Manavoğlu, “Sistemdeki temel sorunlar, eksik ve yetersiz yasalarla birlikte denetimsizlikten kaynaklanmaktadır. Yıllarca çözüme kavuşturulmamış bu meseleler, sonunda toplumun her kesimini derinden etkileyen sorunlara yol açmıştır. Şimdi, daha fazla zaman kaybetmeden, acil bir şekilde hayata geçirilmesi gereken yasa tasarılarına ihtiyacımız var,” dedi.
İlk olarak “Bakanlıkların Kuruluş Yasası”na dikkat çeken Manavoğlu, bu yasanın, özellikle koalisyon hükümetlerinin son dönemde yaşadığı siyasi çatışmalar ve pazarlıklar açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Bakanlıklar ve bu bakanlıkların altındaki daire, kurum ve kuruluşların belirli ve sabit bir yapıya kavuşmasının, koalisyon içindeki anlaşmazlıkların son bulmasına yardımcı olacağına inandığını söyledi. Koalisyon hükümetlerinde her zaman bir pazarlık unsuru haline gelen Bakanlıklar altındaki daireler ve kurumların, hukuki bir çerçeveye oturtulması gerektiğinin altını çizdi.
Manavoğlu’nun gündeme getirdiği ikinci yasa tasarısı ise “Kamu Çalışanları Değişiklik Yasa Tasarısı.” Manavoğlu, kamu sektöründe yaşanan verimsizlik ve bürokratik tıkanıklığın, vatandaşların hizmet alamaz hale gelmesine yol açtığını belirtti. “HP konsolide uygulanmalı mı uygulanmamalı mı?” tartışmalarının sürdüğü şu günlerde, kamu hizmetlerinin daha verimli hale getirilmesi için bu yasa tasarısının kabul edilmesi gerektiğini vurguladı. Kamu çalışanlarının iş verimliliği arttırılmalı ve kamu hizmetleri, vatandaşlar için daha ulaşılabilir olmalıdır.
Gülşah Sanver Manavoğlu, bu yasa tasarılarının popülizmden uzak bir şekilde, hükümet, muhalefet ve sivil toplum işbirliğiyle bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Manavoğlu, halkın çıkarlarını gözeterek atılacak adımların, seçimden çok daha önemli olduğunu ifade etti: “Zaman dar, önümüz yine seçim ama memleketim her şeyden daha önemli. Seçim sonrası değil, şimdi bu düzenlemeleri yapmak zorundayız.”
Bu açıklamalar, ülkedeki mevcut yasaların işlevsizliklerine ve yetersizliklerine dair toplumsal bir farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Manavoğlu’nun vurguladığı gibi, sorunlar birikerek daha karmaşık hale gelirken, yapılacak yapısal değişiklikler, toplumsal huzur ve ekonomik istikrar için kritik öneme sahip.