Kıbrıs meselesi, uluslararası toplumun yıllardır yanlış teşhisler ve hatalı reçetelerle ele aldığı bir konu olmaya devam ediyor. Rum tarafının tutumu, bu sürecin en temel sorunu. Kıbrıs Rum liderliği, 2004’te tüm dünya tarafından kabul edilen Birleşmiş Milletler parametrelerini reddetmiş, adanın bütünlüğü ve çözüm süreci hakkında hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir. Bununla birlikte, günümüzde hâlâ “federasyon” temalı bir çözüm arayışı olduğu sanılıyor. Oysa, Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafıyla gerçek bir anlaşmaya varma niyeti olmadığı ortada.
Uluslararası toplum, Kıbrıs Rum tarafına gösterdiği desteği, adadaki gerçek durumu göz önünde bulundurmadan sürdürüyor. Bugün Güney Kıbrıs, Avrupa Birliği’ne tek taraflı kabul edilerek, fiilen Yunanistan ile birleşmiş durumda. Ancak bu gerçekler göz ardı edilerek, Kıbrıs Türk tarafı sürekli olarak uluslararası baskılara maruz kalıyor. Kıbrıs’ın çözümü, ancak iki egemen eşit devlet temelinde mümkündür. Aksi takdirde, çözüm arayışları sadece zaman kaybı olacaktır.
Kıbrıs Türk tarafı, uluslararası topluma doğru teşhis koymayı ve çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemeyi öneriyor. Ancak bu gerçekler, hâlâ dünya çapında kabul görmemiş durumda. Kıbrıs’ın geleceği, iki eşit egemen devlet temeli üzerine kurulmalıdır. Uluslararası toplumun artık bu yanlıştan dönmesi ve gerçek bir çözüm için adım atması gerekmektedir.