Manavoğlu: “Çocuklarımızı koruyamıyorsak, geleceğimizi kaybediyoruz”
Manavoğlu, bu tür vakaların artmasının toplumun çocuklara verdiği eğitimi, ailelerin rolünü, devletin denetim mekanizmalarını ve sosyal yapının çöküşünü sorgulamamız gerektiğini ortaya koyduğunu belirtti.
Manavoğlu, çocukların hem ailede hem de okulda ahlaki ve etik değerlerle eğitilmesi gerektiğini, ancak mevcut sistemin bu konuda yetersiz kaldığını ifade etti. Eğitim sadece akademik başarı odaklı değil, bireylerin karakter gelişimini destekleyici olmalıdır. Çocuklara empati, saygı ve kişisel sınırları öğrenme bilinci kazandırılmadığında, akran zorbalığı ve şiddet eğilimi giderek artıyor.
Denetim eksikliğine de değinen Manavoğlu, okullarda rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinin yetersiz olduğunu, çocukların yaşadığı psikolojik travmaların fark edilmediğini ve eğitim kurumlarının bu konularda daha etkin denetim mekanizmaları geliştirmesi gerektiğini belirtti. Ailelerin çocuklarını eğitme konusunda daha bilinçli olması gerektiğini söyleyen Manavoğlu, “Çocuklarımızı başıboş bırakıyoruz, onları sosyal medyanın ve kontrolsüz içeriklerin insafına terk ediyoruz” diyerek ailelerin de sorumluluklarını hatırlattı.
Manavoğlu, toplumsal eşitsizliklerin ve ekonomik adaletsizliğin de çocukların suça sürüklenmesinde önemli bir faktör olduğunu vurguladı. “Ekonomik sıkıntılar içinde olan aileler, çocuklarının psikolojik ve sosyal gelişimiyle yeterince ilgilenemiyor. Aile içi huzursuzluk ve ihmal, çocukları dış dünyada şiddet ve suça daha yatkın hale getiriyor” dedi.
Çocuk suçluluğunu önlemek için sadece cezai yaptırımlara odaklanmanın yeterli olmayacağını belirten Manavoğlu, sosyal hizmetlerin güçlendirilmesi, dezavantajlı çocuklar için destek mekanizmalarının artırılması ve toplum destekli polis uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.
Manavoğlu, çocukların korunması için alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı:
Okullarda rehberlik ve psikolojik destek hizmetleri güçlendirilmeli, öğrencilere zorbalık ve kişisel sınır eğitimi verilmeli.
Ailelerin çocuklarıyla daha fazla vakit geçirmesi ve eğitimlerinde aktif rol alması teşvik edilmeli.
Sosyal medya ve dijital içeriklerin çocuklar üzerindeki etkileri denetlenmeli, filtreleme sistemleri devreye sokulmalı.
Okul çevreleri ve metruk binalar daha sık denetlenmeli, çocukların güvende olması için yerel yönetimler ve güvenlik güçleri daha etkin çalışmalı.
Ekonomik sıkıntılarla mücadele eden ailelere sosyal destek programları genişletilmeli.
“Çocuklarımızın güvenliği için tüm toplumu sorumluluk almaya davet ediyorum” diyen Manavoğlu, sadece bireysel değil, toplumsal bir mücadele ile bu tür olayların önüne geçilebileceğini belirterek yetkilileri acil önlem almaya çağırdı.