Borrell ve Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib, AB ve Belçika tarafından Filistin konulu “İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel Koalisyon” girişiminin ikinci toplantısında açılış konuşması yaptı.
Gazze’deki “felaket boyutundaki insani krizin” ele alınması için acilen harekete geçilmesi gerektiğini dile getiren Borrell, acilen ateşkesin sağlanmasının yanı sıra İsrail-Filistin çatışmasına uzun vadeli siyasi çözümler bulunması gerektiğini söyledi.
Borrell, Gazze’de 40 bini aşkın sivilin hayatını kaybettiğini hatırlatarak, “Bunların büyük çoğunluğu masum insanlar, kadınlar ve çocuklar. Masum erkekler de var. Ama çok fazla çocuk, binlerce çocuk öldü. Daha önce de söyledim, gidin ve Gazze’de yaralı çocuklar için çalışan bir hastaneyi ziyaret edin. Barışa olan ihtiyacı hissedersiniz” dedi.
Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin son 40 ayda zorla yerinden edilmeye maruz bırakıldığına işaret eden Borrell, “Brüksel’deki nüfusun iki katı insan son 40 ayda cehennemi yaşıyor. Oradan oraya, güneyden kuzeye, kuzeyden güneye pinpon oynanır gibi yer değiştiriyorlar. Şimdi gidecek yerleri yok, sağlık hizmetleri yok, okulları yok, toplumu oluşturan her şey enkaza dönüşmüş durumda” diye konuştu.
Gazze konusunda medyadaki sansüre eleştiri
Borrel, “Hiçbir uluslararası çatışma bugün Gazze’de gördüğümüz kadar çok insanın acı çekmesine neden olmuyor” ifadesini kullandı.
Gazze’ye yönelik kayıtsızlığı, medyadaki sansür ve sosyal medyadaki algoritmalara bağlayan Borrell, “Gözleriniz görmezse, kalbiniz de hissetmez. Avrupa toplumlarındaki pek çok kişi görmüyor çünkü kimse neler olduğunu göstermiyor. İsrail toplumunda da Gazze’de neler olduğunu görmüyorlar çünkü kimse göstermiyor. Bir de algoritmalar var. Savaş için çalışan algoritmalar barış için çalışanlardan çok daha güçlü” eleştirisinde bulundu.
Son gününde AB’ye çağrı
Borrell, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres hakkında İsrailli yetkililerin yaptığı suçlamalara ilişkin, “Olaylar büyüyor ve (BM çalışanları) hayatlarını riske atıyor. BM’ye olabilecek en kötü şekilde davranılıyor. BM Genel Sekreteri’nden ‘yılanın başı’ olarak bahsediyorlar. Yani İsrail’e karşı savaşan bir tür yılan gibi bahsediyorlar” sözleriyle tepki gösterdi.
Kaja Kallas’a devretmeye hazırlandığı görevinin son gününde Borrell, AB’yi barışı sağlamak ve şiddeti durdurmak için “İsrail’e karşı diplomatik ve ekonomik gücünü kullanmaya” çağırdı.
Borrell, şunları kaydetti:
“Elimizde baskı yapabileceğimiz bir güç var ama bunu kullanmak istemiyoruz. Olumlu teşvikler yaratabilir ve zorlayıcı tedbirler uygulayabiliriz. AB söz konusu olduğunda bunun için oy birliğine ihtiyaç olduğunu ve bunun olmayacağını biliyorum ama en azından bunu gündeme getirmelisiniz. Eğer ikna etmenin ötesine geçen tedbirler alamazsanız ilerleyemeyiz çünkü iknanın yeterli olmadığı kanıtlandı. Kaç kez İsrail’e gittik ve vazgeçirmeye çalıştık, rica ettik, yalvardık. Bu yeterli değil.”
“Çifte standart olmaksızın uluslararası hukuka saygı”
Belçika Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib ise uluslararası toplumu beyanların ötesine geçmeye ve başta İsrail-Filistin çatışması olmak üzere Orta Doğu’da devam eden krizi ele almak üzere somut adımlar atmaya çağırarak, bölgede barış ve uzlaşmanın sağlanması için acil tedbirlerin ve uzun vadeli stratejilerin gerekliliğine işaret etti.
Uluslararası hukuk söz konusu olduğunda “çifte standardın olmaması” gerektiğini ifade eden Lahbib, “Dünyadaki tüm çatışmalarda tüm tarafları çifte standart olmaksızın uluslararası hukuka saygı göstermeye çağırıyoruz” diye konuştu.
Lahbib, “iki devletli çözümün” mümkün olabilmesi için diplomatik adımların atılmasına ihtiyaç olduğunu aktararak, “Diplomasiye, İsraillilerin ve Filistinlilerin müzakere masasına dönmelerine ve halkın haklı olarak hak ettiği barış ve güvenlik içinde yan yana yaşamalarına fırsat verecek koşulları yaratmak için adımlar atmalıyız. Bu yarın ya da sadece biz istediğimiz için gerçekleşmeyecektir. Tüm tarafların siyasi cesaret göstermesi gerekecek” ifadelerini kullandı.
“İki Devletli Çözümün Uygulanması için Küresel Koalisyon” girişimi, AB ve Suudi Arabistan tarafından BM Genel Kurulu sırasında 26 Eylül’de başlatılmış ve ilk toplantı 30-31 Ekim’de Riyad’da yapılmıştı.