Helalleşme, öncelikle karşılıklı veya tek taraflı işlenen hak ihlallerinin tespiti veya itiraf edilmesi, sonrasında da bu hakların telafi yolunun aranması ve son olarak hakkı ihlal edilen tarafın-tarafların haklarını alması veya onlardan gönüllü olarak feragat etmesiyle oluşan bir durumdur.
Kamusal hak ihlalleri hesaplaşmanın konusu değildir. Modern hukukta olduğu gibi islam hukukunda da şahısların hak ve mağduriyetleri ile sınırlı olmayan hak ihlalleri ancak mahkemelerce çözülür.
Türkiye’de iktidarların gadrine uğramamış bir toplumsal grup veya kimsenin hakkını yememiş bir iktidar yoktur.
Geçmişe takılmak yerine helalleşerek geleceğe bakmayı tercih eden ve ölüleri savaştırmak yerine yaşayanları barıştırmak isteyen herkes bu yükü paylaşacak veya kargaşadan daha fazla ekmek çıkaramayacağını görenler paylaşmak zorunda kalacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin kimseden helallik isteyecek herhangi bir eylemi bulunmamaktadır. CHP. Devlet tarafından bu güne kadar gadre uğramış her türlü kesimin yenilen hakkının devlet diliyle seslendirilmesi ve o grup veya şahıslardan devlet adına özür dilenmesi gereğini vurgulamıştır.
Parti’ler geçicidir, Devlet kalıcıdır. Hak ihlallerinin partiler tarafından değil de devlet tarafından kabul görmesi toplumda büyük rahatlama sağlayacaktır. Devlet’in hatasını kabul ederek toplumdan özür dilemesi halk nezdinde de makul karşılanacak ve herkesi memnun edecektir.
UMARIM, KILIÇDAROĞLU’NUN BU ADIMI BİR KELEBEK ETKİSİ YARATARAK TOPLUMUN TÜM KATMANLARI TARAFINDAN KABUL GÖREN BİR DAVRANUŞ OLUR.
TEBESSÜM: 90. YAŞ TOPLANTISI.
Annem 90 yaşına gelince bütün aileyi topladık. Gelinler, torunlar, damatlar. Konu, bir ara döndü dolaştı balayına geldi.
Herkes gittiği yerleri anlatıyor, hepsi de popüler yerler. Maldivler, Sri Lanka, Datça, Side, Bodrum.
Kızım dönüp annesine sordu, “Babaanne, balayında siz nereye gittiniz?” diye
“Kızım” dedi annem “MERDİVENLERDEN ÇIKTIK, DEDEN BENİ ÜST KATA GÖTÜRDÜ.”