yürütülen yeni projelerden birinde yüzde 20 daha hafif olan, yüzde 25 daha kısa şarj süresi olan ve yaşam döngüsü performansı daha yüksek pil sistemleri geliştiriliyor. Diğer projelerde, nanoteknoloji ve ileri malzemelerin de katkılarıyla yenilenebilir enerji teknolojileri, endüstriyel simbiyoz imkanları, döngüsel su ve kaynak kullanımı çözümleri, atık su arıtımı için kapalı döngülü sistemler ve sanayide enerji kullanımının optimizasyonu için yeni çözümler üretiliyor. Ayrıca Ufuk 2020’de ekosistem aktörlerimiz, sürdürülebilir şehirler için büyük ölçekli projelerde yer aldı.”
Mandal, TÜBİTAK Merkez ve Enstitüleri kapsamında geliştirilen Türkiye’nin önünü açacak nitelikteki Ar-Ge projeleriyle ülkenin yeşil büyümesine katkı sağladıklarını dile getirdi.
Mandal, su verimliliği ve sera gazı salınımlarının azaltılması, yeşil belediyecilik, temiz ve yenilenebilir enerji teknolojileri, akıllı tarım, enerji verimliliğinin artırılması ve sera gazı emisyonlarının azaltılması gibi birçok çalışmanın yürütüldüğünü söyledi.