UBP Genel Sekreteri Oğuzhan Hasipoğlu, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın “Federasyon bizim için bir saplantı değildir” açıklamasını değerlendirdi.
Erhürman’ın, Kıbrıs meselesindeki federasyon modelini artık ideolojik bir görüş olduğu için değil, “Bilgi” diye nitelediği BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarında; iki toplumlu, iki kesimli ve siyasal eşitlik temelinde, tek egemenliğin olacağı bir çözüm” tanımlalamasına dayanan ve değişmeyecek bir pozisyonu olduğu için partisinin benimsediğini açıkça ifade etttiğini belirten Oğuzhan Hasipoğlu, şunları ifade etti:
“Burada unuttukları nokta, bahsedilen parametrelerden; gerek tek egemenliği, gerek siyasal siyasal eşitliği, iki bölgeliliği Rum tarafının bizlerden çok farklı yorumlamasıdır. Diğer bir edinilmiş tecrübe; Rum tarafının, bizlerle bu adanın yönetimini ve zenginliğini paylaşma niyeti olmadığıdır. Bu iki husus da CTP”nin UBP ile birlikte kabul ve tecrübe ettiği kesin bir “Bilgidir”.
Hatırlamakta fayda var, 2017 yılında Crans Montana görüşmeleri çöktüğü gün, bavulunu toplayan dönemin Rum Başkanı Anastasiades, dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Cavusoğlu`na, “bundan sonra artık Federasyonu değil iki devlet de dahil olmak üzere başka modelleri görüşülmesi gerektiğini” ifade edebilmiştir. Yani onlar için bile bu parametreler değişmez değildir.
Sonuç olarak BM”nin parametreleri değişirse CTP`nin Kıbrıs konusundaki ideolojisi de mi bu görüşe göre değişecektir? CTP ideolojisi, BM Güvenlik konseyi Daimi üyeleri ABD, Rusya, Fransa, Çin ve İngiltere iradesine tabi bir hale mi gelmiştir? Zira bu “Bilgi” 5 daimi devletin ortak kararı ile oluşmuştur.”
UBP Genel Sekreteri Hasipoğlu, 2025 yılının yeni gelişmelere gebe olabileceğini, Kıbrıs Türk Halkı olarak siyaseti dünya ve ada gerçekleri üzerinden değil de BM Daimi üyelerinin çağdışı kalmış ve adil olmayan kararları üzerinden yapmamak gerektiğini kaydetti.
Oğuzhan Hasipoğlu, “Kıbrıs Türk halkının çoğunluğu Annan planına “evet” dedikten sonra, Annan raporunun, özellikle bu raporda geçen “Kıbrıs Türklerine uygulanan haksız izolasyonlara artık son verilmelidir” ifadesinin bir Güvenlik Konseyi kararına dönüşmemesi ne kadar adildir. Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere, bir çok devlet BM’nin adil olmayan bu sistemini değiştirmek için uğraşırken, bizim bu kararlara mutlak bağlılığımız neden?” diye sordu.
Çağdışı kalmış BM kararlarının artık adadaki gerçeklikle bağdaşmadığını, Kıbrıs konusundaki ilgili BM kararlarının değişmesi için iktidarı ve muhalefetiyle tek ses olunması ve adadaki gerçeklik temelinde, egemenlik için hep birlikte mücadele verilmesi gerektiğini anladıklarını vurgulayan Hasipoğlu, “CTP’nin Kıbrıs konusundaki BM kararları sevdasına karşı, 40 yıl süren tecrübe edilmiş sonuçsuz federasyon müzakerelerinden bizim çıkardığımız ‘Bilgi’ budur” dedi.