İngiltere’nin başkenti Londra’da 1 Mayıs kutlamalarında göstericiler, Filistin’e destek sloganları attı, Gazze’de ateşkes ve İsrail’e silah satışının durdurulması çağrısında bulundu.
İşçi sendikaları ve sivil toplum örgütlerinin çağrısıyla Londra’nın doğusundaki Clerkenwell Green’de toplanan göstericiler, yaklaşık 3 kilometrelik bir rotayı takip ederek kentin merkezindeki Trafalgar Meydanı’na yürüdü.
Yürüyüş güzergahı ve Trafalgar Meydanı’nda geniş güvenlik önlemleri alan polis, güzergah boyunca yer yer trafiği tek taraflı olarak ya da tamamen araçlara kapattı.
Göstericiler yürüyüş boyunca Filistin ve Gazze’ye destek sloganları da attı. “Hemen ateşkes”, “Özgür Filistin” ve “İsrail’i silahlandırmayı bırakın” sloganları atan göstericiler, Filistin bayrakları da taşıdı.
“Değişim, halktan, işçi hareketlerinden ve öğrenci hareketlerinden gelecek”
Trafalgar Meydanı’nda kurulan platformdan göstericilere seslenen Filistin’in İngiltere’deki Misyonunun Başkanı Büyükelçi Hüsam Zomlot, Filistin bayrağının dünya genelinde dayanışmanın sembolü haline geldiğini söyledi.
1 Mayıs’ın baskıya karşı duruşun ve dayanışmanın günü olduğunu dile getiren Zomlot, “Bugün Gazze’de olanlar soykırımdır. İsrail, Gazze’de soykırım yapıyor. İsrail, Gazze’de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere on binlerce insanı öldürdü. Gazze’deki evlerin yüzde 70’ini yok etti. Gazze’nin tüm üniversitelerini ve okulların yüzde 70’ini yok etti. Gazze hastanelerinin üçte ikisi kullanılamaz halde. Özel sektör yok oldu. Gazze’de artık hiçbir iş yok. Ekonomi, sağlık, sanayi, eğitim, fabrikalar, tarım yok edildi.” diye konuştu.
İsrail’in Gazze’deki her şeyi kasti olarak hedef aldığını söyleyen Zomlot, İsrail’in Gazze’yi yaşanamaz hale getirmeyi amaçladığını ifade etti.
Zomlot, “Müttefikleri İsrail’e verdiği diplomatik, finansal ve askeri desteklerini çekse bu soykırım yarın sona erer. İsrail’in müttefikleri harekete geçse bu soykırım yanı sona erer, ölümler, yıkım ve kıtlık biter. İsrail müttefikleri harekete geçmek zorunda. Çağrı yapmak, kınamak, karşı çıkmak yetmez.” dedi.
ABD ve Avrupa’nın hala İsrail’i desteklediğini belirten Zomlot, “Bu, değişmek zorunda. Eğer değişmezse değişim, halktan, işçi hareketlerinden ve öğrenci hareketlerinden gelecek.” ifadesini kullandı.
“İngiltere’de grevlere şaşırmamak lazım”
Kamu ve Ticari Hizmetler Sendikası (PCS) Genel Sekreteri Fran Heathcote da İngiltere’deki hayat pahalılığı ve çalışanların haklarında yaşanan kayıplara değindi.
Ülkede son 4 yılda yaşam standartlarının düştüğünü, fakirliğin arttığını ve çalışanların geçinmekte zorlanıp gıda bankalarına gitmek zorunda kaldığını dile getiren Heathcote, “Bu şekilde devam edemeyiz. Daha önce görülmemiş boyutta grevlerin yapılmasına şaşırmamak gerek.” diye konuştu.
Sendikal mücadele olmadan hakların alınamayacağını savunan Heathcote, grev yapmayı zorlaştıran Minimum Hizmet Seviyesi Yasası’nı eleştirdi.
Heathcote, “Bu yasanın, hastanelerde artan sıralara, finansal zorluk yaşayan okullara ve bozulmuş demir yolu taşımacılığına hiçbir faydası yok. Bu yasa yalnızca grev hakkını kısıtlamayı, düşük maaşlara ve kötü yönetimlere karşı mücadelemizi önlemeyi amaçlıyor.” dedi.
Doğru bir ücret artışıyla grevlerin sona ereceğini kaydeden Heathcote, haklar alınana kadar grevlerin süreceğini söyledi.