2025 bütçe görüşmelerinde Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi konuşuluyor.
CTPİskele Milletvekili Fide Kğrşat,her yıl Meclis’te tartışılan eğitim bütçesinin, asgari hedeflere ulaşmada dahi ne yazık ki yetersiz kaldığını gözlemlediklerini vurguladı.
Eğitimde yılların kronikleşen sorunları ile boğuşulduğuna ancak artan sorunlara rağmen bütçenin düştüğünü gözlemlediklerini dile getiren CTP İskele milletvekili Kürşat çağdaş eğitim sistemlerinde bütçe payının yüzde 15 olduğunu kaydetti.
Kürşat, “Bu hükümetin eğitimde 3 imzası var; çadırda eğitim ve su baskını… Maksada uygun olmayan kontetynırlarda eğitim… Ve kurultay nedeniyle 1 hafta gasp edilen eğitim öğretim hakkı… Bu hükümetin eğitimle ilişkisi bunlardır” dedi.
Meclis Genel Kuruluna hitap eden Fide Kğrşat, bakanlık bütçe görüşmelerinde şöyle dedi;
“EĞİTİMDE 3 İMZA; ÇADIRDA EĞİTİM VE SU BASKINI/ KONTETYNIRLARDA EĞİTİM VE EĞİTİME KURULTAY ARASI”
“Anlaşılacağı üzere, hükümetin önceliği bu yıl da eğitim değildir. Milli Eğitim Bakanlığı’na ayrılan payın; %74’ü Personel giderleri ve yatırımlarına, %15’i Cari transferler ve sermaye giderlerine, %11’i Mal ve hizmet alımlarına… Eğitimin gelişimi ve iyileştirilmesi için mal veya hizmet almaya yönelik kısım, ayrılan bütçenin sadece %11’i… Durum geçen yıldan pek farklı değil
Bu hükümetin eğitimde 3 imzası var; çadırda eğitim ve su baskını… Maksada uygun olmayan kontetynırlarda eğitim… Ve kurultay nedeniyle 1 hafta gasp edilen eğitim öğretim hakkı… Bu hükümetin eğitimle ilişkisi bunlardır… Bu koşullar eğitim kalitesini, çok olumsuz etkiliyor.”
“KONTEYNER SINIF ARTIK ZORUNLULUKTAN ÇIKMIŞ, BİR TERCİH MESELESİ OLMUŞTUR”
“Konteyner sınıfların 5-6 yıllık ömrü var, kaynaklar israf ediliyor. Konteyner sınıf artık zorunluluktan çıkmış, bir tercih meselesi olmuştur. Yeni okullara da, artan nüfus ve plansızlıktan dolayı, sürekli kapasite artırımı için konteyner sınıflar konuluyor.
Mevcut okulların %80’inin 1974 öncesi yapılar. Birçok okulun fiziki altyapısı eski ve sağlıksız durumda. Okulların depreme karşı güçlendirilmesi sürecinde, yetersiz mali kaynak ve bürokratik engeller nedeniyle gecikme yaşanıyor. Hemen hemen her gün beşik gibi sallanıyoruz, uzmanlar olası deprem riski için uyarıyor.
Bu ciddi ve hayati mesele için gerçekçi bir bütçe gerekir.
Eğitimin, bireylerin gelişimine, toplumsal refahın artırılmasına, demokratik bir toplumun inşasına olan katkısını göz önünde bulundurduğumuzda, eğitim bütçesinin, ülkenin öncelikli meselelerinden biri olması gerektiği açıktır. Ancak ne yazık ki, eğitimdeki kronik sorunlara çözüm üretmeye yönelik bir irade ve bu iradeyi destekleyecek bütçeyi göremiyoruz.
Eğitim, sadece bir neslin değil, bütün toplumun refah seviyesini doğrudan etkileyen bir alan olduğu için, eğitimin kalitesinin arttırılması, fırsat eşitliğinin sağlanması ve geleceğin liderlerinin, bilim insanlarının, sanatçılarının yetişmesi için, gerekli yatırımların yapılması hayati öneme sahiptir.
Ancak mevcut hükümet yapısıyla, her yıl Meclis’te tartıştığımız eğitim bütçesinin, bu hedeflere ulaşmada ne yazık ki yetersiz kaldığını görmekteyiz…”
“OKULLARIN DÖNÜŞÜM TAKVİMİNİN HAZIRLANMASI ŞARTTIR”
“Görülen şu ki, her geçen yıl eğitimdeki sorunlar çığ gibi artmaktadır. Maalesef ne mesleki eğitim, ne genel eğitim, ne de yüksek öğretimde nitelikli politikalar, çağdaş vizyonlar yok! Ülkenin ekonomik, sosyal ve kültürel gelişimi için nitelikli insan kaynağına ihtiyaç vardır. Bunun yolu da eğitim politikalarına bağlıdır. Eğitim politikası belirlemek ve yürütmek, diğer alanlara benzemez. Çünkü eğitim politikaları, sadece bugünü etkilemez, gelecek yıllara etkisi çok daha büyüktür. Eğitim politikalarının somut etkisi, ve sonuçları çoğu zaman 10-15 yıl sonra ortaya çıkar.
Bu nedenledir ki, eğitim politikaları en geniş şekilde, paydaşlarla, uzmanlarla tartışılıp oluşturulması ve devlet politikası haline getirilmelidir. “okulların eğitimsel ve yapısal dönüşüm takviminin” hazırlanması şarttır. Eğitim politikalarındaki eksikliklerin, hataların bedelini, bir toplum, bir nesil öder. Gelip geçici hükümetler değil. Ülkemizde eğitim sistemi, yıllardır ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıya…”
BÜTÇENİN, BÜYÜK BİR KISMI PERSONEL GİDERLERİNE
“Eğitimde fırsat eşitsizliği, öğretmen açığı, altyapı eksiklikleri, müfredatın çağın gerisinde kalması gibi, temel sorunlardır. Ancak, bu sorunları çözmek adına ayrılan bütçeye bakıldığında, sorunların büyüklüğü ile ayrılan kaynaklar arasındaki dengesizlik, eğitimin kalitesini ciddi şekilde etkiliyor.2025 bütçesinin eğitimdeki ihtiyaçları karşılamaktan çok uzakta olduğu aşikârdır.
Toplumsal dönüşüm ve ilerleme için en kritik alan eğitimde, Bütçenin, büyük bir kısmının personel giderlerine ayrılmıştır.”