İran’da 1979’daki devrimden yaklaşık 9 ay sonra planlı bir şekilde ABD büyükelçiliğinin işgali gerçekleşti. İki taraf arasındaki tüm sorunlar, gerilimler, anlaşmazlıklar ve krizler 4 Kasım 1979’daki elçilik işgaline dayanıyor.
İran’da Şii din adamı Ayetullah Ruhullah Humeyni liderliğinde 10 Şubat 1979’da gerçekleşen devrim ile Muhammed Şah Rıza Pehlevi’nin monarşik yönetimine son verilirken, daha önce yolunda ilerleyen ABD ile ilişkilerde de yeni bir sürece girildi.
ABD’nin 16 Ocak 1979’da ülkeyi terk eden Şah’a sığınma hakkı vermesine itiraz eden Humeyni liderliğindeki İran, ABD’nin Tahran Büyükelçiliğinde kendisine karşı casusluk faaliyetleri yapıldığını ileri sürerek Washington yönetimini baş hedefe koydu.
ABD’nin Tahran Büyükelçiliği İran devletinin yönlendirmesiyle işgal edildi
İki ülke arasındaki karşılıklı açıklamalar ve gerginliğin artması üzerine İran devletinin desteklediği ve kendilerini “öğrenci” olarak adlandıran silahlı gruplar, 4 Kasım 1979’da ABD’nin Tahran Büyükelçiliğini işgal etti.
Devrim lideri Humeyni’nin “birincisinden daha büyük bir devrim” şeklinde nitelendirdiği elçilik işgalinde ABD’li 52 diplomat 444 gün boyunca rehin tutuldu. Tahran yönetimi elçilikte kendilerine karşı hazırlanan 70 casusluk belgesini ele geçirdiklerini ileri sürdü.
İran’a yönelik ABD yaptırımları elçilik işgaliyle başladı
Bu olay modern siyasi tarihteki “en uzun diplomatik rehine krizi” olarak kayıtlara geçti. ABD yönetimi işgali uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak değerlendirerek Tahran ile tüm diplomatik ilişkileri kesti ve bu ülkeye yönelik yaptırımları hayata geçirdi. ABD, ayrıca İran’dan petrol ithalatını 12 Kasım 1979’da sona erdirdi ve yaklaşık 8 milyar dolarlık İran varlığını 14 Kasım’da dondurdu.
Dönemin ABD Başkanı Demokrat Partili Jimmy Carter, “4 Kasım 1979, asla unutamayacağım bir tarih” diyerek olayın kendi ülkesi için önemini ortaya koyarken, Körfez’e yakın sularda devriye gezen ABD ordusuna ait USS Nimitz (CVN-68) ve diğer savaş gemilerinin de kullanılarak rehinelerin kurtarılması için operasyon yapılmasını emretti.
İran-ABD ilişkileri bu işgalin ardından inişli çıkışlı bir seyir izledi ve taraflar arasındaki tansiyon zaman zaman yükselse de sıcak bir çatışmaya dönüşmedi.
20 yıl sonra gerilim üst seviyeye taşındı
ABD 3 Ocak 2020’de İran Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’yi Irak’ın başkenti Bağdat’ta hava saldırısı ile öldürerek bu gerilimi üst seviyeye taşıdı. İran ise buna misilleme olarak ABD’nin Irak’taki Ayn el-Esed Hava Üssü’nü onlarca balistik füzeyle vurduğunu duyurdu.
İranlı askeri ve siyasi makamlar Ayn el-Esed Hava Üssü’ne yaptıkları saldırı ile ABD’ye zayiat verdiklerini açıklasalar da Süleymani’nin intikamının alınmadığı yönünde genel bir kanaat oluştu. Bu nedenle İranlı yetkililer gerilimi daha fazla tırmandırmamak, nükleer anlaşmaya yeni bir imkan vermek ve uluslararası kamuoyunda daha fazla tepki toplamamak için “Süleymani’nin intikamının uygun zaman ve zeminde alınacağı” açıklamasında bulundular.
Trump’la beraber yeniden ekonomik ve sosyal krizin eşiğine gelindi
İran ile ABD arasında elçilik işgaliyle başlayan yaptırımlar siyasi gelişmelere bağlı olarak hafifleyip sertleşti. Mahmud Ahmedinejad döneminde Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarına dönüşen süreç Temmuz 2015’te imzalanan ve Ocak 2016’da yürürlüğe giren nükleer anlaşma ile kalktı.
İran, yaptırımların kalkmasıyla rahat bir nefes aldı ancak ABD’de Cumhuriyetçi Donald Trump’ın başa gelmesi ve Mayıs 2018’de nükleer anlaşmadan ayrılmasıyla ülke yeniden ekonomik ve sosyal krizlerin pençesine düştü.
Biden’la anlaşma yolları aranıyor ancak süreç yavaş
Tahran yönetimi şimdi de Trump’ın ardından göreve gelen ve nükleer anlaşmaya dönüş sinyali veren Demokrat Partili Joe Biden ile anlaşma yolları arıyor ancak İran’da hükümet değişikliğinin ardından muhafazakarların iş başına gelmesiyle bu süreç ağır işliyor.
İki taraf arasında yaşanan tüm sorunlar, gerilimler, anlaşmazlıklar ve krizler 4 Kasım 1979’daki elçilik işgaline dayanıyor. Bu nedenle Trump İran’ın petrol ihracatını sıfırlamayı hedefleyen yaptırımları elçilik işgalinin 39. yıl dönümünde hayata geçirdi.
İran geçen yıl iptal ettiği protestoları bu sene düzenleme kararı aldı
Tahran, geçen yıl ABD Büyükelçiliği işgalinin 41. yıl dönümünde, her sene yapılan protestoları son anda COVID-19 gerekçesiyle iptal etti. Bu karar, ABD seçimleri öncesi yarışı kazanarak ambargoyu kaldırması beklenen Biden’a ve seçmenine mesaj olarak değerlendirilmişti.
İran geçen yıl iptal ettiği ABD karşıtı protesto gösterilerini yarın ülke genelinde gerçekleştireceğini açıkladı. Başkent Tahran’da da işgal edilen elçilik binasının önünde ABD karşıtı kitlesel gösteriler düzenlenecek.
Tahran, elçiliği işgal edenleri önemli görevlere getirdi
İşgale karşı çıkan dönemin İran Başbakanı Mehdi Bezirgan, hükümetinin bunu önleme konusundaki başarısızlığının ardından olayı protesto etmek için 6 Kasım 1979’da görevinden istifa etti. Bezirgan’ın yanı sıra kabinedeki birçok bakan da bu olaya itiraz etti.
Elçilik işgalini organize eden ve içinde yer alan öğrencilerden Hüseyin Dehkan Savunma Bakanlığı, İzzetullah Zerkami İran Radyo ve Televizyon Kurumu Başkanlığı, Habibullah Biteref Enerji Bakanlığı, Rıza Seyfullahi Emniyet Genel Müdürlüğü ve eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin kardeşi Muhammed Rıza Hatemi milletvekilliği yaptı. Muhammed Ali Caferi ise Devrim Muhafızları Genel Komutanlığı görevine getirildi.
Rehine krizinin dünyadaki yankısı
İran 10 Şubat 1979’daki devrimle dünya gündemine oturdu ve ABD karşıtı cephede yer alan gruplarla devletlerin de ilgi odağı oldu. Humeyni yönetimindeki İran, devrimden 9 ay sonra gerçekleştirdiği bu hamleyle bir adım daha ileri gitmiş ve ABD karşıtlığıyla bilinen çevrelerde büyük sempati uyandırmıştı.
ABD Büyükelçiliğinin işgali, İran ile Muammer Kaddafi yönetimindeki Libya’yı birbirine yakınlaştırmış ve İran-Irak Savaşı’nda Kaddafi’nin Tahran’a destek vermesine neden olmuştu. İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı askerler bu tarihte Libya’da askeri eğitim aldı. Küba lideri Fidel Castro ise Humeyni’ye devrimci bir antiemperyalist olarak övgülerde bulundu.
İran’da 4 Kasım, her yıl “Küresel Emperyalizme Karşı Milli Mücadele Günü” olarak kutlanıyor ve Büyükelçilik binası önünde geniş gösterilere sahne oluyor. İşgal edilen büyükelçilik binası ve yeri de günümüzde Devrim Muhafızlarına bağlı silahlı unsurlar tarafından kullanılıyor.
Elçilik işgali ve rehine krizi sinema filmlerine konu oldu
Rehine krizi, İran devletinin büyük tepkisini çeken ödüllü ARGO sinema filmine konu oldu. Emekli bir CIA ajanının gerçek hayat hikayesini konu alan ve işgalden kaçmayı başarıp Kanada’nın Tahran Büyükelçiliğine gizlice sığınan 6 Amerikalı diplomatın İran’dan kaçırılması olayını dramatize eden Ben Affleck yönetmenliğindeki 2012 yapımı Amerikan filmi ARGO, 85. Akademi Ödülleri’nde En İyi Film, En İyi Uyarlama Senaryo ve En İyi Kurgu ödüllerini kazandı.
Hikaye 2007 yılında CIA operasyon sorumlusu olan Tony Mendez’in yazdığı “The Master of Disguise” isimli kitap ve Joshuah Berman’ın konu hakkında Wired isimli dergide yazdığı “The Great Escape” isimli makale ile açığa çıktı.
Ayrıca konuyla ilgili 1981 yapımlı İran’dan Kaçış (Kanadalının Çılgın Macerası) ve 2013 yapımlı Tahran’daki Adamımız adlı iki belgesel film çekildi.