Bugüne kadar bırakılan taçlar, tahtlar ya da unvanların hiçbiri terk edildikleri için değerini yitirmedi. Fakat bunları geride bırakanlar hep konuşuldu. O motivasyonu sağlayan nedenlerden “aşk” ile ilgili sorulardan biri de “Gerçekten buna değer mi?”
Birçok insan için büyülü gelen soy adları, kraliyet ailesi unvanları, aşk için terk edilebiliyor. Bu gücü veren aşk mı yoksa bu unvanların getirdiği sorumluluklar mı, cevapları net de bir tane de değil.
Son olarak, Japonya Prensesi Mako, halktan biriyle evlenerek tahttan vazgeçti ve sıradan bir yaşamı seçti. Bunun benzerleri geçmişte de yaşandı.
Peki, Mako’yu etkileyen aşk için unvanlarından vazgeçen diğer kraliyet isimleri kimler?
Bu isimlerden ilk akla gelen şüphesiz ki İngiltere tahtından vazgeçen Kral Edward.
Kral Edward’ın tercihi İngiliz Kraliyet ailesinin yüzünü karartan, dünyayı sarsan ve tarihin akışını değiştiren bir skandal olarak tarihe geçti.
Prens Edward zaten çalkantılı aşk hayatı ile İngiltere’nin “çapkın prensi” olarak dergilere bile konu olurken, gönlünü de evli olan Amerikalı Wallis Simpson’a kaptırdı.
Kraliyet çevreleri tarafından hoş karşılanmayan bu ilişki git gide derinleşmeye başladı. Dönemin hükümeti de bu durumdan rahatsızdı. Edward konuyu babasına açmayı düşündü. Zira, tam da bu sıralarda Kral 5. George vefat etti ve Edward 1936’da tahta çıktı.
27 Ekim 1936’da Bayan Simpson, muhtemelen Kral Edward ile evlenme niyetiyle büyük skandala yol açan bir boşanma kararı aldı.
İngiltere Kilisesi ve çoğu İngiliz politikacı için 2 kez boşanmış bir Amerikalı kadın, müstakbel bir İngiliz kraliçesi olarak kabul edilemezdi.
Winston Churchill ise o zamanlar Edward’ı destekleyen tek kayda değer politikacıydı.
1936’nın 24 Ocak’ında İngiltere’nin kralı olan 8. Edward, delicesine aşık olduğu bu kadınla evlenebilmek için 326 gün oturduğu tahttan çekildi. Böylelikle Edward, “Majesteleri” statüsünden çıkarılarak Windsor Dükü oldu.
İngiltere için sarsıcı bir karar olan bu olaydan sonra Edward’ın küçük kardeşi Prens Albert, ertesi gün Kral 6. George olarak tahta yükseldi.
Esasen, Edward ve Simpson bu olaydan sonra İngiltere’den sürgün edilmiş oldu. Fransa’ya taşınan aşıklar, yeni kral 6. George’un izni olmadan eve dönemediler.
Haziran 1937’de Simpson ve Edward evlendi, 1972’de Edward’ın ölümüne kadar bir ömrü birlikte geçirdi.
Edward’ın 326 günlük krallığının son eylemi, kendi tahttan çekilmesini onaylamaktı. Edward, resmi olarak “Majesteleri” statüsünden çıkarılıp Windsor Dükü oldu.
Japon Prenses ayrılışıyla tarihte ilk oldu
Japon monarşisi, dünyada günümüze kadar devam eden en eski monarşi olarak sayılıyor. Japon tarihine göre ise İmparatorluk ailesinin 2 bin 500 yıllık geçmişi var.
Efsane olarak sayılan imparator Jimmu’dan günümüzdeki imparator Naruhito’ya kadar toplam 126 hükümdar Japon tahtında hüküm sürdü.
Naruhito’nun yeğeni Prenses Mako ise halktan biriyle evlenerek Kraliyet statüsünden feragat etmeyi tercih etti.
Mako ve erkek arkadaşı Kei Komuro, 2012 yılında Tokyo’da üniversitede tanıştı ve evlenmeye karar verdi. Medyanın ve Kraliyet çevrelerinin baskısına rağmen de evlendiler.
Kumoro için birçok karalama kampanyası yapıldı. Bunlardan birisi de Amerika’da avukatlık yapan Komuro’nun Japonya’ya döndüğünde saçını at kuyruğu yapmış şekilde dönmesi oldu. Diğer bir hadise de Komuro’nun annesinin maddi durumuyla ilişkili çıkan haberlerdi.
Tüm bu medya baskısı Prenses Mako ve Komuro’yu psikolojik olarak da etkiledi. Mako’da bir süre travma sonrası stres bozukluğu oluştu.
Fakat, her şeye rağmen Mako, aşkı Kumaro’yla evlenerek Kraliyet statüsünü kaybetti.
Daha sonra masraflarını kendilerinin karşıladığı basın toplantısında ise Mako, ”Benim için Komuro yeri doldurulamaz biri” diyerek eşini ne kadar sevdiğini yineledi.
Mako, saraydan ayrılan aile mensuplarına yapılan 150 milyon yenlik (1,3 milyon dolar) bir defaya mahsus ödemeyi de almadı.
Aşık çift şimdi Amerika’da istedikleri gibi özgür bir hayat yaşıyor.
Mako ilk değildi
Aslında Japon prensesleri arasında Mako, Kraliyet’ten el çekmiş ilk ve tek prenses değil.
2018’de kuzenlerinden biri olan Prenses Ayako da Kei Moriya adlı bir iş insanıyla evlendi ve hanedandan ayrıldı.
2005’te ise şimdiki İmparator Naruhito’nun ablası ve önceki imparator Akihito’nun tek kız çocuğu olan Prenses Sayako yine halktan biriyle evlendi.
Hatta Sayako, tahttan feragat edip halka karışabilmek adına belli alışkanlıklar kazanmak için çaba sarf etmek zorunda kaldı. Araba sürmek ve süpermarketten alışveriş yapmak gibi gündelik işler bile eski prensesin öğrenmek zorunda kaldığı işler oldu.
Japonya geleneği halihazırda kadınların tahta geçmesini münasip görmüyor. Zira, prensesler de halktan biriyle yaptıkları evliliklerini çoğu zaman ailelerinin tanıştırdıkları adaylarla gerçekleştiriyor.
Mako’nun durumunun istisnalığı biraz da burada yatıyor. Çünkü Kumoto, üniversitede tanıştığı herhangi biriydi. Bu yüzden ne halk ne de Kraliyet çevreleri bu evliliğe sıcak baktı. Fakat her şeye rağmen Mako, aşık olduğu adamla evliliği tercih etti.
Prens Harry de unvanını aşkı için bıraktı
İngiltere Kraliyet ailesinde Edward’dan sonra Prens Harry de taht yerine aşkı seçti.
Amerikalı oyuncu Meghan Markle ile evlenen Harry’in yolu, Kraliyet çevreleri için yine “skandal” bir tercihti.
Meghan’ın daha önce evlilik yapmış olması ve melez ten renginin yanı sıra, Harry’den yaşça büyüklüğü de hoş karşılanmadı. Ama Harry de her şeye rağmen aşık olduğu kadınla evlendi.
Fakat, çift bu sefer de sarayda yaşanan huzursuzluklar nedeniyle rahat bir evlilik hayatı yaşayamadı. Saraydan gelen dedikoduların sıklaşması ve çiftin verdiği röportajlar da dedikoduların tamamen asılsız olmadığını gösteriyordu.
“İstenmeyen gelin” Meghan ve Prens Harry kameralara karşı ne kadar gülümseyip mutlu görünseler de saraydan ayrılma kararını aldıklarını duyurmak durumunda kaldı.
Hayatlarını Amerika’da sürdüren çiftin unvanlarını kullanmalarına devam edecekleri Buckingham Sarayı tarafından açıklandı. Artık resmi olarak Kraliyet ailesini temsil etmedikleri için Hazretleri, Majesteleri gibi unvanlarla anılamasalar da Harry, Prens ve Sussex Dükü olarak, eşi Meghan ise Sussex Düşesi olarak anılabiliyor.
Kraliçe’nin eşi de kendi prenslik unvanını bırakmıştı
İngiltere tahtının kraliçesi 2. Elizabeth 1952’den beri hüküm sürüyor.
En uzun süre tahtın sahibi olan Kraliçe, oğlu ve torunu için Kraliyet geleneklerinden asla ödün vermedi.
Prens Charles, yine Diana ile evlendiğinde yaşanan huzursuzluklar ve sonrasında Diana’nın trafik kazası sonucu ölümü ne kadar trajikse torunu Prens Harry’nin evlilik kararından sonra yaşadığı çekişmeli olaylar da o kadar trajik sayılabilir. Çünkü, Kraliçe Elizabeth’in de aşık olup Prens Philip ile evlendiği biliniyor.
Yani Kraliyet mensuplarının aşık olmasında herhangi bir sorun yok. Fakat kime aşık oldukları sorunları beraberinde getiriyor.
Zira yine Prens Philip, Danimarka ve Yunanistan Prensliği unvanından Kraliçe Elizabeth ile evlenmeden önce vazgeçti. Elizabeth, kraliçe olduğunda da eşine “Prens” unvanını verdi. Ancak, Kraliyet yasalarına göre Prens Philip, yine resmi olarak Kraliçe’nin eşi olarak anıldı.
Grafik: Hafize Yurt