Eygi’nin naaşı Batı Şeria’nın Nablus kentindeki Rafidiye Hastanesi’nde tutuluyor. Uluslararası dayanışma aktivistleri, Filistinli resmi temsilciler ve halk resmi ve askeri cenaze merasimi için hastanede toplanırken cenaze için teknik hazırlıkların devam ettiği belirtiliyor.
Rafidiye Hastanesi’nde konuşan İtalyan aktivist Mariam, Eygi’nin öldürüldüğü saldırıyı anlattı.
İsrail askerlerinin, yaklaşık 200 metre ötede Filistinlilerden gasbedilen kaçak İsrail yerleşimi olan Evyatar yakınlarında durduğunu belirten Mariam, şöyle konuştu:
“Filistinliler cuma namazını kıldı. Namazdan sonra Filistinliler ile ordu arasında olaylar çıktı. İsrail ordusu çok yoğun biçimde göz yaşartıcı gaz, sonrasında da gerçek mermi kullanarak kalabalığı dağıttı. Bizler tepenin aşağısına çekildik. Tepenin aşağısında bir yol kenarına çekildik. Yaklaşık 200 metre ötede bir Filistinlinin evinin çatısına çıkmış İsrail askerleri vardı. Yolun kenarında bir zeytinlik içinde duruyorduk. Ayşenur biraz arkamda zeytin ağacının altındaydı.”
İsrail askerleri tarafından açıkça görülebildiklerinin altını çizen Mariam, şunları kaydetti:
“Bizler askerler tarafından açıkça görülebiliyorduk. Sadece orada duruyor, hiçbir şey yapmıyorduk. Aniden iki el ateş açıldığını duydum, biri metal bir objeye çarptı. Sonra arkadaşlarım ‘Mariam’ diye bana seslendi. Ayşenur, bir ağacın altında bilinci kapanmış yatıyordu. Başından kan geldiğini gördüm. Daha fazla insan çağırdık. Onu ambulansa kaldırdık, onunla beraber Beyta Sağlık Merkezine geldik, oradan da Nablus’a hastaneye getirdik. Onu kurtarmaya çalıştılar ama hayatını kaybetti.”
“(7 Ekim’den sonra) Uluslararası dayanışma aktivistleri de yerleşimciler tarafından daha fazla saldırıya uğradı”
Ayşenur ile saldırıdan birkaç gün önce tanıştığını dile getiren Mariam, Türk aktivistin Rachel Corrie’nin de mensubu olduğu Uluslararası Dayanışma Hareketi üyesi olduğuna dikkati çekti.
Ayşenur’un Filistin halkının mücadelesine destek vermek için bu gösteriye katılmaktan büyük heyecan duyduğunu aktaran Mariam, Türk aktivistin heyecanını paylaştığını ancak saldırıdan sonra İsrail ordusunun kullandığı aşırı güç nedeniyle çok tedirgin olduğunu söyledi.
Mariam, Filistinlilerin on yıllardır sıkıntılar çektiğini ancak 7 Ekim’den sonra bu sıkıntıların çok daha arttığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Yerleşimcilerin şiddeti ve ordunun tacizleri 7 Ekim’den sonra çığ gibi arttı. Aynı şekilde bu durum bizler için de geçerli. Uluslararası dayanışma aktivistleri de yerleşimcilerin daha fazla saldırısına uğradı, aktivistlere silah doğrultuldu, yaralandı. Filistinliler artan tansiyonun birinci dereceden kurbanı ancak uluslararası dayanışma aktivistlerine saldırılar da arttı.”
Mariam, aşırı sağcı fanatik İsrailli yerleşimci grupların, uluslararası dayanışma aktivistlerinin sosyal medya hesaplarını takip ve kontrol ettiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Hükümetlerimizin ellerinde tüm Filistinli şehitlerin, arkadaşım şehit Ayşenur’un ve ondan önceki aktivistlerin kanı var. Biz sadece Ayşenur için değil tüm Filistinli şehitler için hesap sorulmasını istiyoruz. İsrail’e silah satışını durdurun, özgür bir Filistin için adil bir çözüm, bunları talep ediyoruz.”