CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, New York yemeğinin ardından yaşanan hareketliliği Bugün Kıbrıs gazetesine değerlendirdi.
CTP Genel Sekreteri Akansoy, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Kıbrıs sorununa yönelik girişimlerine dair yaptığı açıklamada, sürecin BM zemininden kopmaması için çaba gösterdiklerini belirtti. Akansoy, iki tarafın bir araya geldiği gayrı resmi yemekte yüksek beklenti içinde olmadıklarını, ortak bir zemin olmadığı için zorlamaların işe yaramayacağını vurguladı.
“TEK ZEMİN BM GÜVENLİK KONSEYİ KARARLARI”
Akansoy, Kıbrıs sorununda tek zeminin BM Güvenlik Konseyi kararları olduğunu ifade ederek, yeni ve farklı bir zeminin özellikle Kıbrıs Türk toplumu için çok boyutlu riskler taşıyabileceğini belirtti. Yemek sonrasında yeni geçiş noktaları açılması ve gayrı resmi toplantı önerileri gündeme gelse de, iç aktörlerin tutumunda bir değişiklik beklemediğini dile getirdi.
Akansoy, “Sürecin BM zemininden kopmaması için büyük uğraş verdik. Bizim için bu süreçte en önemli konu bu oldu. Uluslararası konjonktür, Kıbrıs sorununun çözümüne dair olumlu bir hale doğru evrilirken, iç aktörlerin tutumunda bir değişiklik olacağını düşünmüyorum. Taraflar arası diyalog elbette önemlidir ancak unutulmaması gereken konu, Tatar ortak zeminin dışındadır ve bu pozisyonunu değiştirmesi mümkün değildir, Tatar’la bu iş olmaz” ifadelerini kullandı.
“KORKULARIN BEDELİNİ KIBRIS TÜRK TOPLUMU ÖDEDİ”
Kıbrıslı Rum lider Nikos Hristodulidis’in sözde açılımlarının Kıbrıs Türk toplumunda hayal kırıklığı yarattığını ve uluslararası camianın da bunu gördüğünü söyleyen Akansoy, Kıbrıs sorununun çözümünde BM zemininden sapılmaması gerektiğini vurguladı. Çözüm sürecinin sonuç odaklı, zaman sınırlı ve siyasi eşitliği gözeten bir yapıda olması gerektiğini belirten Akansoy, Kıbrıslı Türklerin güvenle sürece dahil olabilmesi için federal çözüm isteyenlerin beklentilerinin dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Akansoy, 2004 Kofi Annan Raporu’na atıfta bulunarak, uluslararası camianın geçmişte verdiği sözlerin yerine getirilmediğini, bunun tekrarlanmaması gerektiğini ifade etti. Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün hayata geçmemesi ve kuzeydeki siyasi yapının statüsünün yükseltilmesi konusundaki korkuların bedelini Kıbrıs Türk toplumunun ödediğini belirtti.
Kıbrıs sorununda yeni bir dinamizmin, gelecek yıl Kıbrıs Türk tarafında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle mümkün olabileceğini söyleyen Akansoy, bu süreçte yüksek beklenti içinde olmadıklarını, temkinli iyimserlikle hareket ettiklerini sözlerine ekledi.