Birçok tarih kaynaklarına göre Gavur İmam bugünkü Baf kazasının Hrisohu bölgesindeki Tremitusa (Tremithousa Chrysochous) köyündendi.
Birçok Türkçe konuşan Kıbrıslı köyü gibi “Linobambaki” köyüydü burası da.
Kendisinin asıl adının Polili “İbrahim Ağa” olmasına rağmen tarihte “Gavur İmam” olarak anılmasının sebeplerinden birinin diğer dış destekçileri ile yaptığı çalışmalar, diğerinin de yaşadığı yer ile ilgili olabileceği düşünülmektedir.
Gavur İmam’ın mücadelesinin başlangıcı, Osmanlı yönetiminin dikkatini üstüne çekmeden, mülkünü neredeyse bir askeri kampa dönüştürmeye başladığı 1832 yıllarına dayandırılmaktadır.
Yaptığı propagandalar ile bölgedeki Türkçe konuşan bazı Kıbrıslı nüfusun da kendisine katılmasıyla elindeki güç her geçen gün büyüyordu.
1833 yılının Mart ayında, toplum içinde vergi nedeniyle oluşturduğu olumsuz algılar ve diğer propagandalar ile halkı ayaklanmalara teşvik ettiği o günlerde , Gavur İmam’ın yeteri kadar Türkçe konuşan ve Rumca konuşan Kıbrıslıyı etrafına toplayabildiği iddia edilmektedir.
Gavur İmam, her yerde amacının bütün Kıbrıslılara yarar sağlamak olduğunu ve halkı yapacağı çalışmalar ile bu ağır vergilerden kurtaracağını anlatıp duruyordu o günlerde.
Sonuç olarak söylemleri, tüm Kıbrıs toplumunu etkilemese bile toplumun bir kesiminde bir karşılık bulduğu anlatılmaktadır.
Sürdürdüğü mücadelesinde, Yilu (Giolou) üzerinden güneye inerek ve kısa sürede Baf’ın büyük bir kısmının kontrolü altına girmesiyle devam ettiği iddia edilmektedir.
Gavur İmam’ın Limasol’a devam etmesinden endişelenen Kocabaşı Pilavakis gibi Ortodoks önde gelenler de Osmanlı’dan isyanın bastırılması için yardım istemişlerdi.
O dönem yapılan yazışmalar bize net olarak göstermektedir ki Gavur İmam’ın planı, Baf’tan sonra sırasıyla Limasol, Larnaka ve Lefkoşa’yı ele geçirerek Osmanlı hakimiyetini sonlandırmak ve Kıbrıslıları farklı idare şekillerine mahkum etmek idi.
Bazı kaynaklara göre ise adanın valisi ve adadaki bazı devletlerin temsilcilerin asıl korktuğu şey, Karpaz’daki isyancılar ile Baf’taki Gavur İmam’ın birlikte Lefkoşa’ya yürüyecekleri söylentileriydi.
O dönemin değerlendirilmesini yapan bazı tarihçiler de, Kıbrıs’ın hakimiyetinin bölgede büyük bir güç sahibi olan Osmanlı yönetiminden Kıbrıslı bir isyancının eline geçmesi ihtimali, adadaki Avrupa devletlerinin temsilcilerinin iştahını kabarttığı yönünde idi.
Bu yaşananların ışığında ve özellikle Kıbrıs’taki Avrupa devletlerinin temsilcilerinin tavırları üzerine Osmanlı yönetiminin o dönemki imkanlarını zorlayarak harekât kararını aldığı söylenmektedir.
Anadolu’dan Gemikonağı’na (Karavostasi) çıkardıkları askerlere ek olarak arkalarına aldıkları adadaki halk ile İsyan bastırılırken tutuklanmak istemeyen Gavur İmam’ın destekçilerinin yardımı ile adadan ayrılıp İskenderiye’ye kaçtığı düşünülmektedir.
Gavur İmam’ın son dönemi hakkında değişik kaynaklar farklı şeyler söylese de, sonunda adaya getirilip idam edildiği kabul edilen bilgiler arasındadır…