Fransız acil servis hekimi Pascal Andre, 8-22 Şubat tarihlerinde Gazze’nin Han Yunus kentindeki Avrupa Hastanesi’nde görev yaptı.
Andre, bu süreçte İsrail’in saldırılarına maruz kalan Gazze’deki sivillerin yaşadıklarını anlattı.
Bölgeye doktorların kurduğu Palmed Derneği aracılığıyla gittiğini belirten Fransız doktor, Avrupa Hastanesi’ne ulaşmakta zorluk çektiklerini ve bunun için 4 ay beklediklerini söyledi.
Andre, birkaç kilometre ötede ihtiyacı olanlar bulunmasına rağmen Refah Sınır Kapısı’nda aylardır bekleyen insani yardımlar olduğunu belirtti.
Avrupa Hastanesi’nin içinde 4-5 bin kişinin, çevresinde ise 25 bin kadar kişinin yaşadığını kaydeden Andre, sadece İsrailli veya çifte vatandaşlığı olan esirlerden bahsedilmesine üzüldüğünü dile getirdi.
Andre, “İsrail hapishanelerinde veya İsrail ordusunun elinde olan sivil ve sağlıkçı esirlerden bahsetmeyi unutuyoruz” diye konuştu.
Gazze’de yorgun ve dehşete düşmüş bir halka tanık olduklarına dikkati çeken Andre, “Hatta gece gündüz uyumanızı engellemek ve kafanızda kalıcı bir ses bırakmak için bilerek orada sürekli bulunan dronların dehşetini bile yaşadık. İnsanlar bununla yaşıyor, neredeyse sürekli olan bombardımanlarla beraber yaşıyor” dedi.
Andre, Gazzeli sağlık personelinin, bombardımanlarda ailelerine ne olacağı korkusuna rağmen çalıştıklarını da ekledi.
“Orada kesinlikle inanılmaz cesarete sahip insanlar var. Bunların hepsi sivil” ifadesini kullanan Andre, sahada Gazzelilerden tek bir nefret söylemine tanık olmadıklarını vurguladı.
“Biz insanız, Netanyahu’nun dediği gibi hayvan değiliz”
Andre, “‘Biz insanız, (İsrail Başbakanı Binyamin) Netanyahu’nun dediği gibi hayvan değiliz’ diyen vatandaşlar, anneler, babalar, çocuklar duyduk” diye konuştu.
Fransız doktor, Gazzelilerin kendilerine neden böyle bir muamele yapıldığına ve öldürüldüğüne anlam veremediğini aktardı.
Andre, Gazze’de feci savaş yaraları gördüğünü dile getirdi. Sahaya giden ve savaş bölgelerinde doktorluk yapmış 2 Fransız meslektaşının da daha önce böyle yaralara tanık olmadığının altını çizen Andre, “(Meslektaşlarım) Sivillerin bu kadar hedef alındığı, kaçışın olmadığı bir savaş alanı görmediler” dedi.
Gazzelilerin güvenli diye gittikleri her yerin her defasında bombalandığını, aile üyelerini, evlerini ve anılarını kaybettiklerini belirtti.
Katil İsrail ordusunun camileri, üniversiteleri, okulları, sağlık personelini, kutsal ve tarihi yerleri hedef aldığına dikkati çeken Andre, bunun ardında “yok etme fikrinin” yattığını vurguladı.
“Her şey 7 Ekim’de başlamadı”
“Sağlıkçılar olarak soykırım niyetinin tanığı olduk” diyen Andre, buna dair Gazze’den deliller getirdiklerini anlattı.
“Her şey 7 Ekim’de başlamadı çünkü 1 Ocak’tan 7 Ekim’e (2023) öldürülen 350 sivilden kim bahsetti?” dedi.
İşgal altındaki Batı Şeria’da da bir apartheid olduğuna dikkati çeken Andre, şunları kaydetti:
“İsrail’in uluslararası hukuku uygulamaması hakkında kim konuşuyor? Günümüzde bir devletin terör eylemi; bir halkı korkutarak onları bir tuzağa hapsedip hiçbir kaçış yolu bırakmaması, tüm köklerini ve umutlarını yok etmesi, bu terörizmin tanımıdır. Peki, bundan kim bahsediyor?”
Tüm esirlerin serbest bırakılmasından yana olduğunu dile getiren Andre, 17 yılı aşkındır “esir” olan Gazzelilerin de serbest kalması gerektiğini sözlerine ekledi.