Kıbrıs İlim Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ömer Üre yazdı…
Ömer Üre,”Bu konu hakkında çok şey yazıldı çizildi. Maske taktığı için virüsten korunup sağlıklı kalacağı inancı özellikle insanların kendilerini iyi hissetmelerini sağlıyor. Bu açıdan maske ve mesafe en güvenilir araçlar oluyor. Pandeminin başlarında çocuklar yetişkinler kadar zorlanmamıştı. Ancak daha bulaşıcı olan Delta varyantı gelişti ve Sağlık Sorumlularının tavsiyelerine uyarak tüm öğrencilerin ve personelin içerideyken maske takması zorunlu hale getirildi. Bazı psikologlar ve pediatristler özellikle çocukların kreşlerde, okullarda, servis araçlarında ve spor salonlarında uzun süreli maske kullanma zorunluluğu karşısında sosyalleşme becerilerini maskesiz olanlar kadar başarılı geliştiremeyecekleri iddiasını ileri sürmektedirler. Bazı sorular aklımıza geliyor. Gerçekte maske takma zorunluluğu çocukların kendilerini ifade etmelerine ve dinlediği kişinin duygularını ve duyuşlarını anlamada bir yetersizliğe yol açıyor mu? Maskeli iletişimde ağız ve yüz kasları ve çevresi yüzdeki çizgiler görülmeksizin anlaşım nasıl sağlanıyor? Çocuk sadece gözleriyle ve sesle iletişim kurarak karşıdakinin neler hissettiğini anlamada zorluk ve karmaşa yaşayacak mıdır? Acaba çocukların maske için atıfları yetişkinlerle aynı mıdır? Beş yıl sonra bu nesil acaba farklı bir iletişim, anlaşım ya da bir davranım bozukluğu sergileyebilirler mi? İki yaşındaki bir çocuk annesiyle dışarı çıkacağı zaman uyarılmadığı halde hemen maskesini takıyorsa bu sağlıklı bir davranış mıdır? Tek çocuklu aileler? Bilim insanları ilgili yöneticiler, okul sistemleri, kreşler ve servis araçları yöneticilerinin maske takmak için gerekli şartları yerine getirmeden önce uzun süreli maske kullanımının çocuklar üzerindeki etkileri hakkında kapsamlı araştırmalar yapılmasını önerirler. Üniversiteler ve araştırmacılara görev düşüyor. “